2016 yılında denizyolu taşımacılığı 11 milyar tonu aştı. 2017 için tahminler düşükte olsa pozitif rakamlarda. 2015 yılında olduğu gibi mega gemiler yeniden gündeme geldi. Önce MOL’un geçtiğimiz günlerde Samsung Tersanesinden teslim aldığı 20,170 TEU kapasiteli mega gemi, sonrasında Maersk’in 20,568 TEU’luk Madrid gemisi küresel gemi operatörlerinin iyimser beklentilerin bir göstergesi. Peki limanlar buna hazır mı? Limanlar yük ve gemi sektöründeki gelişmeleri takip etmek zorunda.
Neticede yük olmadan geminin, gemi olmadan limanın bir anlamı yok. Yükteki ve gemi boyutlarındaki artışa limanlar ne kadar ayak uydurabiliyor? Bu derin bir tartışma konusu. Şu an konumuz bu değil. Bir yandan rekabet baskısı, bir yandan uluslararası dinamikler, liman işletmecilerinin optimizasyonu yakalaması için çabalamasını gerektiriyor. Kelime anlamı “eniyileme” ya da “en uygun noktayı bulma” olan optimizasyon kabaca belirli şartlar altında minimum maliyet ile maksimum faydayı yakalamaktır. Optimumun daha iyisi yoktur.
Çünkü optimal nokta, ulaşılabilecek en iyi değerdir. Peki limanlarda optimumu yakalamak mümkün müdür? Bunu biraz irdeleyelim. Liman işletmecisinin kontrol etmeye çalıştığı onlarca operasyonla ilgili unsur var. Bunların içinde en önemlileri gemi, rıhtım, apron-depolama sahası arası taşıma, depolama, kapı ve intermodal transfer operasyonları olarak sayılabilir. Bir liman işletmesinin temel amacı müşteri beklentilerini karşılamak üzere bir yandan limanın faydalı kullanım oranının arttırmak, bir yandan da operasyon esnekliğini maksimize etmektir.
Başka bir ifadeyle bir yanda memnun edilmeye çalışılan müşteriler (gemi hatları, acenteler, ihracatçılar, ithalatçılar, lojistik hizmet sağlayıcıları gibi), bir yanda liman alt yapı ve üst yapısından kaynaklanan kısıtlar (rıhtımlar, iskeleler, kapılar, depolama alanları, muayene sahası, binalar gibi) ve bir yanda da optimize edilmeye çalışılan ekipmanlar var (ki bu ekipmanları insan kullanır, en azından Türkiye’de öyle). Bu kadar emek ve sermaye yoğun bir sektörde, mal değil, dokunamadığınız, koklayamadığınız, tadına bakamadığınız hizmetin üretildiği bir sektörde, optimizasyona nasıl ulaşırsınız?
Daha bitmedi, liman optimizasyonunun başka kısıtları da var. Hadi onlara son zamanların moda tabiriyle “game changer”, hatta biraz da çevirisine espri katıp bu tabire “oyunbozan” diyelim. Liman optimizasyonunu engelleyen (oyunu bozan), bu oyunbozanlar nelerdir? Bir bakalım. Birinci oyunbozan artan yük miktarıdır, dolayısıyla her geçen yıl daha iyi olmak zorundasınızdır. İkinci oyunbozan özellikle konteyner sektörü için geçerli olan alyanslardır, bugün 3 büyük alyans toplamda dünya kapasitesinin 80’ini temsil ediyor, dolaysıyla alyansların isteklerini dikkate almak zorundasınız.
Üçüncü oyunbozan Küresel Terminal Operatörleridir. Otel zinciri gibi dünyada liman zinciri kurarlar, küresel tedarik zinciri maliyetlerini düşürme iddiasındadırlar, bu durumda lokal oyuncu olmak kabus gibidir. Dördüncü oyunbozan büyüyen gemi boylarıdır, limanlar daha derin rıhtımlara, daha büyük vinçlere, daha geniş depolama alanlarına ihtiyaç duyar, her biri ciddi maliyettir. Beşinci oyunbozan İş Sağlığı ve Güvenliğidir (İSG), limanda önemli bir operasyon kısıtı ortaya çıkartır, netice sağlıktan ve güvenlikten önce ne gelir? Altıncı oyunbozan gümrük uygulamalarıdır, gümrük mevzuatına uymak zorundasınızdır, bu durum optimizasyon gayretinizi sınırlandıracaktır. Yedinci oyunbozan liman çalışanlarıdır, her biri insandır, Orhan Baba’nın dediği gibi “Hatasız kul olmaz”, onları hatalarıyla sevin. Sekizinci ve en önemli oyunbozan ise velinimetimiz müşterilerimizdir, her zaman haklılardır, müşteri baş tacıdır. Müşteri ister, akan sular durur, ne optimizasyonu? Peki benim planlamacım, optimizasyoncum, iş geliştirme uzmanım ne yapacak, bu işin içinden nasıl çıkacak?
Sorunun cevabı nettir: Fizibil Alan. Ortak bir noktada buluşmak adına limanların optimal noktalarda değil fizibil alan içinde işletilmesi gereklidir. Nedir hocam bu fizibil alan diye soranlar olabilir. Fizibil alan güvenli alandır, içinden çıkmazsanız zarar etmezsiniz. Fizibil alanınız yoksa zaten zarardasınızdır. Mühendislerin (özellikle endüstri mühendislerinin) anlayacağı dilde söyleyecek olursam, bu alan optimizasyon teknikleriyle bulunabilir, Şekil A’da olduğu gibi. Amaç fonksiyonunu maliyet minimizasyonu ya da fayda maksimizasyonuna ulaştıran optimal nokta, şeklin sınırlarını belirleyen harflerden birisidir. Minimizasyonda optimal nokta orijine (sıfır noktasına) en yakın, maksimizasyonda ise orijine en uzak mesafededir.
Herkeste mühendis aklı yok, benim gibi normal vatandaşın anlayacağı şekilde anlatacak olursam, fizibil alan her bir oyunbozanın istekleriyle kuşatılmış bölgedir. Şekil A’daki her harfin bir oyunbozanı temsil ettiğini düşünürsek, ortada kalan kuşatılmış bölge fizibil alandır. Her hangi bir harfe fazla yaklaşırsanız diğerlerine verdiğiniz önem azalmaya başlar.
Misal müşteri istekleri noktasına (A diyelim) çok yaklaşırsanız, ekipmanın faydalı kullanım noktasından (B) uzaklaşırsınız, ya da İSG’ye çok fazla özen gösterirseniz (F), operasyonları (D) yavaşlatırsınız gibi. O zaman ne yapacağız? Fizibil alanın içinde kalmalı, dışına çıkmamalı, her oyunbozanı mutlu edecek ortak bir noktada buluşmalı. Özetle değerli liman işletmecileri, planlamacıları ve ilgilileri, işiniz gerçekten çok zor. Liman mal değil hizmet üretir. Hizmet soyuttur, bir eşya gibi somut değildir. Hizmetin optimizasyonu ise pek bir zordur. Hele birde liman gibi çok fazla tarafın bir araya geldiği karmaşık/dinamik yapılardaki hizmet işletmelerinde optimizasyon, içinden çıkılmaz bir hal alır. Şahsıma “en önemli oyunbozan nedir?”, “neye önem verelim” diye sorarsanız, “her şeyin başı sağlık (İSG) ve müşteri her zaman haklıdır” derim. Fikriniz benden farklı olabilir, o zaman da fizibil alandan çıkmayın derim.
Doç.Dr. Soner ESMER DEÜ Denizcilik Fakültesi soneresmer@gmail.com