Türk denizciliği yeni rotasında!

Türk denizciliği son yılları, omuzlarındaki ağır bir yükle geride bıraktı. Şüphesiz, zincirin tersane tarafı da, armatörü de, limancılığı da, alt sektörleri de büyük bir sınav verdi. Bu sürece dayanamayıp kepenklerini kapatanlar da oldu, “Akmasa da damlar” deyip bugünlere gelenler de... Ancak şimdi umudun konuşulduğu günler var karşımızda. Artık gelinen günler umut vaat eden günler…

 

Bu umudumuzu, son günlerde yaptığı açıklamalarla Sayın Metin Kalkavan dile getirdi. Bir yandan 2016’nın son iki ayını gemi ve yat ihracatında rekor seviye ile kapattığımızı açıkladı, diğer yandan da bu rekorda 49 yıllığına uzatılan tersanelerin kira sözleşmesinin yadsınamaz etkisini vurguladı. Hem Kredi Garanti Fonu Desteğinin sektöre rahat bir soluk aldırdığının altını çizdi, hem de Türk bayrağına geçişte getirilen kolaylıkların yarattığı tesire değindi. Kısaca tüm sözleri hükümetimizin son günlerde attığı adımların sektöre ne derece kuvvetli yansıdığı üzerineydi. Tüm bunlar esasen şunun göstergesiydi: Uzunca bir süre, yılmadan pes etmeden sektörümüzün dile getirdiği olmazsa olmazlar olmuş ve sektörümüzde bunun karşılığını rakamlarla ortaya koymuştu.

 

Türk denizciliğini yarınlarda karşılayacak iki güzel gelişme daha var. Biri Uluslararası Exposhipping EXPOMARITT İstanbul Gemi İnşa ve Yan Sanayi Fuarı, diğeri de Europort Türkiye. Gelen konuklar ağır, uluslararası işbirliği imzaladığımız iş ortaklarımızla bir arada olacağımız, hedef pazarlarımızla buluşacağımız, dünya denizciliğinin ana gündemini konuşacağımız organizasyonlarla Türk denizciliğinin yeni rotasını çizeceğiz.

 

Ev sahibi olmanın avantajını iyi kullanacağımızdan şüphemiz yok. Hem konuklarımızı iyi ağırlayacağımızı, hem de Türk denizcilik sektörünün potansiyelini, sektör aktörleri olarak ortaya koyacağımıza inancımız tam. Bu konuda hepimize şimdiden kolay gelsin diyoruz…

 

Çok daha güzel yarınlar umut ediyoruz. Önce ülkemiz, sonra sektörümüz adına hep daha iyisini arzu ediyor ve inanıyoruz ki, bu uğurda çok çalışıyoruz. Lakin ülke gündemimiz son zamanlarda hayli karışık. Güçlü bir Türkiye için üreten bir Türkiye şart! Bilenler bilir; bir İsveç örneği var dünya tarihinde. Bundan 150 yıl kadar önce inanılmaz derecede fakir, hatta kıtlık çeken İsveç, 2014’te İnsani Gelişme Endeksi’ne göre Çok Yüksek İnsani Gelişmişlik kategorisinde 14. sırada. Bu sıralamada bizim yerimiz ise Yüksek İnsani Gelişmişlik kategorisinde 79’unculuk. Hikâye uzun ama İsveç’in bu zorlu mücadelesinde en büyük ivmeyi laissez-faire (bırakınız yapsınlar) ekonomi politikasını kullandığı dönemde gerçekleştirdiği bilinen bir gerçek. Esasen keşfedilecek bir durum yok. Her şey ortada…

 

“Bırakınız yapsınlar” Bir sonraki sayıda görüşünceye kadar her şey gönlünüzce olsun!