'1987'den beri denizciliğin içerisindeyim. Her şeyden önce hayat felsefem hep yaptığım işlerde farklılık yaratmak oldu. Bu tabi kolay bir şey değil ancak benim için esas nokta zor olanı başarmaktır. Hayatım boyunca buna hep inandım, bu doğrultuda da denizci olmak isteyen gençlere hep 'sıradan adam olmayın, aranan adam olun' derim' sözlerine yer veren Esko Marine Genel Müdürü Erhan Esinduy ile bir araya geldik.

Sohbetimize Esko Marine'nin sektöre nasıl katıldığıyla başlayalım mı? Ortağım Adem Kocadağ ile Eskomarine olarak başladığımız yıl 2014. İlk önce çok daha küçük bir ofisteydik, işe ilk olarak temsilcilikler alarak başladık. Öyle ki hep en kaliteli ve en köklü şirketlerin temsilciliklerini almayı başardık. Bu da bize daha büyük bir motivasyon oldu. Hayatta hiçbir şey imkansız değildir ve siz inandığınız şeyin peşinden giderseniz, bunu çok isterseniz mutlaka başarıya ulaşırsınız. Zaten fark yaratan da budur, zoru başarabilmek… Sektöre kaliteli hizmet verebilme adına önce Tersane temsilcilikleri, sonrasında Aden Körfezi'nden geçen gemiler için silahlı koruma temsilciliklerini aldık ve başarıyla çalışmaya başladık. Ardından Kanadalı Balast Water Treatment sistemleri üreten Trojen firmasının temsilciliğini aldık, bunu başarmak özellikle çok zor oldu. Çünkü temsil etmek istediğiniz firma hem konusunda dünya lideri, hem de 19 milyar Amerikan Doları bir ciro yapan gurubun bir parçası ve New York, Shanghai gibi birçok büyük dünya metropollerinin içme ve atık suyunu arıtan bir firma, yani bir dev…

Sonra yavaş yavaş kendimizi tanıtmaya başladık. Denizcilik sektörüne farklı bir anlayışla hizmet vermek için yola çıktık. Amacımız denizcilik sektörüne daha da farklı neler yapabiliriz idi. Bir süre sonra iki Yunan firmayla ortaklık kurduk. Maritime House adı altında bir konsept yaratarak 3 firma bir çatı altında toplandık. Bugün sohbet ettiğimiz bu ofiste geçen sene açılışımızı yaptık. Ayrıca yakın geçmişte Liberya bayrağının da İstanbul ofisi olarak hizmet vermeye başladık. Eskiden Almanya, Yunanistan'dan buraya hizmet veriyorken artık, bizimle tam yetkili olarak İstanbul ofisinden hizmet veriyor. Nedir hizmet yelpazeniz? Öncelikle şunu söyleyebilirim ki, 2014'ten bu yana süregelen müşteri ilişkilerimiz, verdiğimiz hizmetin kalitesi, bizi kısa sürede bir yere getirdi. Hem sektörün hem de sektörde hizmet veren ve çalışan kişilerin bizi daha iyi tanımaya başladıklarını görüyoruz. Bunun yansımalarını artık alıyoruz. Diğer taraftan Alfa Marine Consulting Turkey ve Nexus Maritime Istanbul, bunların ikisi de değerli firmalar. AMC, tamamen teknik danışmanlık üzerine hizmet veren, bunu da çok profesyonel bir anlayışla yerine getiren bir şirket. Yunanistan'daki ofiste yaklaşık 45 gemi inşa mühendisi hizmet veriyor. Bu bağlamda, teknik anlamda veremeyeceğimiz hizmetin olmadığını gururla söyleyebilirim. Basit olarak görebileceğiniz herhangi bir hizmetten, en zoruna kadar hepsini layıkıyla yapıyoruz. Bu basit bir gemi denetimi olabileceği gibi yeni inşanın her aşamasında gerekli olan hizmet de olabilir. Nexus Maritime ise bir sörvey firması. Uzmanlaştığı alan, büyük gemi kazalarında armatörün danışmanlığı konusu. İddia/hak talep edildiği andan itibaren sonuç alana kadar armatör adına tüm süreci yürütüyor.

Buradaki en önemli husus bu aşamayı hızlıca geçip, hak edilen meblağın alınmasıdır. Binin üzerinde 'claim' işi yapmış ve yüzde 100 başarı elde etmiş bir firma. Burada armatör açısından önemli avantajlar sunuyoruz. Armatörden, hiçbir şekilde bir ücret talep etmiyoruz. Gemi bir yerde kaza yaşarsa, personelimizin oraya gitmesi elbette gerekli. Bu hususta da herhangi bir ödeme, avans talep etmiyoruz. Nexus bu konuda önemli bir deneyime ve geçmişe sahip bir firma. Sektörde hiçbir armatörlük firması, kaza sonrasındaki süreç yönetimi ve sürecin işleyişiyle ilgili yapılması gerekenleri bizden daha iyi bilemez. Çünkü, gemi kazaları, armatörlerin başına çok sık gelmiyor. Ancak biz, bu hizmeti sürekli veren bir kurumuz. Biz bütün süreci armatör adına yürütürken, armatör yaşanan olay için harcayacağı enerjiyi kendi işi için değerlendirebiliyor.

Gemi inşa sanayi alanında hizmet verdiğiniz için sormak isteriz, bu konudaki ilerleyişiniz nasıl?

Ekipman olarak 3 farkı ürüne sahibiz. Bunlardan biri Balast Water Tratment Systems. IMO'nun aldığı ertelemeyle şu anda o piyasa sakin durumda. Çok fazla alışveriş olmuyor. Haklı olarak insanlarda bir bekleme durumundalar. 2020'de gelecek olan Marpol'un ultra düşük sülfür yakıt kuralı var. Onun ilgili bizim 'scraber' çözümümüz var. Amerikalı bir şirketi temsil ediyoruz. 'Scraber' ekipmanını gemiye taktığınız zaman yüksek sülfürlü yakıt alıyorsunuz ama o yıkanıyor, içindeki sülfür arındırılıyor ve düşük sülfürle bacadan gidiyor. Tabii bunun maliyetinin yanında getirisi de var. Yapılan araştırmalara göre 2020 yılında ultra düşük sülfürle normal sülfür arasındaki yakıtlarda ton başına 600 dolar fiyat farkı olacak. Bu böyle olunca scraber'a yatırım yapmak çok mantıklı oluyor. Zaten yatırım birkaç ay içerisinde kendini amorti ediyor. Şu andaki fark 200 dolar civarlarında. Şimdi alsanız bir buçuk senede ödüyorsunuz. Geri dönüşü çabuk olan bir şey ama o da yavaş gidiyor çünkü büyük ve pahalı projeler. Kolay karar alınamıyor. Büyük bir firmayla karar aşamasına geldik ama henüz son kararı vermediler. Bunların dışında Danimarkalı bir firma ile çalışıyoruz. Bunker yakıt alma sistemlerinde yakıt hacim ile ölçülüyor. Bunker managment sistemde Danimarkalılar Mass Flow Metter kullanarak yakıt direkt ağırlık olarak ölçülüyor. Burada da kullandığın ekipman, yakıt barçları bazen hava basıyor, arada bir hile olduğu için bu ekipman yapılan hava basıncı hilesini anında algılıyor ayrıca bir de yakıt tüketimi denetleme sistemleri yapıyorlar.

2017'yi nasıl tamamladınız ve 2018 beklentiniz ne yönde?

2017 süper geçti diyemeyiz ama kötü de geçmedi. Yazın daha da sakindi. Şimdi yavaş yavaş kıpırdanma var. Pazarlar daha iyileşti. Armatörleri yüzü biraz gülmeye başladı. 2018'de marketin en kötü durumu sanıyorum ki şu andaki seviyelerde olacak. Bundan daha kötü olup geri gideceğimizi düşünmüyorum. Krizin başlamasından bugüne 9 sene oldu. Dolayısıyla 2018 için umutluyum.

Seminerler, eğitimler konusunda da hizmet veren bir firmasınız. Değinelim mi bu konuya da?

Bizim gördüğümüz kadarıyla Türkiye'de sıkıntı şu; esasında insanların bilgiye birazcık saygıları mı yok diyelim yoksa hepimiz her şeyi bildiğimizi mi düşünüyoruz bilmiyorum ama yurt dışındaki gibi daha çok profesyonelleşemediğimiz ortada. Denizcilik dünyası sürekli değişiyor. Buna ayak uydurmak gerekiyor. Biz bu alanda özellikle Yunanlı ortaklar seçtik. Yunanistan ile ülkemiz arasındaki fark belli. Bu adamlar, gerçekten işlerini çok iyi yapıyorlar. Onun için bu hizmeti Türkiye'ye getirdik. Ancak firmalar tam anlamıyla bu potansiyelden faydalanmıyorlar. Zamana ihtiyaç var galiba. Biz de pes etmeden devam edeceğiz, er ya da geç farklılığımız kendini gösterecektir bu sektörde, buna gönülden inanıyorum. Madem konu Türk denizciliğine geldi. Bir de bu konuyu konuşalım mı? Türkiye'de denizcilik son zamanlarda farklı yerlere geldi ama daha alacak çok yolumuz var. En başında bunu söylemek gerekirse, bana göre biz denizci bir ülke değiliz. Çünkü, ilk önce değil denizcilik eğitimi, normal temel eğitimimizin çok iyi olması lazım. Bu ülkenin sıkıntısı zaten sadece denizcilik eğitimi değil ama yeni okullar açılıyor, yatırımlar yapılıyor. Bunlar sevindirici gelişmeler fakat yine de eksik kalıyoruz. Çünkü, ülkece denizciliği tam olarak yapamıyoruz. Armatörlerin ve şirketlerin de hataları ve payı var tabi ki. Ama biz, bir araya gelip her şey güllük gülistanlık gibi konuştukça ancak kendimizi kandırırız. Kısacası daha çok yol almamız gerekiyor ama bunun için önce kafa yapımızı biraz değiştirmemiz lazım diye düşünüyorum.

RÖPORTAJ: İBRAHİM KOCAMIŞ [email protected] 7DENİZ

Editör: TE Bilisim