Türkiye Denizcilik Federasyonu (TÜRDEF), İMEAK Deniz Ticaret Odası'nın desteği ve DTO Meclis Eğitim ve İstihdam Komisyonu işbirliği ile geleneksel  IV.Denizci STK'lar Çalıştayı, Piri Reis Üniversitesi Tuzla Kampüsü'nde dün 09.00-18.00 saatleri arasında gerçekleşti. Çalıştayın açılış konuşmasını Türkiye Denizcilik Federasyonu (TÜRDEF) Başkanı Erkan Dereli, İMEAK DTO Meclis Başkanı Salih Zeki Çakır ve Piri Reis Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Oral Erdoğan gerçekleştirdi.

Türkiye Denizcilik Federasyonu (TÜRDEF) Başkanı Erkan Dereli, konuşmasına, TÜRDEF ve İMEAK Deniz Ticaret Odası ile birlikte düzenledikleri IV.Denizci STK'lar Çalıştayı’na katılım gösterdikleri için yönetim kurulları adına teşekkür ederek başladı. Denizci STK'lar Çalıştayı’nın bir önceki dönemlerde gerçekleşen gündem konularına ilişkin bilgi de veren Dereli, yabancı sahipli, yabancı bayraklı gemilerde Türk gemi adamı istihdamı konusunun kamuoyunda oldukça ilgi görmesi sonucunda bu yılki çalıştayı bu çerçevede düzenlediklerini belirtti. Erkan Dereli konuşmasına şöyle devam etti:

“2015 yılında ilk çalıştayımızı düzenledik. 18 Mart 2016’da ise ikinci çalıştayımıza 52 denizci sivil toplum kuruluşu katkı sundu. Bu ilk iki çalıştay denizci sivil toplum kuruluşlarının birbirlerini tanıması ve birbirleriyle diyalog kurması amacıyla gerçekleşti. Geçen yıl ise 479. Preveze Deniz Zaferi’nin yıl dönümünde 3. çalıştayımızı gerçekleştirdik. 3. çalıştayımız 3 ana başlıktan oluşmaktaydı. Birincisi, yelkenli teknede denize alışma eğitimi; ikincisi, gemilerde uygulamalı eğitim sistemi modeli oluşturulması; üçüncüsü ise yabancı sahipli yabancı bayraklı gemilerde Türk gemi adamı istihdamı konusu idi. Bu üçüncü madde kamuoyunda çok ilgi gördü. Ve biz hemen akabinde Türkiye’de bu işleri yapan firmalarla bir araya geldik. Onlarla istişarede bulunduk ve bunu çok daha kapsamlı yapalım, yurtiçinde ve yurtdışından temsilcilerin de iştirak edeceği bir çalıştaya dönüştürelim diye yola çıktık. Kasım 2017’den itibaren çalışmalarımıza başladık. Bu yıl da bugün Preveze’nin 480. Zafer yıl dönümünde kutlamaktayız. Hayırlı olmasını temenni ediyorum.

“TÜRK SAHİPLİ YABANCI BAYRAKLI GEMİLERDE TÜRK GEMİ ADAMI ÇALIŞTIRILMAMAYA BAŞLANDI”

 

Bu çalıştayımızın hazırlıklarını yaparken şirketini Türkiye’de kurmuş yabancı firmalar veya branş ofisleri olanlar veya Türk meslektaşlarımızla kurucu ortak anlamında genel müdür olarak çalışma yapan 30 civarında firma ile diyalog kurduk. 2018 başında ülkemizde ilginç bir olay yaşanmaya başlandı. Türk sahipli yabancı bayraklı gemilerde maalesef Türk gemi adamı çalıştırılmamaya başlandı. Kısmen zabitler, mürettebatın çoğunluğu yabancı personelden oluşmaktaydı. Dolayısıyla da bu uygulamaya geçen firmalarla biz istişarelerimizi yaptık. Ve sonunda bugünkü panelin ikinci bölümünde “Türk sahipli yabancı bayraklı gemilerde Türk gemi adamı çalıştırılmamasının nedenleri ve çözüm önerileri” başlığı altında yapmaya karar verdik. Biz bu çalışmaları yaparken 8 Nisan 2018 tarihinde Deniz Ticaret Odamızın seçimleri yapıldı. Meslek komiteleri ve kanun gereği meclisimizin ihtisas komisyonları oluşturuldu. Yönetim Kurulu Başkanımız Tamer Kıran, yönetim kurulu üyeleri ve Deniz Eğitim İstihdam Komisyonu ile yapmış olduğumuz görüşmeler sonucunda onların da bir çalıştay yapma fikri olduğunu öğrendik ve birlikte bu çalıştayı yapmaya karar verdik. Dolayısıyla da Deniz Ticaret Odası’nın desteği ve DTO Meclis Deniz Eğitim ve İstihdam Komisyonu’nun işbirliği ile bu çalıştayımızı gerçekleştiriyoruz.  Meclis Eğitim ve İstihdam Komisyonu Başkanı Kapt.Yusuf Sertkaya’ya, Başkan Yardımcısı Kaptan Erhan Esinduy’a da huzurlarınızda teşekkür etmeyi bir borç bilirim” dedi.

 

“2025 YILINDA 147 BİN ZABİT AÇIĞI ÖNGÖRÜLMÜŞTÜR”

 

TÜRDEF Başkanı Erkan Dereli, BIMCO, ICS ve AB Denizcilik Emniyet Kurulu’nun yapmış olduğu bir istatistiki bilgiyi de paylaştı. Dereli, “2015 yılında 16 bin 500 zabit, 2020 yılında 92 bin zabit, 2025 yılında ise 147 bin zabit açığı öngörülmüştür” diyerek dünyada en fazla gemi adamı yetiştiren ülkelerin Çin, Filipinler, Endonezya, Rusya ve Ukrayna olduğunu, ancak yurtdışına ihraç ettikleri gemi adamı sayısına göre ilk 6’ya giren ülkeler listesinde de Çin, Filipinler, Endonzeya, Rusya, Hindistan ve Ukrayna’nın yer aldığını belirtti.  

 

“KİMSEYİ ELEŞTİRMİYORUM, SADECE DURUM TESPİTİ YAPMAYA ÇALIŞIYORUM”

 

Türkiye’de aktif olarak denizde çalışan gemi adamı, zabit ve mürettebat sayısını veren kapsamlı bir envanterin olmadığının altını çizen Dereli, özellikle çalıştayın hazırlık sürecinde yabancı firmalarla yaptıkları görüşmelerde ‘Siz dünyaya ne kadar kaptan, mühendis, mürettebat arz edebilirsiniz?’ şeklinde sorularla karşılaştıklarını ifade etti. Bu sorulara sağlıklı bir cevap veremediklerini dile getiren Başkan Dereli, “Eğer Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığımızın web sitesine girerseniz, orada birbiriyle çelişkili rakamları da görmek mümkündür. Bunları kimseyi eleştirmek için söylemiyorum. Sadece durum tespiti yapmaya çalışıyorum” diyerek AB ülkelerinde onaylanmış yetki belgeli Türk zabit sayısının da 6 bin 377 olduğunun bilgisini paylaştı.

 

“TÜRK SAHİPLİ TÜRK BAYRAKLI GEMİ SAYISI 974 ADET, 7,5 MİLYON DWT KAPASİTESİNDE”

 

Çalıştayın ikinci oturumunda, yabancı bayraklı gemilerde yabancı personel çalıştırmaya başlayan şirketlerin veya başlatmayı düşünen şirketlerin yetkililerinin konuşmaya yapacağını söyleyen Başkan Dereli, Türkiye Armatörler Birliği’nin 12 Ocak 2018 tarihinde yapmış olduğu bir istatistiki paylaştı. Bu istatistike göre Türk sahipli yabancı bayraklı gemi sayısının 840 adet olup 18 milyon 500 bin dwt; Türk sahipli Türk bayraklı gemi sayısının ise 974 adet olup 7,5 milyon dwt kapasitesine sahip olduğunu belirtti.

 

“TÜRK GEMİ ADAMLARININ GELECEĞİNİ PARLAK GÖRMÜYORUM”

Tulon ve Gemlas Rubber’dan iş birliği anlaşması Tulon ve Gemlas Rubber’dan iş birliği anlaşması

 

Dereli, “Ocak 2018’ten itibaren Türk gemi adamlarının yabancı personele dönüşmesi tabi ki gelecek adına olumsuz bir dönüşümdür.  Ancak şunu göz ardı etmeyelim. Bir Türk gemi adamının bağlantılı olduğu Bakanlıklar; Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı, Aile Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, Savunma Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ve YÖK kuruluşudur. Bu kadar Bakanlıklara, sosyal, güvenlik, askeri konuları da dahil olmak üzere -üstüne basarak söylemek istiyorum- eğer bir bütüncül rapor çıkarılamaz ise Türk gemi adamlarının geleceğini pek parlak görmüyorum. Bunu da üzülerek söylüyorum çünkü hiçbir bakanlık diğeriyle ne yazık ki senkronize çalışmıyor. Ama gemilerde çalışan mürettebatın armatörlerimiz adına açtığı davaların çok kabul edilemez şekilde incelenmesi ve maalesef bunun bir geçim yolu, bir iş kolu gibi bazı hukukçular tarafından ele alınması işte ne yazık ki yabancı personele geçişin önemli maddelerinden biridir. Bunlarla birlikte belirtmek istediğim iki önemli kanun var. Birisi 4587 sayılı 22 Mayıs 2003 tarihinde çıkan İş Kanunu ve diğeri 12586 sayılı 29 Nisan 1967 tarihinde tam 50 yıl önce çıkmış olan Deniz İş Kanunu’dur. Maalesef gemi adamlarımız, denizcilerimiz bu iş kanunlarına göre yönetilmektedir. Deniz İş Kanunu’nun mutlak suretle çağdaş, uluslararası evrensel hukuk ilkelerine uyumlu bir şekilde değiştirilmesi gerekmektedir. Ve bu kanunun değiştirilmesi sürecinde de mutlaka STK’lardan, sendikalarımızdan, meslek ve ticaret odalarımızdan görüş alınmalıdır” dedi.

 

ÇALIŞTAY KONUŞMALARI HEYET TARAFINDAN CUMHURBAŞKANI’NA ARZ EDİLECEK

 

Başkan Dereli, ayrıca çalıştayda konuşmaların baştan sona kayıt altına alınarak, akademisyenlerin de dahil olduğu bir heyet tarafından bir proje şekline dönüştürüleceğini ve Cumhurbaşkanı’na arz edileceği bilgisini paylaştı.

“HERKESİN AKLINDA DOLAR SORUSU VAR”

 

TÜRDEF Başkanı Erkan Dereli’nin konuşmasının ardından kürsüye Piri Reis Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Oral Erdoğan çıktı. Prof.Dr. Erdoğan, Piri Reis Üniversitesi’nin, STK’ların düzenleyeceği tüm etkinlikler için kapısının açık olduğunu belirtti. Erdoğan, “Buraya ne kadar yatırım yapıldıysa bu yatırımda denizcilerin büyük payı var” diyerek Türk gemi adamlarının dünyada kabul edilmediği sorunlarının çok fazla dile getirilmesi üzerine, özellikle Katar’ın kendi Deniz Kuvvetleri’ndeki gemi adamlarını yetiştirme işini İtalya, Fransa, İngiltere yerine Türkiye’ye vermesinin göz ardı edilmemesinin önemine dikkat çekti. Prof.Dr. Oral Erdoğan, “Türkiye’nin elinde önemli fırsatlar var. Ekonomik gidişatı da düşünürsek şu anda herkesin aklında dolar sorusu vardır diye düşünüyorum. Şirketler, üniversiteler veya STK’lar dövizin yüksek seviyede seyretmesinden dolayı kendi tükettikleri alanlarda yüksek bir maliyetle karşılaşacaklar. Böyle bir ortamda sürdürülebilirliği sağlamak için sadece teknik işlerle uğraşmak yetmiyor, finansal boyutlarla da çok yakından ilgilenmekte fayda var” açıklamasını yaptı.

 

“DENİZCİLİĞİMİZ İÇİN ÇOK ELZEM BİR KONU BUGÜN MASAYA YATIRILIYOR”

 

Prof.Dr. Oral Erdoğan’ın ardından kürsüye İMEAK DTO Meclis Başkanı Salih Zeki Çakır çıktı. Preveze Deniz Zaferi’nin 480. yılını kutlayarak sözlerine başlayan Çakır, “Bu büyük zaferi tarihimize kazandıran büyük komutan Barbaros Hayrettin Paşa ve levendlerine Allah’tan rahmet diliyorum. Bütün deniz şehitlerimizin ve bu toprakları vatan yapan tüm şehitlerimize rahmetler diliyorum. DTO 9. Dönem Meclis Başkanı olarak birkaç konuyu sizlerle paylaşmak istiyorum. Bu dönemde meclisimiz ve yönetim kurulumuz sektörümüzle yakın işbirliği içinde her türlü maddi ve manevi desteği vererek yapılan çalışmalara katkı sunmaktadır. Ve bu katkının artarak devam edeceğini ifade etmek istiyorum. Odamız, bugünkü toplantıda denizciliğimiz için çok elzem bir konunun masaya yatırılacağı böyle bir çalışmaya destek oldu. Emeği geçenlere, katılımcılara, konuşmacılara, destek verenlere, sponsorlara hepsine yürekten teşekkür ediyorum” dedi.

“DENİZCİLERİMİZİN HER ŞEYDEN ÖNCE LAYIKIYLA ANLAŞILMAYA İHTİYACI VAR”

 

DTO Meclis Başkanı Çakır, ülkemizin işsizlik problemine de dikkat çekerek; “Ülkemizin çok genç bir işsiz nüfusu var. İşsizlik oranı ülkemizde yüksek ancak genç işsizlik oranı daha da yüksek. Öte yandan hem Türk denizciliği hem de dünya denizciliği olarak bir istihdam açığından söz etmekteyiz. Bir tarafta işsizler ordusu varken bir tarafta da aradığı nitelikte, kalitede insan kaynağı bulamayan Türk ve dünya denizciliği var. Tabi bu çelişkiyi ortadan kaldıracak çalışmalar kısmen geçmişte yapıldı fakat daha detaylı bu ve benzeri çalışmalara ihtiyaç olduğu ortadadır.  Bu konuda çok ciddi bir farkındalık oluşturmamız gerekiyor. Bugünkü çalıştay buna büyük bir katkı sunacaktır ve buradan ortaya çıkan sonuçlar ilgili paydaşlar ve idare ile paylaşılarak bir çözüm yoluna gidilecektir. Denizcilerimizin her şeyden önce layıkıyla anlaşılmaya ihtiyacı vardır. Bunun geçmiş yıllarda böyle olduğunu söylemek doğru değildir. Sektörü temsil eden kurum ve kuruluşların bana göre geçmişte zafiyeti olmuştur. Bu dönemde ve bundan sonraki süreçte telafi edilmesi için daha çok gayret etmemiz ve daha çok çalışmamız gerekir” şeklinde konuştu.

 

“BİZİM NEYİMİZ EKSİK?”

 

Çakır, panelde cevabının verilmesi gereken konulara ilişkin olarak; “Türk armatörü Türk personelden neden kaçmakta? Türk armatörü Türk personeli çalıştırıyorsa yabancı armatör yabancı işletmeler neden Türk personel çalıştırmıyor/çalıştıramıyor? Yabancı armatörler, işletmeler Türk personel tercih ediyorsa neden Türk işletmeler Türk personeli tercih etmiyor? Bana göre bugün cevabı verilmesi gereken önemli sorular bunlar olacaktır. Burada anlamaya çalıştığımız armatör, gemi adamı, eğitim kurumları olarak ‘Bizim neyimiz eksik?’” diyerek sorularını yöneltti ve “Başarı taşının altında yatan sır, eğitimdir” sözüyle de kaliteli eğitimin olmazsa olmaz olduğunun altını çizdi.  (Haber: Çilem Kocamış)