ABD Hazine Bakanlığı'na bağlı Yabancı Varlıklar Kontrol Ofisi, (OFAC) Rusya'ya uygulanan ambargo kapsamında yaptırımları ihlal ettiği gerekçesiyle bir yıl önce yaptırım uygulağı İlker Doğruyol ve ID Gemi Acenteliği Ticaret Limited Şirketini ve ismine kayıtlı bütün şirketleri yaptırım listesinden çıkardı.

Firmasının yaptırıma uğramasıyla 1 yıllık bir süreçte yaşadıklarını anlatan ID Gemi Acenteliği Ticaret Limited Şirketi kurucusu İlker Doğruyol, 7deniz’e açıklamalarda bulundu. Doğruyol, “Yaklaşık 1 yıl önce, bir telefon aldık. Amerika tarafından yaptırım listesine alındığımızı, Rus gemilerine hizmet verdiğimizi anlattı telefondaki ses. Ben ilk başta telefon dolandırıcılığı sandım, tepki vermedim. Akabinde Amerika’da Rus ambargosunu deldiğimiz konusunda haberler yapıldı. Nelerle karşılaşacağımızı bilemediğimiz için biz olayın vahametini anlayamadık. Çünkü ne etrafımızda böyle bir firma vardı ne de bizim planlı bir eylemimiz vardı. Böyle bir süreç başladı. Ardından şirketin bütün hesapları kapatıldı. Müşterilerimiz işlerini iptal etmeye başladı. O süreçte operasyonumuz altında konteynerlerden büyük tankerlere yaklaşık 40 gemimiz vardı. Ertesi gün bankalar hesapları kapatmaya başladı. Bütün para trafiğimizi durdurmaya çalıştılar. Buna direnmeye çalıştık ama yasal olarak hiçbir şey yapamayacağımızı, söz sahibi bankalar olduğu için bizim online işlemlerimizi kapattılar ve paramızı nakit olarak verdiler” şeklinde konuştu.

Asıl süreç bundan sonra başladı

Bizi legal alanın dışına ittiler diyen Doğruyol, “Elimizde nakit paralar var. Bir yandan da işimizi kurtarmaya çalışıyoruz. Limanlarda gemiler var, onları kaldırmaya çalışıyoruz. Yıpratıcı bir süreçti. Ben o gün işi bırakmayı dahi düşündüm ama bir şekilde, etrafımdan gelen tavsiyelerle, sektörün bana desteğiyle devam ettim. Tam o sırada sektörden büyük firmaları hem sahipleri hem yetkilileri büyük destekler verdiler. Bunun herkesin başına gelebileceğini söyleyip devam etmemi söylediler. Karşıdaki insanlar bize inanmışlar ve gemilerini bize emanet etmişler. Biz de bu güven için başka bir oluşumla işimize devam ettik” ifadelerini kullandı. 

Markaya çok emek verdik

Bu markaya çok emek verdiklerini ifade eden Doğruyol, “Yaklaşık 12 yıllık bir firmayız. 24 yaşındayken kurmuştum. Gerçekten de iyi yerlere geldi. Bu olaydan sonra bile hala maillerimize yeni işler geliyordu. Şirketin gerçekten de iyi bir backgroundu, müşteri portföyü vardı. O yüzden ben markayı kaybetmek istemedim. Asıl amacım şirketi kurtarmaktan ziyade yanlış bir şey yapmadığımı kanıtlamaktı.  Etrafımdaki insanlara bunu anlattım. Bu gemi Türkiye’ye geldi. Liman başkanı buna ordino verdi. Parça geldi gümrük buna izin verdi. Bu gemiden aldığım faturanın yüzde 90’ını resmi kurumlara verdim. Ben hatalıysam hepimiz hatalıyız. Ben bu işi çözmek için uğraştım. İlk başta avukatlar çok yüksek rakamlar istediler.  Kendi kabuğuma çekildim, araştırmalarımı yaptım. Sistemin nasıl çalıştığını analiz ettim ve buna karşı tezler hazırladım. Önce yaptığım işi karşı tarafa anlattım. Belgeleri sundum. Türkiye kanunları altında resmi olarak yaptım her şeyi. Ticaret Bakanlığı’ndan BBDK’ye, CİMER’e kadar ulaştım. Hesaplarımı kapatan bankaları şikayet ettim. Bu kurumlardan hiçbirinden pozitif bir dönüş alamadım. Sadece Ticaret Bakanlığı’dan yaptığım operasyonun yasal olduğunu belirten bir yazı var. BBDK, ‘sen kendi müşterini seçebiliyorsan, bankalar da seçebilir’ dedi. Bankalar zaten çalışmayı kabul etmedi. Gemi acentelerinin resmi ödemeleri var. Halk Bankası’na gittiğimde hesabı kullandırtmadılar. Paramı istediğimde hesabı kapatmam şartıyla paranızı verebiliriz dediler. Hiç kimse bana size yaptırım uygulanıyor o yüzden sizinle çalışmıyoruz diye bir belge vermedi. Çünkü OFAC T’de bir suç değil. Mesela bir banka bu gerekçeyle kredisini geri çağırdı. Ben de kredi alırken OFAC’a girmeyeceğime dair bir taahhüttüm var mı diye sordum, ‘yok’ dediler.  Ama bizim şirket olarak finansımız sağlam olduğu için bu süreci yürüttük” dedi. Id Ship1

Yüzümüzü Amerika’ya döndük

Armatörün duymak istediğini değil, doğru olanı söyleriz Armatörün duymak istediğini değil, doğru olanı söyleriz

Türkiye’den sonuç alamayınca yüzünü Amerika’ya döndüğünü anlatan Doğruyol, “Onlarla süreci devam ettirdik. Şirketin ve kendi durumumu, Türkiye’deki iş akışımızı anlattım. Bu işin çok basit olduğunu, bu işin daha büyük hacimlerde başkaları tarafından yapıldığını, bu işin hiçbir yerinde taraf olmadığımızı anlattım. Bir acentenin dünyadaki bir savaşı desteklemesinin hiç mantıklı olmadığı başka belgelerle paylaştım. Süreç böyle başladı. Onlar bana soru kitapçığı gibi bir şey gönderdi. Şirketin portföyü, ciroları, bu Rus müşteriyle nasıl bağlantı kurduğum gibi bilgileri sordular. Tabi hepsini paylaştık. Daha sonra dediler ki, biz sizi bu yaptırım listesinden çıkartırsak bundan sonraki süreç nasıl olacak, ben de onlara hazır satılan programlar olduğunu, bundan sonra bütün operasyonlarımızı kontrol ederek yapacağımızı anlattım. Onlar da ikna olmuşlar ki bizi yaptırım listesinden çıkardılar” şeklinde konuştu.

Listeden çıkınca inanamadık

Doğruyol, “Etrafımızdaki herkes o kadar olumsuz konuştu ki, bunun bu şekilde basit olmayacağını, karşımızda Amerika’nın olduğundan söz ettiler. Mail atmanın bir sakıncası olmadığını söyledim. Maillerime de dönüşler oldukça umutlandım. 3 mail atsam, geri dönüş olmasa umudum kaybolacaktı gerçekten. Mail atıyordum 1 saat sonra cevap geliyordu. Karşı tarafta benim bir muhatabım var diyordum. Onay çıktıktan sonra inanamadım. Gece geç saatlere kadar değerlendirme yaptık. Sabaha karşı kalktım listeye baktım, olmadığımızı kontrol edip, tekrar uyudum. Bundan sonra çalışmalarımıza daha seçici ve dikkatli bir şekilde devam edeceğiz” dedi.  

7DENİZ / ÖZEL

Editör: Haber Merkezi