Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY), ABD’li ExxonMobil ile Katarlı Qatar Petroleum’un 10 numaralı parselde doğalgaz arama faaliyetleri yapabilmesi için Ada’nın güneyinde Navtex yayınladı. Gelişmeleri yakından takip eden Türk Donanması, yarın Doğu Akdeniz ve Ege’de "Fiili Silah Atış Eğitimleri" düzenleyecek.

ABD’li ExxonMobil ile Katar’a bağlı Qatar Petroleum ortaklığı, Rumların tek taraflı ilan ettiği Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) içindeki 10’uncu parselde doğalgaz aramak için kolları sıvadı.

Bu ay içinde çalışmalara başlayacağını ilan eden konsorsiyum için Rumlar dört ay süreli Navtex yayımladı. Rumların ilan ettiği Navtex’e göre, 10 Kasım’dan 25 Şubat 2019 tarihine kadar sözde 10’uncu parselde sondaj çalışmaları yapılacak.

 

10 NUMARALI BLOK

Rum yönetiminin 2011’deki MEB ilanının ardından KKTC de, Ankara ile anlaşarak Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO)’na Ada açıklarında petrol ve doğalgaz arama yetkisi vermişti.

KKTC’nin TPAO’ya petrol ve doğalgaz arama ruhsatı verdiği E, F ve G sahaları, Rum Yönetimi’nin belirlediği 1, 2, 3, 8, 9, 12 ve 13 numaralı bloklar ile çakışıyor. ExxonMobil’in arama yapacağı 10 numaralı blok ise kesişen bölgelerin dışında kalıyor. Buna rağmen KKTC’nin Ada üzerindeki eşit haklarından dolayı Türkler, Rumların tek taraflı anlaşmalarını kabul etmiyor.

 

AKDENİZ KALKANI

Türkiye de Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin tek taraflı ilan ederek ABD, Katar, İtalya, Güney Kore, Fransa gibi ülkelerin enerji devlerine sözde ruhsat verdiği parsellerde araştırma yapılmasına karşı çıkıyor. Türk Donanması, Doğu Akdeniz ve Ege’deki gayrımeşru faaliyetleri yakından takip ediyor.

Doğu Akdeniz’deki hak ihlallerine karşı Akdeniz Kalkanı Harekatı kapsamında bölge sürekli olarak iki fırkateyn, bir korvet, bir akaryakıt gemisi ve iki hücumbot bulunduruluyor. Bir karakol gemisi ise sürekli karakol faaliyeti yürütüyor. Sismik araştırma gemimiz Barbaros Hayrettin Paşa ile sondaj gemimiz Fatih de Deniz Kuvvetlerimizin gözetiminde bölgedeki çalışmalarını sürdürüyor.

 

FİİLİ SİLAH ATIŞ EĞİTİMLERİ

Deniz Kuvvetleri Komutanlığı bağlısı gemilerin 6 Kasım’dan başlayarak da bir hafta süreyle, Saros Körfezi girişi ile Aksaz ve Antalya açıklarında "Fiili Silah Atış Eğitimleri" yapacağı öğrenildi. Bölgede, fiili silah kullanımı haricinde, hava savunma ve denizaltı eğitim faaliyetleri de icra ediliyor. Bu faaliyetlerin ise daha güneye kayıp kaymayacağı merak konusu.

 

‘KABUL EDİLMEYECEKTİR’

Türkiye, geçen ay içinde Doğu Akdeniz’deki petrol ve doğalgaz arama faaliyetleri için 01 Şubat’a kadar geçerli olan bir Navtex yayınlamıştı. Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada, "Türk bayraklı R/V Barbaros Hayrettin Paşa ve destek gemileri M/V Tanux-1 ve R/V Apollo Moon tarafından Türkiye Cumhuriyeti adına uluslararası hukuka uygun olarak Türk kıta sahanlığında sismik araştırma faaliyeti icra edilmektedir" denilmişti. Diğer gemilere beş deniz mili açıktan geçme uyarısı yapılan duyuruda, ayrıca "Larnaka Radyo 342/18 Nolu Navtex duyurusunda belirtilen ‘Kıbrıs’, 1960 yılında kurulan devlet ile aynı değildir. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin duyurusu ile kanunsuz iddialarını meşrulaştırma çabaları geçersizdir ve Türkiye tarafından kabul edilmemiştir, edilmeyecektir" ifadeleri kullanılmıştı.

 

Karadeniz'deki NATO tatbikatı 13 ülkenin katılımıyla sürüyor Karadeniz'deki NATO tatbikatı 13 ülkenin katılımıyla sürüyor

ABD İKİNCİ CEPHE İÇİN YUNANİSTAN’I KIŞKIRTIYOR

Emekli Tuğamiral İlker Güven, Doğu Akdeniz’deki ABD kışkırtmalarına yönelik Aydınlık’a yaptığı değerlendirmede şunları söyledi:

"ABD, piyonu Yunanistan’ı Akdeniz ve Ege’de Türkiye’ye ikinci cephe açtırmak için kışkırtıyor. Esasen ABD, Münbiç’te de Türkiye’yi tam anlamıyla oyalıyor. Üstelik oyalarken de Türk ekonomisini ve Türk Silahlı Kuvvetleri’ni yıpratmak suretiyle iki cepheli savaşı göze alamaz hale getirmek istiyor. ABD’nin hiç değişmeyen hedefi Kürt devletini kurdurmak. Bu arada Türkiye yönetiminin yanlış, Suriye ve Devlet Başkanı Esad’a karşı ulusal çıkarlarımıza aykırı duygusal tutumundan da yararlanan ABD, Astana sürecini baltalamak ve S-400’lerin alımını iptal ettirmek istiyor. Türkiye’nin bu politikası ne dosta ve ne de düşmana güven vermiyor. Türkiye maalesef gerçek düşmanımız ABD olmasına rağmen, müşterek harekat ve olmayan stratejik ortaklıktan vazgeçemiyor!

 

DENİZ BAKANLIĞI KURULMALI

Türk Deniz Kuvvetleri Balyoz, Ergenekon gibi kumpaslarla yetişmiş güzide personelini kaybetti. Ancak Mavi Vatan sevgisini ve deniz alaka ve çıkarlarını koruma azim ve iradesini hiç kaybetmedi! Kumpaslarla kaybedilen personelin yerine kalan Atatürkçü personel ile yoluna rahatlıkla devam edebileceği görülmektedir. Zira gemilerimiz faal, Milgem ve Milden gibi hayati projeler hız kesmeden devam ediyor. O halde helva yapmak ve yemek için her şey var, ne eksik? Önce idari olarak KHK’lar ile bozulan Türk Ordusu’nun doku ve yapısı tekrar eski hale getirilmelidir. YAŞ’ın siyasi etki alanı kaldırılarak liyakata dayalı terfi ve tayinlerin önü açılmalı. Ayrıca Deniz Bakanlığı kurularak Deniz Ticaret Bahriyesi’nin gelişmesi için önündeki engeller kaldırılmalı ve Deniz Savunma Sanayi Başkanlığı ile deniz ve denizcilik ile ilgili yerli ve milli teknolojiler koordine edilmelidir.

 

ESAD İLE EL SIKIŞILMALI

Politik hususlara gelince; öncelikle Esad ile el sıkışıp eş zamanlı olarak da, Doğu Akdeniz’de Münhasır Ekonomik Bölgemiz ( MEB ) ilan edilmelidir. Rusya ve İran’a yitirdiğimiz güveni tazelemek için Çiğli ve Malatya havaalanlarında yabancı uçakların harekatına son verirken, Kürecik Radarı’nın kontrolünü de ele almalıyız. Hemen akabinde, Rusya, Suriye, Irak, İran ve Azerbeycan ile Güvenlik ve İşbirliği Antlaşması imzalamak üzere harekete geçmeliyiz. Bu antlaşmadan sonra, Yunanistan’a Nota vererek; Ege’deki hukuksal haklarımız hatırlatılarak, ulusal egemenliğimiz içindeki 152 ada, adacık ve kayalıklarımızın öncelikle işgal edilen 18 ada ve adacıklardan başlayarak makul bir süre içinde boşaltılması istenmelidir. 152 ada ve adacıklar içinde olan Girit’in kuzeyindeki dört adet adanın, bir hançer gibi duran Meis Adası ile değişiminin de müzakere edilebileceği belirtilmelidir. Ayrıca Ege ve Doğu Akdeniz’deki ikili sorunlarımızın, özellikle Lozan Antlaşması’ndan doğan haklarımızın devamlı takipçisi olacağımızı ve bunun için hiç bir fedakarlıktan kaçınmayacağımızı vurgulamalıyız.

Yunan basınından öğrendiğimiz ve Davutoğlu’nun 2010 yılında gizli ve ikili görüşmelerinin içeriğini bilmiyoruz. Bildiğimiz, bu görüşmeden sonra bu güne kadar 18 ada için suskunluğumuz? Hatta Yunanistan’ın ABD ve AB’yi arasında görerek şımarıkça ve pervasızca Salam Politikası uygulayarak genişlemeye çalışırken, her dilim de Türkiye’nin reaksiyonu ölçmektedir. Artık suskunluğu bir tarafa bırakıp NATO’nun Rusya, İran ve Çin karşıtı tatbikatları için Türkiye mutlaka çekince koyarak karşı durmalıdır. Bütün bunlardan hemen sonra veya eş zamanlı olarak Atlantik, İsrail, Yunan cephesine karşı, Rusya, İran ve hatta Çin ile Doğu Akdeniz’de bir Müşterek Deniz Tatbikatı’nın planlanması için çalışma yapılmalıdır. Buna paralel olarak Mısır ile diplomatik ilişkileri geliştirmeli ve GKRY ile yaptıkları MEB anlaşmasının Mısır’ın aleyhine ve kabul edilemez olduğu vurgulanarak, Mısır’ın Türkiye ile kıta sahanlıklarımız dikkate alınarak MEB ilan edilmesi sağlanmalıdır."

 

NAVTEX NEDİR?

Navtex, denizcilere meteoroloji tahminleri, seyir bilgileri, aciliyet, emniyet ve denizde çalışma yapılan sahalar hakkında bilgi veren haberleşme cihaz sistemi. Orta dalga boyu (MF) frekansından yayın yapan Navtex, uluslarası bir fax makinası gibi çalışıyor. 400 deniz mili mesafeye kadar yayın gönderebiliyor. Aynı zamanda Küresel Denizde Tehlike ve Emniyet Sistemi’nin de bir parçası olan Navtex, dört saatte bir, 10 dakikadan kısa süreli yayın yapıyor.

Editör: Haber Merkezi