Tarihçi, akademisyen ve yazar Prof. Dr. İlber Ortaylı Ekol Denizcilik Eğitim Merkezi’nin düzenlediği “Çaka Bey’den Günümüze Türk Denizciliği” konulu söyleşide Türklerin denizcilik tarihine ilişkin çarpıcı bilgiler verdi.

Prof. Dr. İlber Ortaylı’nın söyleşisini Türk Armatörler Birliği Başkanı Cihan Ergenç, Koster Armatörleri Başkanı Hakan Çemdik , İMEAK DTO Yönetim Kurulu Üyesi Barış Türkmen , YMN Tanker Genel Müdürü Yaman Şen ve AVS Yönetim Kurulu Başkanı Abdülvahit Şimşek de izledi.

Ekol Denizcilik Eğitim Merkezi Kurucu Müdürü Mutlu Arslan’ın açılış konuşmasıyla başlayan etkinlikte Türk denizciliğinin tarihsel süreçlerini anlatan Prof. Dr. İlber Ortaylı denizcilik eğitiminin okul seviyesine indirilmesi ve kesinlikle teşvik edilmesi gerektiğinin altını çizdi. 

Prof. Dr. Ortaylı, “Doğu Akdeniz’de Türklerin bulunması stratejik bakımdan şarttır” dedi.

“Ruslarınki nehir denizciliği”

Ortaylı, “Denizcilik okuluna herkes gidecek değil fakat yat kulüplerinin sayısının artması lazım. Denizcilik çocuklara küçük yaşta öğretilecek. Deniz filolarının verimli büyümesi için denizi seven ve denizci olan bir millet olmanız gerekiyor. Bu olmazsa gerisi suni kalır” dedi.

Rusya’nın büyük denizci olacağına hiçbir zaman inanmadığını söyleyen Prof. Ortalı, “O ülke denizlerde yaşamıyor. Ruslar iki kıyıdan fazlasını görmüyorlar. Onların denizciliği nehir denizciliğidir. Okyanus denizciliği olamıyor. Askeri kuvvetlerini, buna rağmen kurarlarsa bu israf oluyor ve her zaman çok iyi işlemiyor” ifadelerini kullandı.

Türklerin ilk denizlere ulaşmasının 1100’lü yıllar olduğunu vurgulayan Ortaylı, “O zamana kadar ilgi yoktu. Deniz, derya dedikleri göllerdir. Onların üstünde ne kadar seyr-ü sefa yapılırsa o kadardır. Bizim ceddimizin bu şartlarda denizci olması mümkün değildir. Akdeniz’e çıktıklarında iyi denizci olacaklardır. Akdeniz’e çıkınca, 1055 Dandanakan’la Horasan’dan İran’a yerleşiyoruz. Niyetimiz Filistin’e Mısır’a gitmekti, nasip olmadı” dedi

Prof. Ortaylı sözlerini şöyle sürdürdü:

“Alâeddin Keykubat devrinde hem Sinop’ta hem de Alanya’da bir tersane teşkil edildi, donanma üssü meydana getirildi. Yukarı’da Kırım, aşağıda da Akdeniz’le temasımız oldu ama ticaret filosu olan bir memleket değildir. Bahri filomuz da düşüktür. O iş için 300 sene daha uğraşmamız gerekti. Ne zamanki Türk imparatorluğu Tuna mansabına yerleşti. Karadeniz’de kontrol elde etti, Akdeniz’in doğusunu ele geçirdi. Bundan tüccarlar istifa etmeye başladı.”

Fatih Sultan Mehmet’in ‘gemileri karadan yürütmesi’nin tartışma konusu olduğunu belirten Ortaylı, “Buna yalan” diyorlar. Yalan değil, doğrudur. Ama gezdirdikleri gemiler hiçbir zaman Venedik kalyonu değil. Okyanusa göre gemiler o devirde yapılmıyordu. Denizcilik Akdeniz dünyasında oluyordu. Buradaki gemiler de Akdeniz’e göre çıkar” diye konuştu.

“Türkiye’nin deniz kuvveti olarak devam etmesi insanlığın hayrına”

Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de üstün bir bahriye kuvvet olduğunu vurgulayan Prof. Ortaylı, “Bu özelliğinden dolayı bir takım mendebur insanlar, nereden beslendikleri malum adamlar bahriyeyi ele geçirmeye kalktılar. Türk denizciliğini yok etmek için ama kimse yok edemez. Doğu Akdeniz’de Türklerin bulunması stratejik bakımdan şarttır. Şu son Filistin kavgası gösteriyor ki Türkiye’nin deniz kuvveti olarak devam etmesi insanlığın hayrınadır. Bunu yapamadığınız takdirde sadece memlekete değil etraf ülkelere ihanet etmiş olursunuz” dedi.

"Türkiye ve ABD Doğu Akdeniz’de ortak geçiş eğitimleri yaptı" "Türkiye ve ABD Doğu Akdeniz’de ortak geçiş eğitimleri yaptı"

12. asırdan sonra Türkler yavaş yavaş Ege kıyılarına çıktığını söyleyen Ortaylı, “Beylikler devri başladı. Çaka Bey, Akdeniz denizcilik tarihinde büyük bir komutan değil ama bizim için çok önemli. Denize açılmayı, denizde kuvvet olmayı, denizde muharebe etmeyi öğrendi. Bu büyük bir kuvvet ortaya çıkarmadı ama Ege Bölgesi, Doğu Akdeniz Bölgesi önemli deniz üssü olan İzmir diye bu isim önemlidir” şeklinde konuştu.

“’Çanakkale geçilmez’ slogan değildir”

“Türkiye, denizciliği kendisi yaratmıştır” diyen Ortaylı şunları kaydetti:
“Türkler denizciliği 4 asır boyunca kendisi öğrenmiştir. Biz denizciliğe başladığımızda 15. asırda Venedik’ten bir tersane ustası çıkarmak mümkün değildi. Tersane ustaları İtalyan cumhuriyetlerinde rahat yaşayan, zengin ama esir insanlardır. Hiçbir yere çıkamazlardı. Cenova’da bir tersane ustası mahalleden çıkamazdı. İstihbarattan korunma için bunlar… Buna rağmen Osmanlı Devleti’nin İtalya’dan zaman zaman uzman kaçırdığı bir vakıadır.”

Donanmanın gerilemesinin 2. Abdulhamid döneminde olduğunu söyleyen Prof. Ortaylı şöyle konuştu: “Bu yüzden Balkan Savaşı’nda çok fenaydık. Birinci Cihan Harbi’nde hava kuvvetleri göstermeliktir. Trablusgarp’a İtalyanlar ilk defa uçakla hücum ettiler. İlk defa uçak vuran da biz olduk. Tek deniz savaşı Çanakkale’dedir. Çanakkale geçilmez slogan değil laftır. Britanya-Fransız müşterek donanmasının raporudur. Geçilemiyor karadan işgale kalkıyorlar.

“Donanmayı ve sivil denizciliği geliştirmek lazım”

Biz çok uzun süre savaştık. Britanya kara kuvvetleri zayıftı. İntikamları çok acı oldu. İstedikleri çok utanmazcaydı. Boğazları kontrol etmek istiyorlardı. 1915’te o donanma İstanbul’u alsaydı bir daha buradan çıkmazlardı. Türkler de turist olarak gelirdi.”

Donanmayı ve sivil denizciliği geliştirmek lazım. Denizcilik eğitimi maalesef hala turizm seviyesinde. İnsanlar denizciliği günlük spor ihtiyacı ya da ekmek kapısı olarak yapma ihtiyacı içinde değildir. Tekne alıp açılmak için tekne parası kazanacaksın. Böyle olmaz. Denizciliğin lüks eğitimden çıkarılması şarttır. Denizcilik kesinlikle okul seviyesine indirilmeli ve teşvik edilmelidir."

"Yüksekokul olmayı hedefliyoruz" 

Söyleşi sonunda AVS Yönetim Kurulu Başkanı Abdülvahit Şimşek Prof. Dr. İlber Ortaylı’ya günün anısına hediyeler takdim etti. 
Abdülvahit Şimşek ülkemizin yetiştirdiği en önemli tarihçilerden biri olan İlber Ortaylı’yı ağırlamanın kendileri için büyük bir onur olduğunu belirterek " İlber hocamızı burada ağırlamak, onun engin bilgi birikiminden yararlanmak bizim için çok önemliydi. Kendisine birkez daha teşekkür ediyorum. Ayrıca bu keyifli söyleşi sırasında kendisinden bazı görevler de aldık. İlber hocamız denizcilik eğitimi açısından çok geride olduğumuzu yineledi. Maalesef çok doğru ancak biz Ekol Denizcilik olarak eğitime elimizden geldiğince destek olmaya çalışıyoruz. Umarım bizleri bir dahaki ziyaretinde, okulumuz 2 yıllık bir yüksekokul olmuş olur ve kendisini açılışımıza davet ederiz. Bunu da bir hedef olarak önümüze koyuyoruz" ifadelerini kullandı.

7DENİZ

Editör: Haber Merkezi