Çevre cezaları konusunda Avrupa’daki ceza ve normlar ne ise onu istiyoruz Çevre cezaları konusunda Avrupa’daki ceza ve normlar ne ise onu istiyoruz

Önce Barış Dillioğlu’nu tanıyalım mı?

1974’te İstanbul’da doğdum. Ailem yedi kuşaktır İstanbullu. Babadan sektördeyim. Babam, Türkiye’ye ilk konteyneri indirenlerden bir tanesi. O zamanlar, Türkiye’de bu işi yapan en iyi iki firmada uzun yıllar yöneticilik yaptı. Üniversitede okurken 1994’te Karakoy de Fransız Geçidin de iş hayatına başladım. Konteynerle ilk tanışmam Tayvanlı bir armatörün satış ofisinde başladı. 1994 yılından 2001’e kadar bu armatörün hat acenteliğin de satış departmanında profesyonel olarak çalıştım. Profesyonel olarak çalıştığım hat acenteliğinin bir başka şirkete devrinden sonra bende yoluma bundan sonra Türkiye’de özellikle lojistik sektörünün daha öne çıkacağını düşündüğümden ve o tarihte sektörün diğer tarafına yönelmeyi hedefleyerek acentelik kısmına nokta koydum. 2002’ yılından itibaren profesyonel is hayatıma bir süre daha Forwarding yapan bir lojistik fırkasında Satış Direktörü olarak devam ettim.  2005 yılından itibaren de Sina Kınay ile beraber kurduğumuz Kınay Taşımacılık Lojistik şirketimizle bugünlere kadar geldik.

 

Kınay Taşımacılık ve Lojistik kısaca nereden nereye geldi?

1946 senesinde A. Rıza Kinay Vapur Acenteliği olarak faaliyetlerine başlayan, ülkemizin en koklu denizcilik gruplarından Kınay Grubun lojistik alanındaki ilk atılımı, Kınay Taşımacılık ve Lojistiği 1 Ocak 2005’te kurduk. İlk kurduğumuzda aynı odada da başlayan 6 kişiydik. Altı kişiden Türkiye’de 12 ofis, yurt dışında 4 tane ofis, yaklaşık 300 çalışanlı bir yapıya ulaştık. Rakamsal olarak baktığımızda şu anda ihracat tarafında Türkiye’nin bir numaralı forwarderiyiz. İthalatta ikinci sırada geliyoruz. Hacimsel anlamda bakarsak Türkiye’nin bir numaralı forwarderiyiz. Biz, bu işe başlarken Türkiye’de bu işi yapan firmalardan daha farklı nasıl bir yapı oluşturabiliriz diye düşündük ve sanayi olan yerlerde bunu nasıl gerçekleştirebiliriz dedik. O yüzden de sadece deniz olan yerlerde değil, ticaretin olduğu Gaziantep’te, Konya’da, Kayseri’de kendi ofisimiz ve çalışanımızla hizmet vermeye başladık. Çünkü, Türkiye’nin doğası gereği o şehrin insanıyla iş yapmanın çok daha doğru olduğunu düşündük. Bu sayede Türkiye’deki yapılanmayı tamamladık. Daha sonrada KTL Ukrayna’da, KTL Avustralya ve KTL Çin ofislerini açtık. Nisan başı KTL İngiltere faaliyetlerine başlayacak. İlk başladığımız gün, aynı zamanda global bir firma olabilir miyiz hedefindeydik. Hizmet verdiğimiz alanda bir Türk şirketi, global yapıya kavuşmuş değil. Biz, bu yapımızı tamamlamaya devam ediyoruz.

2010’da KTL International diye bir şirket kurduk. Bu şirketin hedefi sadece ithalata yönelmekti. Ki bu şirketi kurmamızdaki temel nedenlerden biri ithalatla ve ihracatın dinamikleri farklı olduğundan bu hizmeti daha iyi vermekti. Şirketimizde ithalat bölümümüzü farklı şekilde büyütmek ve geliştirmek adına bu piyasayı çok iyi bilinen iki arkadaşımızla yollarımız kesişti. Onları da ithalat şirketimizin yönetimini emanet ettik.  Bu konuda da 5 yıl içerisinde Türkiye’de ikinci sıraya yükseldik.

Başarınızın temelinde yatan nüanslar neler?

Kısa vadeli hedeflerle uzun vadeli düşünerek hareket ediyoruz. İlk kısa vadeli hedefimiz Türkiye’deki yapıyı tamamlamaktı. Şu an Türkiye’de ticaretin olduğu her yerde varız. İkinci hedef, Türkiye ile Uzakdoğu’yu birleştirecek olan yerlerde bulunmak. Çin’i ve Türkiye’yi bitirdikten sonra Avrupa’da ve Amerika’da yapılanmak istiyoruz. Gideceğimiz hedef, Türkiye’den çıkmış global bir forwarder olabilir miydi? Bu yolda şu anda ilerliyoruz. Tabii bu hedefler içinde 2020’de 100 bin TEU hedefi vardı ama 2018’de 125 bin TEU yaptık. Yani koyduğumuz hedefi yaklaşık 2 yıl öncesinden tamamladık. Şimdi hedef, 2023’de 175 bin TEU. Büyük bir ihtimalle de gerçekleştireceğiz gibi duruyor. Kısa ve koşulabilir hedefler koyuyoruz. En büyük değer, 6 kişiyle başladığımız şirketi 300 çalışana ki bunların hepsi beyaz yakalı, getirmekti. Büyük bir sistem yarattığımızı düşünüyoruz.

 

Personel yapılanmanızdan bahsedebilir miyiz? 

Bence önemli olan “Biz” olmak. İlk günden beri hep bunu dile getirdim. Bu şirket buraya geldiyse “Biz” olabilmeyi başardığımız için geldi. Ne benim ne de bir başkasının tek başına bir başarısı olamaz. Çalışanlarımıza verdiğimiz değer onlara kendilerini geliştirme fırsatını vermemizden geçiyor, bu bağlamda Kınay Akademi’yi kurduk. Burada satış, müşteri hizmetleri eğitimleri yanı sıra yabancı dil eğitimleri veriyoruz. Esasen bir okul gibi. Kınay’ı, çalışanların tercih edecekleri bir firma haline getirmeye çalıştık. Bunda da yüzde yüz olmasa da büyük yol aldığımızı düşünüyorum. Hizmet sektöründeyiz ve bu sektörün en önemli noktası insan. Bizim için çalışanımız çok önemli ve hak ettiği değeri verme konusu da hassas noktamız. Her sene çalışan memnuniyet anketlerimizle hem kendimizi değerlendiriyor hem de kat ettiğimiz yolu ölçebiliyoruz. Çok geniş bir ekibiz. Yaş ortalamamız 31-32 civarında. Kadın erkek balansımız yüzde 50-50 ve bundan gurur duyuyoruz.

 

Geleceğe yönelik olarak nelere öncelik veriyorsunuz?

Lojistik dünyada başka yerlere doğru gidiyor. Özellikle Endüstri 4.0’la birlikte başlayan dijitalleşme önem verdiğimiz alan. Bu konuda ilerleyebilmek adına, iyi eğitim almış, bizimle uzun süre birlikte olacak, genç, başarma isteği olan arkadaşları aramıza katıyoruz. Biz, bunlarla beraber bu alanlarda da büyümek istiyoruz. Lojistiği lojistik yapacak tüm halkaları tamamlamaya çalışacağız. Lojistiği dijitalle entegre edip, tüm halkalarına ulaşmak hedeflerimiz arasında ön sıralarda. Sektörde olacak bütün yenilikleri, zamanından önce yakalamak istiyoruz. O yüzden dünyayı dolaşıyoruz, ne kadar toplantı seminer varsa bizzat katılıyoruz.

 

Hangi fuarları yakından takip ediyorsunuz?

Her sene bizim sektörümüz için çok önemli olan Singapur’da düzenlenen WCA network toplantısı var. Biz bu etkinliğe 3 yıldır ana sponsor olarak katılıyoruz.  Hem kendi şirketimizin hem de ülkemizin adını bu etkinlikte çok iyi duyurduğumuzu düşünüyoruz. Geçen sene Singapur Türk Ticaret Ataşesi ve Türk Konsolosu bizi standımızda ziyaret ettiler ve ülke adına teşekkür ettiler. Çünkü her yerde şirket tanıtımları yanında ülkemizden de bahseden tanıtımlar yer alıyordu. Lojistik demek aynı zamanda bir ülke tanıtımı demek. Ülkeden çıkan mallardan limanlara ticaret sekliyle birlikte sosyal yapıya kadar pek çok şeyi de tanıtıyoruz.

Şu an arkadaşlarımız Berlin’de düzenlenen Easy Fresh’de. Arkasından dünyanın en önemli mermer fuarlarından biri düzenliyor Çin’de ona katılacağız. Aynı fuar İtalya’da da düzenleniyor yine mermer fuarı. Sonra fuar Türkiye İzmir’e geliyor. Dubai’deki ve Almanya’daki gıda fuarlarına katılıyoruz. Bizim sektörümüzün fuarlarında, konferanslarında yer alıyoruz. Bu konuda bütçemiz çok açık. Çünkü inandığımız bir şey var: Kendinizi ne kadar geliştirirseniz şirketinizi de o kadar geliştirirsiniz. Ne kadar gelişsek de yeterli gelmeyecek çünkü dünya çok hızlı değişiyor.

Sektörde fark yaratacak, avantaj kazandıracak noktaların neler olduğunu düşünüyorsunuz? 

Burada fark yaratabileceğiniz yer müşteriye verdiğiniz hizmet noktasıdır.  Biz, burada müşteri ilişkileri departmanımızı yapısal olarak değiştirdik. Müşterinin her zaman haklı olduğu ilkesiyle birlikte bu arkadaşlarımıza çok yoğun bir eğitim verdik. Çok genç bir kadro kurduk. Müşteri hizmetlerimizde yer alan bir çalışanımız, bizden hizmet alan bir firmayla bütünleşmiş ise o artık o müşteri biz çok büyük bir hata yapmadıkça bizi değiştirmiyor. Artık o firmanın A’dan Z’ye her şeyini ezberlemeye başlıyor. Bunun yanında müşteriyi yakından takip ediyor, müşterinin iç bünyesindeki lojistik departmanı gibi hareket ediyoruz, böylelikle gereksinimlerini en hızlı şekilde yerine getiriyoruz.

 

DTO Yönetim Kurulu Üyesisiniz. Bu konuda yoğun çalışıyorsunuz. Neler söylemek istersiniz?

Benim için çok yeni bir heyecan DTO. Başkanımız Tamer Kıran beni Yönetim Kuruluna davet ettiği için kendisine müteşekkirim. Denizi her yönüyle çok seviyorum. Açıkçası katılmadan önce DTO’nun bu kadar geniş bir yapısı olduğunu bilmiyordum. Balıkçılıktan balıkadamına, sualtından su üzerindeki marinasına çekek yerine kadar uzanan büyük bir camia. Özellikle bugüne kadar DTO içerisinde salt lojistiğe hakim bir yönetim kurulu üyesi olmamış. Bu da benim burada daha farklı bir göz olmam gerektiği hissini bana veriyor. Bu oluşumun içinde yer aldığıma çok memnunum. İnandığım bir şey var: Eğer bir şeyler başarmak istiyorsanız çok çalışmalısınız. Özellikle şirketimizi de oluşturduğumuz çok şubeli yapı, bunu başarmanın yegane yolunun herkesle temas halinde olmaktan geçtiğini de çok iyi biliyorum. Aynı bakış açısıyla, IMEAK da çok şubeli bir yapı ve her dolayısı ile burada da her yere ve herkese dokunmamız lazım. Tamer Bey bu konuda da çok iyi bir vizyoner. Çok doğru bir hareketle herkesle temas etmeye, sorunları yerinde dinlemeye çalışıyor, bizlerde onun yanında elimizden geleni büyük bir şevk ile yapıyoruz.

Eğer emek verecekseniz bir şeylerin içerisinde yer almalısınız. Olmak için olmaktan, yapmış olmak için yapmaktan her zaman uzak durdum... Biz burada hepimiz çok değerli zamanlarımızın bir kısmını ayırıyorsak karşılığında çok değerli sonuçlar da almamız lazım. DTO’nun hem üye sayısı hem de uluslararası tecrübesi çok kuvvetli. Bu da bizi farklı yerlere doğru götürüyor. Bu kadar bilgiyi edinmekte bana çok katkı sağladı. Yeni yönetim genç, dinamik ve enerjisi yüksek. Özellikle Tamer Kıran bunu daha da ileri taşıyor. İnşallah hep birlikte kendisinin önderliğinde çok başarılı işler gerçekleştireceğiz.

 

7DENİZ DERGİSİ ÖZEL RÖPORTAJ

Editör: Haber Merkezi