Şener Petrol Denizcilik Filo Müdürü Hakan Erzurumlu ve DPA-CSO-HSE Müdürü Melisa Özen ile birlikte gerçekleştirdiğimiz röportajda bir yandan enine boyuna sektörü konuştuk diğer yandan da Şener Petrol Denizcilik'i ele aldık. Erzurumlu, Şener Petrol'ün başarısını 'Amacımız idarenin belirlediği veya uluslararası standartlarda belirlenmiş kurallarda olmak değil, bu kuralların bir adım önünde olmaktır' sözleriyle özetlerken, Özen; 'Bizim insanlara vermiş olduğumuz güven duygusu başarının önemli bir ayağını oluşturuyor. O güven sayesinde insanlar bizimle uzun süre çalışıyorlar' diyor.

1991 yılında Ege Üniversitesi'nden mezun olan SNR Holding bünyesindeki Şener Petrol Denizcilik A.Ş. Filo Müdürü Hakan Erzurumlu, 1993-1998 yılları arasında başka bir iş yapmaya gayret etse de daha sonra denizciliğe dönme kararı almış. 2000 yılında Şener Petrol ile tanıştığını belirten Erzurumlu, o yıldan bu yana da; ikinci kaptanlık, kaptanlık, güverte enspektörlüğü, operasyon müdürlüğü ve şimdide filo müdürlüğü görevlerini üsleniyor. Erzurumlu ayrıca, holding bünyesinde icra komitesi danışmanlığını da yapıyor. 'İdarenin belirlediği kuralların bir adım ötesindeyiz' Tanker işletmeciliğinin birçok zor tarafı olduğunu söyleyen Hakan Erzurumlu, 'Her şeyden önce diğer kuru yük gemilerinden farklı olarak biz kimyasal tanker işletiyoruz. Bu noktada güncel kalmak, yeni kuralları, müşterilerle olan ilişkileri düzgün tutmak, kaliteli işletmecilik anlayışında döngüyü oluşturacak şekilde bir strateji izlemek çok önemli. Bizim müşterilerimiz kimyasal tanker piyasasında çok önemli firmalardır. Müşterilerinizi memnun ettiğiniz sürece, yani sunduğunuz servisin onların beklentisine uygun veya biraz daha yüksek olduğu sürece varsınız. Amacımız idarenin belirlediği veya uluslararası standartlarda belirlenmiş kurallarda olmak değil, bu kuralların bir adım önünde olmaktır. Bu kuraları ve gereklilikleri yerine getirmek bizim yaptığımız iş için yeterli değil. Bunun daha da ötesinde olmanız gerekir. Piyasa daraldı. Gemi sayısı arttı. Malum krizler yaşandı. Bu krizler içinde var olmak için birilerinden veya rakiplerinizden farklı olmanız gerekiyor. Düşen navlunlardan ziyade yük miktarı doğal olarak bir zorluk yaratıyor. Fakat standartları hep yukarıda tutmak zorunda kalıyorsunuz. Örneğin, idarenin tanımlamış olduğu gemiadamlarının asgari donatma belgesi var.

Bizim gemilerimizin tonajı 3 bin ile 12 DWT arasında değişir. Uzak sefer donatımına göre 12-13 kişilik kadrolardan oluşabilir. Fakat siz senede 70 sefer yapıyorsanız, toplamda bütün gemilerinizle 240 sefer yapıyorsanız, her seferinde de 60 oranında IBC kod kapsamında olan tehlikeli yükleri taşıyorsanız burada yaptığınız iş yoğunluğu çok fazladır. Bir yandan da kurallar çerçevesindeki çalışma ve dinlenme sürelerine uymak, işi doğru ve emniyetli yapmak, aynı zamanda bunun karşılığı alıp armatöre sunmak var. Böyle bir döngü oluşturmak çok zor bir şey. Biz gemilerimizde ortalama 13 kişilik bir kadro ile çalışabilecekken 16.8'lik bir ortalamayla çalışıyoruz. Daha fazla kişi barındırmak zorundayız' ifadelerini kullandı. 'Emniyet bizde her şeyden önce geliyor' Gemiadamı ve personel hakkında bilgiler veren Şener Petrol Denizcilik A.Ş. DPA-CSO-HSE Müdürü Melisa Özen, 'Bizde çalışmaya başlayan arkadaşlarımızın bizimle devam etmesine çok önem veriyoruz.

Çalışanları gemide tutma zorluğu bizim için dönemsel olarak yaşanıyor. Biz böyle sıkıntıları çoktan aştık. Bizim kendi içimizde tuttuğumuz bir performans değerlendirme sistemimiz var. Bu bizim için bir stratejidir. Belli hedeflerimiz var. Şu ana kadar hep hedeflerimizin üstünde bir performans gösterdik. Performansımızı 3 aylık aralıklarla kontrol edip senelik gözden geçiriyoruz. Şu anda zabitanda 86, personelde 87'lik bir oranımız var. Filolarımızdaki kaptanların birçoğu bizde stajyerlikten başlayıp kaptanlığa gelen insanlar. Bu çalışanları bu kadar uzun süre bir filoda tutmak bir zorluktur ama bu bizim için çok önemli. Çünkü stajyerlikten başlayıp kaptanlığa kadar gelen kişi, eğitim, donanım, şirket uyumu gibi birçok şeyi aşmıştır. Zaten bir organizasyonun başarılı olabilmesi için, o organizasyonun çalışanlarıyla başındakilerin bir hedef birliğinin olması gerekiyor. Biz bu hedef birliğini önemli ölçüde sağlamış durumdayız. Eğitimlere çok önem veriyoruz.

Bu eğitimlere maksimum bütçe ayırıp kısıtlama yapmıyoruz. Seminerler düzenliyoruz ve kadrolarımızı daima güncel ve donanımlı tutarak, olası istenmeyen olayların önüne geçmeye çalışıyoruz. Bunda da çok başarılı bir şekilde çalışmalarımızı taviz vermeden yürüttüğümüzü söyleyebilirim' şeklinde konuştu. 'Güven duygusu başarımızın önemli bir ayağı' Denizde çalışan insanları biraz gelenekçi olarak niteleyebiliriz diyen Kaptan Melisa Özen, 'Kimsenin koymadığı, yazılı olmayan bir takım hiyerarşik kurallar vardır. Dışarıdan birileri sizin bünyenize dahil olduğu zaman önceki alışkanlıklarını da beraber getirirler. Bir insanı iyi yapmak ve ileriye götürmek istiyorsanız onun üzerinde çok fazla mesai harcamak zorundasınız. Tabi öncelikle insanın bu verilenleri almaya ve değişime açık olması gerekir. Bunlar çok büyük zorluklardır. Bizim bununla baş etme metodumuz, burada çalışan arkadaşlarımızın yetkinliklerinin ve amacının üst yönetimle uyumlu olması sonucunda başarıya ulaşıyor. Bunun yanında bizde hiçbir şekilde suçlama kültürü yoktur. Bu çok önemli bir konudur. Sorun ne ise oturup konuşarak ve gerekli adımlar atılarak sorunlarımızı çözüyoruz. Bir de bunların yanında bizim insanlara vermiş olduğumuz güven duygusu başarının önemli bir ayağını oluşturuyor. O güven sayesinde insanlar bizimle uzun süre çalışıyorlar' dedi. 'İşler daha da karışacak gibi geliyor' Sektörün içinde bulunduğu durumu değerlendiren Hakan Erzurumlu da, 'Sektöre yeni kurallar, kaideler geliyor. Ben sadece tankerlerin değil ama özellikle tankerlerin bir ayıklanma sürecinde olduğunu düşünüyorum. Balast Suyu Yönetimi (Balast Water Management) ile ilgili şu an taraf olan ülkelerin oranı 34,87 civarında. Yani 35'i gördüğü zaman kendiliğinden devreye girecek. İlk yenileme sörveyinde gemi işletmecilerinin gemilerine bu sistemi taktırmaları gerekecek.

Çok yüksek maliyetlerden söz ediyoruz. Bazı durumlarda bu maliyetler gemi değerini aşacak rakamlara ulaşacak. Bu işin bir ayıklanma sürecine doğru gittiğini düşünüyorum. 2017'nin başında bu kural devreye girecek. Bir senelik bekleme süresi vardır. Ondan sonra işler daha da karışacak gibi geliyor. Bunun yanında hava kirliliği çok önem kazanmaya başladı. Gemilerde üretilen karbondioksit gazlarının tutulması bir takım verimliliklerin hesap edilmesi lazım. Artık bir adım daha ileri gidiyor. Avrupa Birliği'nde ve IMO'da yakında uygulanmaya başlayacak. Ülke sayısı tamam ama tonaj ile ilgili sorunlar var. Yeni inşaların devreye girmesiyle 6 ayda bir yapılan sayımlarla ortaya çıkacak' dedi. 'Çok yakında iki tane 7 bin DWT'lik paslanmaz gemi inşaatına başlayacağız' SNR Holding'in çok güçlü bir kuruluş olduğunu belirten Erzurumlu, 'Biz önceden 13 gemi ile çalışıyorduk. Şimdi 5 gemiye kadar düştük ama SNR Holding'in her tarafta büyük yatırımları, yaptığı büyük işler var.

Biz de 2008'e kadar çok iyi çalışan bir strateji vardı. Yap gemileri, 5 sene işlet, sat yenilerini yap. 2008'e kadar bu strateji başarılı bir şekilde yürüdü. O yıldan sonra o durgunlukta bu strateji çalışmadı. Çünkü gemiler satılmadı. Böyle olunca holding tersane ve başka yatırımlara girişti. Gemi işletmeciliğiyle ilgili holdingimiz yeni bir dönüşüm içine girdi. Yeniden gemi inşa işine başlayacağız. Çok yakında iki tane 7 bin DWT'lik paslanmaz gemi inşaatına başlayacağız. Onun yanında tonajları 15-20 bin ton arası değişen kimyasal tankerlerle ilgili tasarrufumuz olacak. Bu gerçekleştiğinde de göreceğiz hep beraber' ifadelerini kullandı.

CENGİZ TEPEBAŞ - 7DENİZ

Editör: TE Bilisim