İMEAK Deniz Ticaret Odası Nisan ayı olağan meclis toplantısında konuşan Faruk Okutucu, deniz yolu yolcu taşımacılığında uygulanan sigorta primleri ve ecir-i misil bedellerinin sektörü zor durumlara soktuğunu belirtti. Kanunlarda yapılan bu düzenlemeyle sektörün yüksek bedeller ödemeye hazırlandığının altını çizen Okutucu, “Bu olayın kaynağı yeni Türk Ticaret Kanunu’dur. Orada deniz taşıtlarının sigortasıyla ilgili kritik bir cümle var. ‘12 yolcu ve üzeri deniz taşıtlarında ve gemilerde aşağıdaki sigorta istenir’ diyor. Kişi başı 250 SDR’lik bir sigorta isteniyor. Biliyorsunuz yeni Türk ticaret kanunu çok hızlı çıktı. Bu kanun çıkarken bizler deniz ticareti kısmını okuduk. Karacılarda denizi bilmediği için sigortacılar da o maddeleri yazarken herhalde bir denizciye sordular, bu sigorta nasıl olsun diye. Sanırım o da 12 yolcunun üzeri gemi sayılır dedi ve bu şekilde oluştu” şeklinde konuştu. “Madde yanlış yazılmış” Maddenin yanlış yazılmış bir madde olduğunu ifade eden Okutucu, “Üstelik bu maddenin yazımında da tavan ve taban diye iki ayrı kelime geçiyor. Zaten yazının mantığı da yanlış olmuş. Yapılan araştırmalarda sigortacılık dünyasında böyle bir ürün yok. Risk analizi, uluslararası ilişkiler derken böyle bir ürünün oluşturulması birkaç sene sürer. Böyle bir sigorta bu meblağlarla yapılırsa ortaya çıkacak sigorta bedeli küçük gemilerin bedelini aşacağı için sigortacılık dünyasında da mantık olarak böyle bir sigorta yapılmıyor. Burada çıkacak primler en alt düzeyde tutulsa bile bu küçük gezi yapan teknelerin bu bedelleri karşılaması mümkün değil” ifadelerini kullandı. Faruk Okutucu, “Bu seneki durumu aksatmamak için müsteşar yardımcımız ve genel müdürümüz bir hafta çalıştılar. Bir çıkar yol aradılar. Bu bir kanun meselesi olduğu için bir yazı göndermişler. Bu yazıda yazan şöyle: Sigortacılık Genel Müdürlüğü’nde bir hazırlık var. Bu hazırlığın adı: Deniz Yolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Tarife ve Talimatı diye. Bu çalışma yürürlüğe girene kadar bu konuyu erteleyip bu sezonu kurtaralım diye düşünmüşler. Bu kanuna karşı bir bahane olsun diye bulunmuş bir çözüm. Güzelde bulunmuş. Geç en yıl yapılan uygulama aynen sürsün demiş. Çok güzel bir geçici çözüm. Bu kanun maddesi uygulanmayabilir ama tehlike şuarada, bu mali sorumluluk sigortası tarifesinin çıkması sırasında müdahale etmemiz lazım. Bir hafta sonra dahi çıksa olay başlar. Dolayısıyla yönetim kurulu Halim Mete ile bana görev verdi. En kısa zamanda bu tarifenin çıkması için sigorta genel müdürüne gideceğiz ve öncelikle bu durumu kurtaracağız. Ondan sonrada biraz daha uzun bir vadede bir torba yasa ile Deniz Ticaret Kanunu’nun bu maddesini gerek TOBB gerek hükümet nezdinde bir torba yasa ile uygun hale getirilmesine çalışılacak. Burada birçok uluslararası sigorta sözleşmesinde 300-400 groston gibi muafiyet sınırları var. O kanuna da bu yazılacakmış. Sanırım bilirkişi olmadığı için yazılamamış. Yazılırsa bu durumu çözer gibi geliyor” diye konuştu. Tek tip uygulama Çekek yerleri ve tersaneler için ecir-i misil uygulamanın tek tip ve çok uygun bir şekle dönüştüğünü söyleyen Okutucu, “Bu çok güzel bir gelişme ama biz bunun içinde marinaların ve limanların da olmasını bekliyorduk. O açıdan bizim için hayal kırıklığı oldu. Sadece bir marinamızın 100 bin TL olan ecir-i misil bedeli bir anda 1 milyon liraya yükseliyor. Ayrıcı bu ecir-i misil belirlenirken karadaki emlak vergisi bedellerinin 10’da 1’i deniyor. Muğla bölgesi için bir tehlike var. Önceden bir birimden alınıyordu. Muğla büyükşehir olduktan sonra bu bedeller 2 misline çıkacak. Oradaki marinalarda büyükşehirden dolayı bir yüzde yüz zamda oradan gelebilir” ifadesinde bulundu. Cengiz TEPEBAŞ - 7DENİZ