Geçtiğimiz hafta sonu Göçmen İşçiler Dairesi (DMW) tarafından yapılan duyuruya göre, nisan ayında Hürmüz Boğazı'ndan geçerken İranlı yetkililer tarafından el konulan Portekiz bandıralı MSC Aries gemisinde kalan üç Filipinli denizci güvenli bir şekilde Filipinler'e döndü.
Üç kişi, gemideki dört kişilik Filipinli mürettebatın bir parçasıydı. Mürettebattan biri sağlık sorunları nedeniyle mayıs ayı başlarında serbest bırakılmıştı.
DMW Sekreteri Hans Cacdac, Quezon City'de düzenlenen Cumartesi Haber Forumu sırasında yaptığı açıklamada, "Henüz duyurmadık ama Hürmüz Boğazı'nda İran Devrim Muhafızları tarafından el konulan MSC Aries gemisinde kalan üç Filipinli sessizce evlerine döndü" dedi.
Cacdac mürettebat üyelerinin geçtiğimiz Perşembe günü evlerine ulaştıklarını doğruladı. "Daha yeni döndüler, bu nedenle DFA'ya, gemi sahibine ve tabii ki geri dönmelerine izin verdikleri için, İran hükümeti bile yardımcı oldu, teşekkür ediyoruz" diye ekledi.
MSC Aries 25 kişilik mürettebatıyla 13 Nisan'da, Tahran'ın Şam'daki konsolosluğuna yönelik şüpheli İsrail saldırısına misilleme sözü vermesinden kısa bir süre sonra İran Devrim Muhafızları tarafından ele geçirilmişti. İran mayıs ayında mürettebatın serbest bırakıldığını açıklasa da gemi halen İran'ın kontrolü altında bulunuyor. İran, geminin temel işlevlerinin sürdürülmesini sağlamak için sözleşmelerinin sonunda denizcileri değiştirmeyi kabul etmişti.
İran Dışişleri Bakanlığı daha önce yaptığı açıklamada Aries gemisine "denizcilik yasalarını ihlal ettiği" gerekçesiyle el konulduğunu belirtmiş ve geminin İsrail ile bağlantılı olduğunu iddia etmişti.
MSC Aries, MSC Mediterranean Shipping Company tarafından, kısmen İsrailli işadamı Eyal Ofer'e ait olan Zodiac Maritime'ın bir iştiraki olan Gortal Shipping'den kiralanmıştı.
Olay, küresel denizcilik endüstrisinin Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres'e acil bir ortak mektup göndererek BM'yi deniz güvenliğini ve masum denizcileri korumak için daha fazlasını yapmaya çağırmasına yol açtı. "Masum denizciler öldürüldü, denizciler rehin alındı. Bu durum karada kabul edilemez olduğu gibi denizde de kabul edilemez" denildi.
El koyma olayı aynı zamanda İran destekli Husilerin İsrail-Hamas savaşında Filistinlilerle dayanışma içinde Kızıldeniz ve Aden Körfezi'ndeki ticari gemilere drone ve füze saldırıları düzenlemeye devam ettiği bir dönemde gerçekleşti.