İklim değişikliği, küresel sıcaklık değerlerindeki artışın en önemli nedenini oluştururken, bu yıl mayıs ayından itibaren buna bir de El Niño etkisi eklendi.
Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü ve Yeşil Gazete yazarı Prof. Dr. Levent Kurnaz, El Niño’nun, Pasifik Okyanusu‘ndaki suların normalden daha fazla ısınması anlamına geldiğini ve öncelikle okyanuslara kıyısı olan bölgelerde etkili olduğunu söyledi.
Yeşil Gazete'nin haberine göre, El Niño etkisinin ilk olarak Pasifik Okyanusu’nun batı tarafında, Japonya, Çin, Tayvan ve Avustralya‘da görülmeye başlandığını aktaran Kurnaz, ardından ABD tarafında, sonrasında Atlantik‘e geçerek önce batısında, sonra doğusunda görüldüğünü ve yavaş yavaş bütün dünyaya yayıldığını belirtti. Kurnaz, “Bunun bütün dünyaya yayılması yaklaşık üç dört ay sürer” diye belirtti.
El Niño etkisinin Türkiye’de son 20 günde görülmeye başlandığını ifade eden Prof. Dr. Kurnaz şöyle devam etti: “El Niño’nun resmi başlangıcı mayıs ayı. Biz şu sıralarda etkilerini görmeye başladık, sıcaklıklardan bunu biraz daha net anlıyoruz. Türkiye’de temmuz ayının son, ağustos ayının ilk haftası yaz sıcakları tepe noktaya çıkar, sonra serinleme başlar. Bu sene eylül ayı epey normalin üstünde sıcak geçebilir, İstanbul‘a baktığımızda eylül ayı sıcaklıkları 23-24 derece beklenir ancak biraz daha sıcak, 25-26 derecelerde bir eylül ayı geçireceğiz. El Niño’nun Türkiye’ye bir faydası yağış getirecek olması, geçen seneki kuraklığı yaşamayacağımızı umuyoruz.”
‘Her gün, tarihte ölçülen en yüksek günlük sıcaklıklar kaydediliyor’
Kurnaz, gelecek yılın yaz mevsimine kadar Türkiye’nin de içinde yer aldığı bölgede yağışın biraz daha artmasını beklediklerini ancak ocak ayında İstanbul’a kar yağmasını beklemediklerini çünkü hava sıcaklığının kar yağacak kadar düşmeyebileceğini ifade etti.
Dünya genelinde ortalama sıcaklığın şimdiye kadar en yüksek 2016’da ölçüldüğünü hatırlatan Kurnaz, şunları söyledi: “Sene başından bu yana, her gün için bu soruyu soracak olursak, ‘Bugünün tarihteki en yüksek sıcaklığı hangi sene ölçüldü?’ diye, bu sene gittikçe artan sayıda rekor sıcaklık ölçüyoruz, hangi günde olursak olalım o günün sıcaklığı, tarihte ölçülen en yüksek sıcaklıklar. Bu muhtemelen sene sonuna kadar gidecek ve daha dört ay var, 120 günün önemli bir çoğunluğunun rekor sıcaklık olacağını düşünüyoruz. Bu da, bu senenin bütün günlerine baktığımızda, senenin en az yarısındaki günlerde, en yüksek sıcaklık rekorunu kırmışız demek. Bu seneden çok daha yüksek bir sıcaklığı 2024’te bekliyoruz, neredeyse her günü rekor bir sıcaklık olacak.”
‘İklim krizi nedeniyle gıdaya erişim en önemli sorun haline gelecek’
Şu anda dünyada görülen ısınmanın önemli ölçüde iklim değişikliğinden kaynaklandığını kaydeden Kurnaz, geçen üç yılda Pasifik Okyanusu’ndaki suların normalden daha serin olmasının küresel ısınmanın etkisini biraz sakladığını dile getirdi.
Kurnaz, iklim değişikliğinin gıda tedariki üzerinde de ciddi bir etkide bulunduğuna dikkati çekerek şunları söyledi: İnsanlar geçtiğimiz 100 senede hayatları nasıl ilerlediyse öyle devam edeceğini düşünüyor. Panama Kanalı‘nın dışında şu anda sayısız gemi bekliyor çünkü gemileri iki tarafa da geçirecek su kalmadı. Bundan dolayı dünyadaki bütün tedarik zincirleri bozuluyor, gıda ticaretinde o kanaldan geçen trafik durmuş durumda. Bu da özellikle Asya tarafındaki gıda fiyatlarına korkunç derecede yansıyor.”
Dünyada gıda fiyatlarının iklim değişikliğine bağlı olmadan her geçen gün arttığına dikkati çeken Kurnaz, bunun üstüne kuraklık ve iklim değişikliği etkisinin ekleneceği ve gıdaya erişimin en önemli sorun olacağı uyarısında bulundu.
‘1,5°C eşiği iki yıl içerisinde aşılabilir’
2015 Paris Anlaşması’nda belirtilen, küresel sıcaklık artışını sınırlandırmaya yönelik, sanayi devrimi öncesine kıyasla 1,5°C artış eşiğinin bu yıl ya da gelecek yıl kesinlikle aşılacağı tahminini paylaşan Kurnaz, “Muhtemelen 2040’lara doğru da 2°C‘yi geçmiş olacağız. Bu sene geçeceğiz, seneye de geçeceğiz, 2025’te El Niño bitip, La Niña’ya geçecek olursak 1,5°C’nin altına düşüyor olabiliriz. Her sene devamlı olarak 1,5°C geçilirse, 1,5°C’nin hiç altında kalmazsak, o zaman aslında eşik aşıldı diyebiliyoruz” değerlendirmesini yaptı.
Kurnaz, şunları aktardı: İklim değişikliği pek umursanmıyor, günlük hayata devam ediliyor. Felaketlerin üst üste bindiği bir noktada bu felaketler cana tak edince sorgulama ancak o zaman başlayacak.”
El Niño nedir?
Doğu ve orta Pasifik Okyanusu‘ndaki okyanus sıcaklıklarında yaklaşık her üç ila beş yılda bir görülen yükseliş, El Niño’nun açık belirtilerinden biri. Bu durum dünya genelinde birbirini tetikleyen aşırı hava koşulları yaratarak bir yıla kadar etkili olabiliyor.
Bu dönemde doğu Pasifikte uzanan güney ABD gibi bölgelerde ortalamanın üzerinde yağış ve hatta tahribat yaratan toprak kaymaları yaşanabiliyor.
Okyanusun diğer ucundaki, Endonezya ve güneydoğu Asya gibi bölgelerde ise kuraklık etkili oluyor ve bu kuraklık yıkıcı orman yangınlarını tetikleyebiliyor.
Dünyanın diğer bölgelerinde ise yıkıcı seller, gıda güvensizliğine yol açabilecek mahsul kayıpları, tropikal hastalıklardaki artış ve balık popülasyonlarında düşüş gibi etkiler gözlemleniyor.
Bu olayların tamamı, hem yerel hem de küresel ekonomileri zarara uğratabiliyor.
7DENİZ