Dünyadan

Trump’ın zaferi denizcilik sektörünü endişelendiriyor

ABD'de Kamala Harris ile Donald Trump arasındaki başkanlık seçimi yarışı sonuçlandı. Kesin olmayan sonuçlara göre Trump 2. kez başkan seçildi. Uluslararası denizcilik sektörü Trump’ın seçilmesine endişeyle yaklaşıyor.

Abone Ol

ABD'de sandığa giden milyonlarca seçmen, Demokrat Kamala Harris ile Cumhuriyetçi Donald Trump arasında tercihini yaptı. Cumhuriyetçi Parti'nin adayı Donald Trump, kazanması için gereken 270 delege sınırını aşarak ikinci kez başkan seçildi.

Başkanlık için gereken delege sayısını aştığı duyurulan Trump, Florida'da bulunan yerleşkesine yakın kongre merkezinde zafer konuşması yaptı. Trump, "Bu, ülkemizde daha önce hiç görmediğimiz bir siyasi zaferdir. 47. başkan seçilmem dolayısıyla Amerikan halkına teşekkür ediyorum. Ülkemizin iyileşmesine yardımcı olacağız. Sınırlarımızı güçlendireceğiz. Ülkemizle ilgili her şeyi düzelteceğiz" dedi.

Trump’ın 2. kez başkanlığa seçilmesi uluslar arası denizcilik sektörünü de hareketlendirdi.

Sandıktan çıktığının anlaşılması ile Çin yuanı zayıfladı, anakara ve Hong Kong borsaları düştü.

Trump'ın seçilmesiyle denizcilik sektörü önümüzdeki yıllarda sadece ticaret akışlarında ve jeopolitikte değil, aynı zamanda küresel yeşil düzenlemelerin hızında da bazı olağanüstü değişikliklere hazırlıklı olmak zorunda kalacak.

Denizcilik ekonomistlerinden Martin Stopford, “Deniz taşımacılığı için en büyük mesele, son 15 yıldır devam eden Pasifik ve Atlantik ekonomileri arasındaki ekonomik yeniden düzenlemedir. Trump'ın gümrük duvarı bunun bir aşaması olabilir, ancak göçmenleri dışarıda tutmak için yapılan duvarlar gibi, dört yıl içinde çok şey başarmak zor” dedi.

Tayland borsasında işlem gören kuru yük gemisi sahibi Precious Shipping'in genel müdürü Khalid Hashim, Trump'ın kazanmasının Ukrayna'daki savaşın hızla sona ermesine, Rusya'ya yönelik yaptırımların kaldırılmasına ve Çin'e karşı daha fazla gümrük vergisi uygulanmasına yol açacağı tahmininde bulundu.

Hashim, “Petrol fiyatlarında keskin düşüşler olabilir. Bu Rusya'ya yönelik yaptırımların ne kadar çabuk kaldırılacağına bağlı” diyerek deniz taşımacılığının gümrük tarifeleri söylemi konusunda çok fazla endişelenmemesi gerektiğini ifade etti.

Khalid Hashim, “ABD'nin Trump'ın ilk döneminin başında gümrük vergisi oyununa başlamasından bu yana geçen 8 yıl içinde, ABD'ye konteyner trafiğinin fiili ithalatı önemli ölçüde arttı. Son 8 yılda ABD'nin en büyük iki konteyner terminali olan Los Angeles ve Long Beach'in açıkladığı rakamlara bakın, yani tarifelerden korkacak bir şey yok” diye konuştu.

Konteyner taşımacılığı platformu Xeneta'nın baş analisti Peter Sand, “Denizcilik uluslararası ticaretten beslenen küresel bir sektör olduğu için, seçilmiş başkan ters yönde bir adım atıyor. Bu risk karşısında herkesin harekete geçmesi gerekiyor" uyarısında bulundu.

Konteyner danışmanlık şirketi Vespucci Maritime'ı yöneten Lars Jensen, Trump'ın kazanmasının ABD ithalatında kısa vadeli bir artışa yol açacağını söyledi.

Jensen, “Daha uzun vadede, Çin mallarının Meksika üzerinden yönlendirilmesinde gördüğümüz gibi, yönlendirme ve kaynak bulma modellerini değiştirebilecek ticaret savaşlarının tırmandığını görebiliriz” dedi.

Trump'ın ilk ticaret savaşında Çinliler ABD'li çiftçileri hedef aldı ve ABD'den tahıl ithalatını azalttı. Çin bunu Brezilya'dan daha fazla ithalatla ikame edebildi ve net ton-mil etkisi minimum düzeyde kaldı.

Clarksons Platou Securities'in verilerine göre, Trump'ın Çin ile başlattığı ilk ticaret savaşından en çok etkilenen kuru yük gemileri, özellikle de tahıl ve çelik ürünleri olurken, onları LNG ve LPG izledi.

Clarksons verilerine göre, toplam nakliye ton-mil büyümesi 2018'de %0,5, 2019'da ise yine %0,5 düştü

Trump'ın zaferinden olumsuz etkilenebilecek alanlardan biri de denizciliğin karbonsuzlaştırılması olarak görülüyor. 

Sea-Intelligence analistleri seçim sonucu belli olmadan önce yaptıkları açıklamada, “Eğer ikinci bir Trump dönemi olursa, Uluslararası Denizcilik Örgütü'nde (IMO) halen devam etmekte olan yeni düzenlemeler ve küresel hedefler belirleme çalışmaları çıkmaza girebilir. Bu da denizciliğin karbonsuzlaştırılmasına ilişkin düzenlemelerin küresel değil yerel olarak yapılması gerektiği bir eğilimi hızlandıracaktır” demişti.

Seas At Risk'in denizcilik politikaları sorumlusu Anais Rios şöyle konuştu: “IMO süreci Beyaz Saray'da kimin oturduğuna bağlı değildir. Avrupa ve Kuzey Amerika'nın yanı sıra Afrika, Latin Amerika ve Asya, 2050 yılına kadar denizciliği adil bir şekilde karbonsuzlaştırmak şeklindeki tarihi vaatlerini yerine getirmek için önümüzdeki yıl iddialı bir karbon vergisi ve güçlü bir yakıt standardı üzerinde anlaşabilirler ve anlaşmalıdırlar.  IMO'nun hem içinde hem de dışında yer alan hükümetlerin büyük bir çoğunluğunun hâlihazırda gemide olmasıyla, rota belirlenmiştir.”

Kaynak: splash247.com/7DENİZ