Muğlaʹnın doğa cenneti Gökova Körfeziʹndeki sit alanlarının Bakanlar Kurulu kararı ile daraltılmasına tepki gösterildi.
Akyaka, Turunç, Akbük gibi koyların da yer aldığı Gökova Körfeziʹndeki SİT alanları, Bakanlar Kurulu Kararı ile daraltıldı. 16 Martʹta Resmi Gazeteʹde yayımlanan karara göre; Akbükʹten Bördübet Koyuʹnun olduğu alana kadar orman ve deniz kıyılarının yer aldığı şeritte sit alanları daraldı. Deniz Ticaret Odası Bodrum Şubesi Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Arif Yılmaz ile 8ʹinci Cumhurbaşkanı Turgut Özalʹın başdanışmanı, gazeteci- yazar Can Pulak, bu duruma tepki gösterdi.
“Muhatap bulamıyoruz”
Gazeteci- yazar Can Pulak, Gökovaʹya bir yerinden imar izni verilirse, tamamının kaybedilebileceğini söyledi. Pulak, ne olursa olsun Gökovaʹyı korumak için mücadeleye devam edeceklerini belirterek, ˮGökova bir ülkeye tanrının en büyük hediyesidir. Bu muhteşem hediyeyi imara açmak, çok büyük yanlışlıktır. Ülkemiz doğal güzelliklerine verilecek en büyük zarardır. Gökovaʹya bir yerinden imar izni ile dalarsanız, tamamını kaybedebilirsiniz. Bunları anlatacak, yapılan yanlışları durduracak bir makam bulamamanın üzüntüsü içerisindeyim. Yıllarca Gökovaʹya dokunulmaması gerektiğini, buranın milli değer olduğunu, milli park olarak korunması gerektiğini anlattık, yazılarımızda kaleme aldık. Ancak tek bir muhatap bulamıyoruz. Bu kararları alanlar gelir ve gider. Gökova ve ülkemizin diğer güzelliklerine verilen zararlar bir daha geriye döndürülemez. Eskiden çevreye daha duyarlı yönetimler vardı, en azından itirazımızı dikkate alır, değerlendirirlerdi. Bugün sadece muhatap bulamıyor değil, muhatap bile alınmıyoruz. Bu yaşananlara rağmen umutsuzluğa kapılmıyoruz, Gökovaʹnın korunması için sonuna kadar mücadele vermeye devam edeceğizˮ dedi.
İki koy arasındaki farka dikkat çekildi
Deniz Ticaret Odası Bodrum Şubesi Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı, kaptan Arif Yılmaz ise alan özelliklerinin neden değiştiğini anlayamadıklarını belirterek, bu değişikliklere metrekare bazında değil, lokasyon olarak bakılması gerektiğine dikkat çekti. Yılmaz, ˮYıllardır özellikle Muğla bölgesinin koylarının ve kıyılarının deniz turizmi için önemli olduğunu ve korunması gerektiğini paylaştık. Deniz turizminde çok özel bir bölgedir. Çünkü her yerde deniz turizmi olmuyor, yatların konaklayacağı koylar yok. Doğal olarak binlerce yıldır bir çivi bile çakılmadan doğal ve temiz olarak gelecek nesillere aktarılmasını istiyoruz. Turizmde de kullanılacaksa, üzerini betonla kaplamadan koruyarak kullanmak gerekir. Yıl içinde de birçok toplantıda, alternatif turizm, turizmde çeşitlilik görüşleri alınıyor, ama en büyük turizm çeşitliliğimiz mavi yolculuğun önüne engeller konuyor. Düzgün bir kıyı master planı yapılırsa, ne yapılabilir ne yapılamaz bunlar ortaya çıkarılabilir. Günümüzde SİT alanları ile de çok oynanıyor. Bu SİT alanlarını ilan eden de devlet, derece ile oynayan da devlet. Bu alanlarla ilgili ne oldu, ne değişti de daraltıldı. Aynı özelliğe sahip 2 koydan biri neden mutlak koruma alanı, diğeri neden kontrollü yapılaşma alanı ilan ediliyor. Metrekare bazında büyüdüğü alanlarda var ancak rakamsal değerler olarak değil, lokasyon olarak bakılmalıdır. Dağın tepesinde mutlak koruma alanı artarken, kıyıdaki çok özel bir koy kontrollü yapılaşma alanı ilan ediliyorsa, bu kabul edilebilir bir şey değil. İkna edilebilir bir açıklama yapılması gerekiyor, net bir açıklama yapılırsa diyeceğimiz bir şey olmazˮ dedi.
Kaynak: DHA