Akaryakıt başta olmak üzere son yapılan zamlarla sadece birkaç ayda yüzde 50’ye varan maliyet artışlarıyla karşı karşıya kalan nakliyeciler, zor günler geçiriyor. Küçük firmalar kontak kapatma noktasına gelirken, büyük firmalar ise belirsizlik nedeniyle fiyatlama yapamıyor, yıllık sözleşme yapmaktan kaçınıyor. Birçok nakliyecinin belirsizlik nedeniyle yıllık kontratlar yerine spota döndüğü belirtilirken, firmalar karayolunda yüzde 20-40 arası navlun artışını kaçınılmaz görüyor.
“Pandemiden daha belirsiz bir dönem”
Avrupa’nın en büyük filosuna sahip Türk nakliye sektörü, dış ticarette önemli bir role sahip. Uluslararası ihracat taşımalarında karayolunun payı yüzde 40’ı geçiyor. Türkiye’nin en önemli ihracat pazarı AB’ye yönelik taşımalarda ise bu oran yüzde 90’lara çıkıyor. DÜNYA’ya konuşan Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği (UTİKAD) Başkanı Ayşem Ulusoy, karayolu nakliye firmalarının yaşadığı maliyet artışlarına dikkat çekerek, “Son dönemde sadece akaryakıt maliyetlerindeki artış gündeme geliyor, ancak bizim tek sorunumuz akaryakıt değil. Akaryakıt maliyetinin katlanmasının yanı sıra tüm gider kalemlerimizde ciddi artışlar var. Köprü ve otoyolun yanı sıra lastik fiyatları çok ciddi arttı. Bakım-onarım ve yedek parça maliyetlerimiz yükseliyor. Sigorta ve personel giderlerimizde çok ciddi artış var. Lojistik filolarının bu şartlarda ayakta kalması çok zor” diye konuştu. Ayşem Ulusoy, özellikle küçük firmaların ayakta kalmakta zorlandığını ifade ederken, büyük firmaların da müşterileriyle yıllık sözleşme yapmaktan kaçındığını ifade etti. Karayolu navlununda fiyat artışının kaçınılmaz olduğunu belirten Ulusoy, bu durumun ihracatçıya da olumsuz yansıyacağını ifade etti.
Sektörün önde gelen oyuncularından Sertrans Logistics CEO'su Nilgün Keleş de pandemiyle birlikte lojistikte başlayan sıkıntıların artarak devam ettiğini belirterek, “Tüm maliyet kalemlerimizde çok ciddi artışlar var. Fiyat rekabeti inanılmaz bir noktaya geldi. Maliyetleri navluna aynı oranda yansıtamıyoruz. Karlılıklar çok düştü. Günü kurtarmak üzere fiyatlama yapılıyor. Giderlerimizin zaten yüzde 30’u mazottan geliyor” dedi.
"Bu krizden çıkmayanlar olacak"
Nilgün Keleş, bazı küçük firmaların yaşanan bu maliyet artışları karşısında ayakta kalamayabileceğini dile getirerek, “Küçüklerin devre dışı kalması tüm sektöre olumsuz yansıyacak. Çünkü büyük şirketler taşımaların en fazla yüzde 40’ını özmal araçları ile taşıyor. Geri kalanını taşeron firmalar taşıyor. Eğer dengeyi koruyamazsanız, sistem bozulur” dedi.
"Müşteriler de çok tedirgin"
Piyasada belirsizliğin yön değiştirdiğini ifade eden Keleş, şöyle devam etti: “Eskiden pandeminin belirsizliği vardı. Şimdi enfl asyon ve kura yönelik belirsizlik var. Herkes bunu yönetmeye çalışıyor. Herkes çok tedirgin. Müşteriler de Türkiye’den alım yapmak isteyen firmalar ne alırsa alsın yıllık sözleşme yapmak istiyor. Bu karşı tarafında güvencesi oluyor. Ancak, firmalar için yıllık sözleşme artık kolay değil.”
SANAYİCİ, LOJİSTİKTE FİYAT GARANTİSİ AVANTAJINI KAYBETTİ
Lojistik, ürününe göre değişmekle birlikte sanayici ve ihracatçısının en önemli gider kalemleri arasında bulunuyor. Ürün maliyeti içindeki lojistik maliyet, ürünün birim fiyatı, ağırlığı ve hacmi ile ilişkili. Su gibi ağırlığı ve hacmi büyük, birim fiyatı düşük bir ürünü ele alındığında, lojistik maliyeti ürün maliyeti içinde oldukça yüksek olabiliyor. Navlunun yüzde 50 artması, bazı ürünlerin fiyatına en az yüzde 30’lar seviyesinde yansıyor. Seramik gibi ağır ve hacimli yüklerde de navlun maliyetindeki artış toplam giderlerin yüzde 25’ini oluşturuyor. Dolayısıyla navlun maliyetindeki artış her sektöre farklı etki ediyor. İhracatçılar lojistik maliyetlerindeki artışa yönelik endişelerini değerlendirdi.
TOBB Hazır Giyim ve Konfeksiyon Sektör Meclisi Başkanı Şeref Fayat, akaryakıt ve köprü geçişlerinin tıpkı enerji zamlarında olduğu gibi doğrudan ve dolaylı maliyet artışına sebep olacağını söyledi. Henüz navlun faturaları kesilmediği için tam artışı görememekle birlikte genel giderlerde bir artış yaşanacağını söyleyen Fayat, “Daha bu sabah genel giderleri yeniden hesapladık, enerji ve akaryakıt zamlarıyla beraber ilave yüzde 5 gider kalemlerimizde artış var. Nakliye bizde çok önemli, çünkü hem üretim kısmında yarı mamul taşımalarımız var hem de ihracat taşımalarımız var. Ancak bu maliyet artışını da ihracat fiyatlarımıza yansıtmamız mümkün olmayacak. Bir yandan maliyet enfl asyonu bir yandan talep enfl asyonu derken ihracatçılar olarak bir türlü fiyat tutturamıyoruz” diye konuştu. Fayat, yatırım kararlarında da navlunun önemli bir faktör olduğunu belirterek, “Anadolu’ya yani 5’inci ve 6’ncı Bölge’ye yatırımlar teşvik ediliyor, ancak burada en önemli sorun navlun giderleri. Özellikle bizim gibi emek yoğun sektörlerin Anadolu’ya yatırımlarını taşıması ya da devam ettirmesi için lojistik desteğini uzun zamandır istiyoruz. Lojistik maliyetleri belimizi büküyor. Hele ki navlunun bu kadar arttığı bir dönemde bu talebimizi tekrar dile getirmek daha anlamlı oluyor. Eğer bu destek gelirse bölgeye daha fazla yatırım kayacaktır” dedi.
Maliyet artışları ürüne yansıyacak
İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister ise konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı: “Doğalgaz, elektrik gibi sanayide kullanılan enerji için getirilen zamlar maalesef üretim maliyetlerimizi artırıyor. Teknoloji yoğun endüstride enerji maliyetinin üretim maliyetine etkisi daha da fazla olabiliyor. Sektörümüzde enerji yoğun olarak kullanılıyor. Özellikle de kimya sektörünün üretim bakımından en geniş hacme sahip olan plastik alt sektörümüzde daha yoğun enerji kullanımı var. Diğer yandan artan akaryakıt fiyatları ve navlun artışı sektöre olumsuz yansıyor. Lojistikte yaşanan sıkıntılar hammadde ve ara malı ithal eden firmalarımızı hem maliyet hem de terminlere uyulamaması nedeniyle zor durumda bırakıyor. Bu durum da ihracatçılarımız açısından ekstra önemli bir maliyet oluşturuyor. Firmalarımızın sermaye yetersizliği artıyor ve yeni sermayeye ihtiyaç duyuluyor. Yüksek kredi faizi dolayısıyla finansmana kolay ulaşamayan KOBİ’lerimiz için de büyük bir sıkıntı oluşuyor. Maalesef ihracatçılarımız da bu maliyet artışlarının bir kısmını tolere etseler bile satış fiyatlarına da yüzde 25-30’lar civarında yansıyacaktır” şeklinde konuştu.
“Navlun ihalesinde 20 yıldır bu kadar zorlanmamıştım”
Bugünlerde birçok firma önemli gider kalemlerinden olan lojistik sözleşmelerini yenileme telaşında. Otomotiv tedarik sanayisinin önde gelen firmalarından Kanca’nın İhracat Sorumlusu Fatih Taş, ihracat taşımalarının navlun ihalesini dün tamamladıklarını açıklayarak, firmaların uzun süreli anlaşma yapmaktan kaçındığını belirtti. Taş, “20 yıldır bu işi yapıyorum. Hiç bu kadar zorlandığımı hatırlamıyorum. Birçok firma kontrat lojistiğine yanaşmak istemedi. Yıllık taahhüt vermek istemiyorlar. Birçok firma 2022 yılında sadece spot çalışmak istediğini belirtti. Toplantı sonunda karayolu parsiyel taşımaları için navlunda yüzde 20 artış yapmak zorunda kaldık. Komple taşımalarda ise zam oranı yüzde 30’u buldu. İlk etapta yüzde 50’den fazla zam talepleri vardı. Nakliye firmaları müzakereler esnasında ilk defa bu kadar kati tutumlar sergilediler” diye konuştu. Avrupa taşımalarında ortalama navlun maliyetlerinin yüzde 6 civarında olduğunu belirten Kanca, “Bu navlun zamları sonunda maliyetimiz Euro bazında ortalama yüzde 1.2 daha arttı” dedi.
Lojistikçiler, vergi indirimi ve finansal teşvik bekliyor
Lojistikçiler, sektörün Turquality dışında teşvik almadığının altını çizerek, artan maliyetlerle baş edebilmek ve olası ifl asların önüne geçebilmek için hükümete çeşitli destek önerilerinde bulunuyor.
Yetkililer, bu talepleri şöyle sıralıyor:
■ Yakıt desteği verilebilir
■ KDV iadeleri öne çekilebilir
■ Vergi indirimleri gündeme gelebilir
■ Araç yatırımına teşvik verilebilir
■ Belgelerde sadeleştirmeye gidilebilir ve belge ücretleri azaltılabilir
■ İnsan kaynağı desteği verilebilir
■ Otoyol ve köprü geçişlerinde nakliyeciye indirim yapılabilir
Zam, minimum yüzde 20 olacak
Karayolunda geçen yıl yaklaşık yüzde 30 zam yapılmış, Türkiye’den Almanya’ya taşımalar, sefer başına 3.500 dolardan 4.500 dolara kadar yükselmişti. Sektör temsilcileri, artan maliyetler karşısında yeni zamların kaçınılmaz olduğunu belirtiyor. Maliyetler paralelinde navluna yüzde 50 zam yapılması gerektiğini düşünen sektör temsilcileri ,ancak bu oranın müşterileri zorlayacağını biliyor. Bu nedenle zam oranının ortalama yüzde 20-30 arasında olması bekleniyor. Birçok firma, önünü göremediği için henüz fiyatlama yapamıyor. Az sayıda firmanın ise maliyet artışlarını bu hafta navluna yansıtmaya başladığı belirtiliyor. Ancak bu firmalar da yıllık sözleşme yapmak yerine spot fiyatlar vermeyi tercih ediyor. Kaynak: dünya.com / Aysel Yücel