Seçime ramak kala sular ısındı

Malum seçimlere ramak kaldı. Hal böyle olunca da oturup kalkıp tek bir konuyu konuşuyoruz. Metin Kalkavan’la aynı yolda devam mı? Yoksa Tamer Kıran’la taze bir soluk alıp yeni ufuklara yelken açmak mı? Sandıklar açılıp oylar sayılmadan kesin cevabı veremeyeceğimiz kesin. Ancak, Kalkavan’ın bir önceki seçimlere kıyasla çok daha zorlu bir süreci yönetmesi gerektiği de ortada. Eğer hala DTO Başkanı olmak istiyorsa değişim isteyen grubun neden “Hepimizin Odası Hareketi” adı altında bir araya geldiğini iyi çözmesi gerekiyor.  İnsan düşünmüyor değil…

 

Bugüne kadar orası hepimizin odası değil miydi? Eğer değilse kimin odasıydı Sayın Kalkavan ve ekibinin mi? Bir de tabii bu oda bugüne kadar hepimizin odası olamadıysa neden bunu meclis toplantılarında enine boyuna oturup konuşmadık?  Gelelim “Hepimizin Odası Hareketi”nin manifestosuna. “Sektörün geleceği için bir büyük ittifakın gerektiği” vurgusuyla birlikte “sektörün tekrar kardeşlik ve adalet duygusuyla, eşitlikçi bir yapıyla bir araya gelmesinin herkesin en büyük amacı olduğunun” altı çizilmiş. Peki, ama ittifak müttefik gerektiriyorsa müttefik olmayanlar ne olacak? Ötekileşecek mi? Diğer taraftan “kardeşlik, adalet ve eşitlik” bu savın neresinde?

 

Eğer “Oda” dediğimiz kavram tüm üyelerinin de dışında sektörün geleceğini belirleyecekse üyeler içinde büyük bir ittifak kurma gayesi hangi akla hizmet ortaya atıldı inanın anlamlandıramıyorum. Art niyetli düşünmüyorum lakin niyet salih olsa bile söylemin yanlış bir zemine oturduğu kanaatindeyim.  Bu zeminin de en çok Kalkavan’a yarayacağına inanıyorum. Diğer taraftan bir önceki seçimde adaylığını koyan Salih Zeki Çakır’ın, KOSDER Başkanlığını bırakıp Tamer Kıran’ın ekibinde yer alması kuşkusuz çok etik bir davranış. Çakır, bu davranışıyla mevcut görüşünü dernek üyelerinden ayrı tutmuş ve seçimin çok daha demokratik bir ortamda gerçekleşmesi için elinden geleni yapmıştır. Tamer Kıran ve ekibinde yer alan üç güçlü isimle birlikte Meclis Başkanı Cengiz Kaptanoğlu’nun da açıklamalarına bakılırsa “Hepimizin Odası Hareketi” Metin Kalkavan’ı hayli zorlayacak…

 

İsteriz ki denizciliğimizin geleceği için kim hayırlıysa o olsun… İsimler değil, sektör kazansın. Tüm paydaşlarına, tüm üyelerine ve camianın tüm basın mensuplarına eşit yaklaşılsın. Son olarak sanılmasın ki Kalkavan’cıyız. Kendisi de dahil olmak üzere bilen bilir bizimle her zaman mesafeli olmuştur. İsteriz ki Başkan Kalkavan’da Kıran’da olsa çok daha eşit, adil ve refah dolu günler hepimizin olsun…

İBRAHİM KOCAMIŞ - 7DENİZ