“Akdeniz çanağında gemi geri dönüşüm işini layıkıyla yapan tek ülkeyiz. Layıkıyla yapmak demek; tabii ki öncelikle bu işi teknik olarak layıkıyla yapmak demek. Peşi sıra ekonomik teklifler açısından armatörü de mutlu edici teklifler sunabilmek, çevreyi ve doğayı da gözetebilmek gerek. Avrupa'da birçok gemi geri dönüşüm yapılan tersane olmasına karşın bu iş tamir, bakım ayrıca da tercih edilmesi halinde gemi geri dönüşüm olarak yapılıyor. Neden? Çünkü Avrupa’da işçi maliyetleri çok yüksek ve bu işe tam odaklanılmış değil. Dolayısıyla bu noktada ülke olarak bizimle rekabet etmeleri mümkün değil. Ülkemizde gemi geri dönüşüm sektöründe Aliağa pilot bir bölge. Türkiye’de sadece Aliağa’da yapılan gemi geri dönüşüm işine tam anlamıyla konsantre olmuş durumdayız. Daha rekabetçiyiz, aynı zamanda Avrupa Birliği Gemi Geri Dönüşüm Tersaneleri Listesi'ne akredite olmuş firmalarımızın olması da bizi daha da güçlü kılıyor” diyerek sözlerine başlayan Şimşekler Gemi Söküm Tersanesi Yönetim Kurulu Başkanı Orbay Şimşek, şirket olarak 2020’de iki büyük kruvaziyer gemisinin ithalatını gerçekleştirip söküm işlemlerine başladıklarını, 62 bin ton ağırlığındaki bu iki gemiyle birlikte yılı yaklaşık 70 bin ton seviyesinde kapattıklarını belirtiyor.

Geri dönüşümde dünya ilk 100’ünde 

 

Okto Marine sektörde küresel bir marka olma yolunda Okto Marine sektörde küresel bir marka olma yolunda

Geçtiğimiz günlerde Hollanda merkezli Recycling International Dergisinin açıkladığı, dünya genelinde faaliyet gösteren 100 geri dönüşüm firması arasında 69’uncu sırada yer alan Şimşekler Gemi Geri Dönüşüm, bu konuda listeye giren tek Türk firması olarak dikkat çekti. Konuyu değerlendiren Orbay Şimşek, “Böyle bir listede yer almaktan öncelikle mutluluk duyduğumuzu belirtmek isterim. Ülkemiz, şirketim ve ailem adına çok mutluyum. Bu listede birçok farklı kategorinin geri dönüşüm faaliyetleri söz konusuydu: plastik, hurda, kağıt, enerji gibi birçok farklı kategori arasında bir gemi geri dönüşüm şirketi olarak listede yer alabilmek gerçekten umut verici. Ülkemizi böylesi bir alanda temsil etmek de kuşkusuz bizim için ayrı bir gurur. Hiçbir zaman günlük hamleler yapan bir şirket olmadık. Her zaman ileriye dönük, orta ve uzun vadede planlar yapmayı hedefledik. Aksiyonları da keza bu şekilde alıyoruz. Aynı zamanda sadece ticari kaygılarımızı gözetmekten öte sektöre ne gibi değerler katabiliriz, bunları da değerlendiren ve peşine düşen bir şirketiz. Özellikle içinde bulunduğumuz endüstrinin getirdiği doğal sorumluluğumuz gereği çevre, teknik, planlama konularında iyileştirmeler yapmaya özen gösteriyoruz. Yaptığımız çalışmalar hem işimize hem sektörümüze olumlu yansıyor. Bunun da karşılığını Allah’a çok şükür her zaman bir şekilde alıyoruz. Bu seferki karşılığı dünya çapında oluşturulmuş bir listede şirketimizi 69’uncu sıraya layık görmeleri oldu” ifadelerini kullandı.

Navlunlar dönüşümü etkiliyor

 

Navlunların yüksek olduğu bugünlerde sektörün seyriyle ilgili bilgiler veren Orbay Şimşek diyor ki “Navlunların yüksek olmasının Türkiye’de ve dünyada sektöre yansıması mutlaka oluyor. Kısa vadede biz bu yansımaları 50 oranında hissettik. Ancak navlunları yüksek seyretmesi gemilerin geri dönüşüme girmediği veya girmeyeceği anlamına gelmiyor. Geri dönüşüme çıkarılan gemi sayısı az ancak bu her tür gemi için böyle değil. Örneğin; petrol fiyatları düştüğü zaman PSV (Platform Supply Vessel) tipi römorkörler, off-shore petrol arama/çıkartma platformların iş hacimleri düşüyor dolayısıyla geri dönüşüme gönderilmeleri söz konusu olabiliyor. Aynı durum petrol tankerleri içinde geçerli. Keza başka tipte proje gemileri, FPSO (Float Product Storage) gemileri de olabilir. Pandeminin yavaş yavaş etkisini azaltmaya başlamasıyla kruvaziyer gemilerinin uzunca bir süre aynı sıklıkta geleceğini düşünmüyorum. Kısaca navlunun yükselen kısmında yer alan gemilerin dönüşüm oranı az seyrederken diğer taraflarda şu anda artış yaşanıyor”.

 

Bir geminin ne kadar sürede ve ne şartlarda geri dönüşümünün gerçekleştiğini anlatan Orbay Şimşek, “Bununla alakalı büyük kıstaslar var. Bizim burada uymakla yükümlü olduğumuz belli konvansiyonlar, kurallar söz konusu. Her şeyden önce kendi ülkemizin lokal kanunlarına ve kurallarına tabiyiz; işçi sağlığı-güvenliği, çevre kriterleri vb. Bunun ötesinde akredite olan sekiz tersanemiz, Avrupa Birliği Gemi Geri Dönüşüm listesinde olduğu için Avrupa Birliği'nin kendi içerisinde oluşturmuş olduğu kurallara da uymak zorunda ve bunlar sürekli olarak denetime tabii tutuluyor. Hem bir ana denetim hem de en az iki ara denetim… Ayrıca gemilerini geri dönüşümünü gerçekleştirmek üzere satın almak için teklif verdiğimiz armatörlerin bu işe bakan denetçileri de tersanelerimizi ziyaret edebiliyor ki biz de önümüzdeki hafta büyük bir şirketten bir denetimciye kapılarımızı açacağız. Bu denetimler hem teknik hem de evraksal olarak yapılıyor. İş ve işçi sağlığı, çevre güvenliğinden tutunda gemilerin atık yönetimini de kapsayan planlar çerçevesinde sökülüp sökülmeyeceğinin incelenmesine, söküm sırasında oluşan veya oluşması muhtemel atıkların ne şekilde bertaraf edileceğine kadar oldukça detaylı bir inceleme geçekleştiriliyor” dedi.

Atık yönetimini tersanemiz bünyesinde gerçekleştiriyoruz

 

Şimşekler Gemi Söküm Tersanesinin 36 dönüm arazi üzerine kurulu olduğunu kaydeden Orbay Şimşek, “Aliağa Gemi Geri Dönüşüm Bölgesinde 22 şirket, 26 parsel var. Bazı şirketlerimiz iki parsel üzerine kurulu. Biz de onlardan biriyiz. Tersane yatırımlarımıza hiç ara vermedik. Teknik ekip ve ekipmanlarımıza her daim yatırım yapıyor, atık yönetimini çevre mühendislerimiz kontrolünde tersanemiz bünyesinde gerçekleştiriyoruz. Şüphesiz ilerleyen süreçlerde de yatırımlara devam edeceğiz” açıklamasını yaptı.

 

Kira kontrat süresinin 40 yıla çıkmasını arzu ediyoruz

 

Her sektörün kendi içinde sıkıntıları olduğuna vurgu yapan Orbay Şimşek, sektör adına devlet yöneticilerinden çözüme kavuşmasını talep ettikleri mevzuyu şöyle açıklıyor; Aliağa Gemi Geri Dönüşüm Bölgesi TOKİ’den kiralık bir arazi. 20 senelik kontratlar halinde kiralıyoruz. Kontratımızın bitmesine yaklaşık beş sene var. Arzumuz, yatırımlara hızlı bir şekilde ve ara vermeden devam edebilmemiz için kontrat süremizin mümkün olan en kısa sürede uzatılmasıdır. Sektör adına şunu açıkça söyleyebilirim ki Tuzla bölgesindeki tersanelerimiz gibi bizimde kira sürelerimiz 40 yıla çıkarılırsa daha sağlıklı ve daha ileriye dönük kararlar alabilir, daha emin bir zeminde memleketimize katkı sağlamaya devam edebiliriz. Bizim hem bölgemizin gelişimi hem de kendi firmamızla ilgili ciddi hayallerimiz var. Ancak, bu projelerin hayata geçebilmesi için; ki bazılarını devletin ilgili kurumlarıyla da paylaştık, önümüzü görebilmemiz şart. Bu yatırımlara başlayabilmek için beklemedeyiz. Dileriz devletimiz sektör olarak mevcut başarılarımızı da göz önünde bulundurarak, yeni hamlelerimizi yapabilmemiz adına bize destek olurlar”.

 

Şimşekler olarak hak ettiğimiz gururu yaşıyoruz

 

Gemi geri dönüşüm sektörü Türkiye'de gerçekten kıymetli bir sektör diyen Orbay Şimşek, “Şunu açıkça ifade etmekte fayda görüyorum. Biz burada başta ülkemiz adına bir değer yaratıyoruz. Bölgemize istihdam sağlıyor, armatörlerimize dolayısıyla da denizcilik sektörüne kazanım sunuyoruz. Gemi geri dönüşüm sektörü bugün tam kapasite ile çalıştığında direkt olarak 2 bin kişinin üzerinde istihdam yaratıyor. Şirketim adına konuşursam; bu bölgede Amerika menşeili en büyük kruvaziyer gemilerini biz söktük. Keza İtalya’nın, Hollanda’nın, Almanya’nın donanmalarına ait gemilerin geri dönüşümünü de Şimşekler olarak kendi tersanemizde gerçekleştirdik. Ülkemizin bayrağını her yerde dalgalandırıyoruz ve bunun haklı gururunu yaşıyoruz” diyerek sözlerini sonlandırdı.

 

Röportaj: İbrahim Kocamış

7DENİZ DERGİSİ  EYLÜL EKİM / ÖZEL