Bir Amerikan firması olan Advanced Polymer Coating'in yüzde 50 ortaklığıyla Türkiye temsilciliği olan Marineline Türkiye, sektörde verdiği ürün ve hizmet kalitesiyle önemli bir yer edinmiş durumda. Marineline Türkiye Bölge Müdürü Kaptan Koray Karagöz, firmanın Türkiye'deki faaliyetlerinden ve gelecekle ilgili beklentilerinden söz etti. Hem karada endüstri tarafına hem de denizcilik sektörüne hizmet veren Marineline Türkiye, kimyasal ve yük tankerlerinin kaplaması konusunda sektörün lideri konumunda. Geçtiğimiz yıl denizcilik&endüstri alanında toplam 76 proje ile 2015 yılını çok verimli bir şekilde tamamlamış ve bu yılın ilk yarısında geçen yıla oranla daha başarılı bir performans göstermiş durumda.

Bu yıl yeni inşa kontratları yaptıklarını ve tamir gemilerinin sayısının arttığını belirten Marineline Türkiye Bölge Müdürü Kaptan Koray Karagöz, 'Son 15 yılda Türkiye'de 375 adet Marine Line coating kaplamalı gemi yapıldı. Bu gemiler beşinci yıllarında havuza geliyorlar. Geldiklerinde mutlaka bir tamirleri oluyor. Biz de o tamirleri yapıyoruz. Özellikle Avrupalı armatörler tarafından kimyasal tankerler başka coating kaplamalarından komple Mairne Line coating kaplamasına döndürüyorlar. Bu şekilde çok fazla proje gerçekleştirdik. Bu yıl şimdiye kadar toplam endüstri ve denizcilik alanında 35 proje gerçekleştirdik. Sene sonuna kadar 34 tane daha projemiz var. 2011 yılında denizcilik alanındaki krizin de etkisi ile endüstri departmanı kurduk.

Oradaki arkadaşlarımız Türkiye'nin büyük rafineri firmalarında, termik santrallerde, depolama tanklarında her türlü kimyasala ve özellikle aside dayanıklı her türlü yüzey(beton-saç-paslanmaz-polyester vs.) kaplamaları için çalışıyorlar' şeklinde konuştu. Uygulamalarını yaptıkları işlerin büyük çoğunluğunu yabancı bayraklı gemilerin oluşturduğunu belirten Karagöz, 'Dünyada kabul edildi ki, kimyasal tankerde en iyi cargo tank coating'i MarineLine'dır. Klass onaylı yük listesindeki 5000 den fazla kimyasalı hiçbir sınırlama olmadan art arda taşıyabiliyorsunuz. Isıl işlemden sonra hemen istediğiniz yükü alabiliyorsunuz. Yüzey pürüzsüzlüğünden dolayı yıkaması kolay ve daha hızlı ve en önemlisi çok daha uzun ömürlü bir kaplama. Öyle olduğu için de tankerler özellikle 5 yıllık havuz programına geldiğinde tekrar kaplama ile mevcut kaplamalarını MarineLine coating ile değiştiriyorlar. Biz burada kaplama malzemesini veriyoruz. Denetleme hizmetini yapıyoruz ve bir de 120 derecede 16 saat boyunca kaplamaya uyguladığımız ısıl işlem var onu gerçekleştiriyoruz. Eğer istenirse komple uygulama dahil de proje gerçekleştirebiliyoruz. 'Bu ürün bir epoksi değildir' Kullandıkları kaplamanın diğer epoksi tipi kaplamalara göre çok daha kaliteli bir ürün olduğunu kaydeden Karagöz, 'Kullandığımız bu ürün, diğer muadilleri gibi taşıdığı kimyasal ürünü absorve etmiyor, emmiyor. Uygulaması da iyi olursa uzun yıllar kalıyor. Malzeme sadece Amerika'da üretiliyor. Bu ürün bir epoksi değildir, siloxirane adı verilen bir karışımdır, bir formüldür. Bu ürünün formülünü aynı zamanda firmanın sahibi hem Makina-hem de kimya mühendisi olan Donald Keehan tarafından bulunmuştur. Dünyada bu ürün patentli olarak sadece Advanced Polymer Coatings firması tarafından üretilmektedir. Bu ürün sadece endüstri ve denizcilik sektöründe kullanılmıyor. NASA ve Amerikan ordusu gibi farklı alanlarda da kullanılıyor.

Bizim ürünümüz kendine has özellikleri olan çok özel bir ürün. Çapraz bağları çok kuvvetli olduğu için içinde bulunduğu ürünü absorve etmiyor' dedi. Karagöz, 'Ana firmamız 2001'den itibaren Türkiye pazarında faaliyet gösteriyor. Marineline Türkiye ise 2006 yılında kurulmuştur. Kimyasal tanker piyasası 2008'e kadar farklı bir piyasaydı. 2004'ten sonra kimyasal tankerlerin alım satım işleri artınca, sadece tersaneler değil, sermaye sahipleri de gemi yaptırıp kızaktayken satıyorlardı. 2008'den sonra gelen krizle beraber bu planlar suya düştü. Özellikle Türk armatörler ellerinde gemilerle kaldılar. Böyle olunca armatörler acaba kendimiz bu gemileri işletebilir miyiz diye düşünmeye başladılar. Ufak tefek 1-2 gemilik şirketler bu işi yapamadılar. Bir müddet sonra özellikle büyük Avrupa menşeili firmalar Avrupa'da birleşerek pazardan pastayı aldılar, sektördeki diğer firmalara vermeye başladılar. Bu bence Türk armatörün çok işine geldi. Piyasada gördüğünüz birçok firmanın gemileri bu büyük firmalara time charter olarak kiralanıyor. Örneğin, bir Türk armatör günde 7 bin 500 dolara gemisini kiralıyorsa bunun bir miktarı ile yeni inşa sırasında aldığı krediyi ya da faizini ödüyor, bir miktarı ile 'running cost' dediğimiz masraflarını karşılıyor ve geri kalan cüzi miktar da karı oluyor. Veriyorlar gemilerini kiraya ve başları ağrımıyor. Ama asıl parayı bu gemileri kiralayan büyük Avrupa menşeili ana firmalar kazanıyor. Küçük firmalar da spot piyasa dediğimiz alanda çalışmıyorlar ama halen de spot piyasada kendi yükünü kendisi bularak çalışan Türk armatörler de var. Bunun dışında bir de 'Technical management' diye bir iş alanı oluştu.

Avrupa'ya oranla ucuz maliyetlerle bu management'i yapan Türk firmaları oluşmaya başladılar. Bu uygulamanın da öncüsü Chemfleet firmasıdır ve hem Türk, hem de yabancı firmalara halen hizmet vermektedir. Bankalara verilen gemiler var. O gemiler çok uygun fiyatlara piyasaya çıkmaya başladılar. Bankalar da kendi ellerindeki gemileri bu Technical-commercial management firmalarına teslim ederek çalıştırmaya başladılar' şeklinde konuştu. Marineline Türkiye'nin Amerika'daki ana firma açısından çok önemli bir konumda olduğu vurgulayan Karagöz, 'Ana firma Türkiye'yi pozitif olarak görüyor. Türkiye yapılanması firmanın çok önemli bir pazarının içerisinde yer alıyor. Özellikle küçük çaplı kimyasal tankerler Türkiye'de çok yapıldığı için, gemi adeti olarak dünyada en fazla coating Türkiye'de yapıldı. Toplam yapılan metrekare olarak Güney Kore ve Çin fazla olabilir ama adet olarak en çok burası oldu. Avrupa'ya çok yakın olduğumuz için çok büyük avantajımız var.

Firmanın Türkiye'ye bakış açısı çok iyi durumda. Doğu Avrupa, Ortadoğu ve Kafkaslar Türkiye'ye bağlı durumda. Ortadoğu'da da endüstri alanında iş yapıyoruz, Avrupa'da da. Bu bölgenin teknik ekip merkezi burasıdır. Dünyanın hemen hemen tüm bölgelerinde merkezleri ve bayileri var firmanın. Ana firma Türkiye'ye çok güveniyor. Kapasite olarak Amerika merkezi dışında Türkiye, Çin diye sıralanıyor. Bu bölgedeki teknik hizmeti Türkiye'den veriyor. Malzeme stokunun çoğunu buradan sağlıyor. Isıl işlemi buradan yapıyor. Bütün dünyadaki ısıl işlem ekipmanlarını Türkiye'de ürettik. Onların patentini aldık. Japonya ve Güney Kore dahil biz buradan ihraç ettik. Yazılım dahil hepsinde Türk mühendisler çalıştı' ifadesinde bulundu.

İBRAHİM KOCAMIŞ -7DENİZ

Editör: TE Bilisim