Milliyet Gazetesiʹnde yayınlanan köşe yazısında, denizcilik sektörüne dair değinen Güçlü, ˮYalçın Sabancı, Sabancı ailesinin denizcilik sektörüne yönelen ilk ve tek ismi. 20 yıl önce tekstili noktalayıp, denize yönelmiş. Gün boyu aklımda kalan sözlerden biri ona aitti: Kaybınız yüzde 99 da olsa pes etmeyin, mücadeleye devam edin, sonunda kazanan siz olursunuzˮ ifadesini kullandı.  Abbas Güçlüʹnün Milliyetʹte yayınlanan yazısı şöyle:  Tematik üniversite- lerimizden Piri Reis 10. yılını kutluyor. Deniz Ticaret Odası kurmak için çok uğraştı, çok para harcadı, 10. yıla girerken, henüz dünyanın iyilerinden biri olmasa da gelecek için umut verdi. Piri Reis Üniversitesi’nde (PRU) ilk yıllarda kız öğrenci çok azdı, kızlar bizi de alırlar mı diye tereddüt geçirdi, erkekler de hurafeleri şaka yoluyla da olsa dillendirip, gemide kadın uğursuzluk deyince, yol almak zor oldu. Ancak 4 kız babası olan kurucu başkan için bu engelleri aşmak zor olmadı. Şu anda öğrencilerin beşte biri kız. Mezunlardan ikinci kaptan olanlar var ve birkaç yıla kalmaz, uzak yol kaptanları da dâhil sektöre damga vurmaları bekleniyor. Soru sorma yarışında erkeklere nal toplattıklarına bakılırsa, bu da hiç zor olmaz! 10. yıl kutlamaları çerçevesinde, üniversiteye bir kez daha konuk oldum. Denizcilerin duayenleriyle birlikte denizcilik mesleği nedir, denizci nasıl olmalıdır sorusuna cevap aradık. PRU Mütevelli Heyeti Başkanı Metin Kalkavan, Denizcilik A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Pekin Baran, Deniz Kuvvetleri eski komutanı Bülent Bostanoğlu, YASA Denizcilik Yönetim Kurulu Başkanı Yalçın Sabancı ve YILPORT Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yüksel Yıldırım’ın katıldığı ve benim moderatörlüğünü yaptığım panelden önce de alanlarında profesyonel ama denizcilikte amatör olan Fatih Çekirge, Gani Müjde ve Necati Şaşmaz deniz sevgisini öğrencilerle paylaştılar... Türkiye, son yıllarda denizcilikte önemli bir mesafe kaydetti ama hâlâ pek çok sorunu var. Devletin en tepesindekilerden gördükleri desteğin aşağılara indikçe kösteğe dönüştüğünü dillendirmeyen yok gibiydi. Oysa şu anda Başbakan Yıldırım hariç 3 denizci bakan var ve bunlardan biri de Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz. Denizcilik müsteşarıyken başarılıydı, eğitimde ne işi vardı diyen çok oldu. Gün boyu süren panellerde çok renkli anekdotlar vardı ama öğrencilerin keyfi yoktu. Önceki gün vefat eden, 3. sınıftan Berk Karadoğan’ın acısını yaşıyorlardı. Kendisine Allah’tan rahmet, ailesine ve arkadaşlarına da sabır diliyoruz. Yalçın Sabancı, Sabancı ailesinin denizcilik sektörüne yönelen ilk ve tek ismi. 20 yıl önce tekstili noktalayıp, denize yönelmiş. Gün boyu aklımda kalan sözlerden biri ona aitti: Kaybınız yüzde 99 da olsa pes etmeyin, mücadeleye devam edin, sonunda kazanan siz olursunuz! İkincisi de adeta dünya liman ve konteyner taşıma kralı haline gelen Yüksel Yıldırım’ın müthiş başarı hikâyesi... Kalkavan’ın da Başbakan Yıldırım ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a çok net mesajı vardı: Önümüzdeki en büyük engellerden biri de YÖK. 352 bin kontenjanı boş bırakarak, 352 bin gencimizin hayalini çaldı, onları işsiz bıraktı, yatırımların heba olmasına neden oldu! Ve ortak görüşlerden bir diğeri: 500 milyar dolarlık ihracatı neyle gerçekleştireceksiniz? Deniz filomuz güçlenmezse, cepten yeriz! Zengin ülkelerin hepsinin arkasında güçlü bir denizcilik serüveni var! Üç tarafı denizlerle kaplı denizci bir ülkeyiz ama denizci değiliz, olmadan da ne dünya ticaretinde söz sahibi olabiliriz ne de yaşam kalitemizi artırabiliriz... Rektör Oral Erdoğan ise özellikle Anadolu’ya açılmak istediklerini söyledi! Özetin özeti: Deniz olmadan asla ama hâlâ eğitim gibi onun da önemini kavrayamadık!..   KAYNAK: MİLLİYET
Editör: TE Bilisim