‘Made in Turkey’ yatlar uluslararası sularda boy gösteriyor. Türkiye, dünyanın 4. büyük megayat üreticisi. İtalya, İngiltere ile rekabet ediyor.
Türkiye’nin dünyada 4. büyük motoryat üreticisi olduğunu belirten Numarine’in sahibi Ömer Malaz, “Yerli oto projesi gündemde. Ancak otomobilde dünya ile rekabet edecek marka yaratmak zor. Yat imalatında ise çok yol kat ettik. Biraz teşvikle dünya birincisi olabiliriz” diyor.
Yaz geliyor. Ege ve Akdeniz kıyıları ziyaretçilerini bekliyor. Belli bir kesim için lüks olmaktan çıkan boy boy tekne ve motorları yakında magazin basınında görmeye başlayacağız. Lüks ve görkemin simgesi yatların arkasında büyük bir sanayi dönüyor.
Türkiye’nin önde gelen motoryat üreticisi Numarine’in sahibi, bir zamanlar Türkiye’nin kibrit ihtiyacını karşılayan Malazlar Kibrit’in ortaklarından Ömer Malaz. Abraaj Capital’le sona eren ortaklığın ardından yoluna tek başına devam ediyor. Uzay teknolojisiyle hafif yatlar ürettiklerini söyleyen Malaz’la, Pendik Marina’da buluştuk. Numarine’in ürettiği 24 metrelik yatlardan birisi Çin’e gönderilmek üzere ambalajlanıyordu. Üzerinde sohbet ettiğimiz yat ise birkaç gün sonra Hong-Kong’a doğru yola çıkacak.
‘İtalyanlardan kaliteliyiz’
Lüks İtalyan yatları söz konusuyken Türkiye nasıl bu pazarda öne çıktı?
Türk yatları İtalyan yatlarından daha kaliteli. Üstelik yüzde 30 daha ucuza mal ediyoruz. Bunu gören yabancılar siparişlerini büyük oranda Türkiye’ye yönlendirdiler. Bu yıl üretim hattımızda olan 12 motoryatın hepsi yabancı siparişi.
Dünya Süper Yat Üreticileri Birliği verilerine göre Türkiye yat üretiminde dördüncü. Türkiye, yat üretiminde dünyada marka. Ama hâlâ bunu kavrayabilmiş değiliz. Otomotivde yerli marka yaratılmaya çalışılıyor. Yanlış buluyorum bunu. Türkiye otomobil üretiminde marka bir ülke değil. Oysa yatçılıkta ilk üçe oynuyor.
Bir Türk otomobil markası yaratmak için 3 - 5 milyar dolarlık bir yatırımdan bahsediyoruz. Yerli oto büyük marka yatırımı, servis ağı gerektiriyor. Gerçekçi değil, rekabetçi olamayız. Oysaki birkaç yüz milyon dolara Türkiye yat piyasasında 3 - 4 ciddi global marka çıkarabilir.
Üstelik yatçılık insan ağırlıklı üretim yapıyor. İşçilik satıyoruz, çok büyük bir katma değerle. Yat sektöründe İtalyanlar birinci, İngilizler ikinci, Amerika üçüncü, arkasından Türkiye geliyor. Hollanda, Almanya arkamızda. Türkiye çok rahatlıkla Amerika ile boy ölçüşebiliyor.
30 milyar dolarlık sektör
Türkiye’de sektörün büyüklüğü?
Yılda yaklaşık 250 tekne satılıyor. 400 - 500 milyon euro’luk bir tekne pazarımız var... Dünya yat sektörünün büyüklüğü ise 30 milyar dolar civarında.
İş anlaşmaları için ideal
Müşteri profili nasıl? Kim yelkenli, kim motoryat kullanır mesela...
Zenginleşme başladığı zaman insanlar önce araba alır. Sonra ev, tekne ve uçak geliyor. Tekne çok özel bir alan. Çocuklarımı alıyorum, tatile gidiyorum ve kaçabilecekleri hiçbir yer yok. Çok kaliteli zaman geçiriyoruz. Tekne iş anlaşmaları için de ideal. Golfün ABD’deki bütün başarısı müthiş bir iş bağlama sporu olması. Teknenin de böyle bir işlevi var artık. Birçok kişi iş yaptığı insanları artık teknesine davet ediyor. İş kahvaltıdan, yemekten çıkıyor, dostluk başlıyor. Tekne golf gibi bir enstrüman olma yolunda.
‘Kibritlerden tekne yapardım’
Malazlar kibrit fabrikası ailenizindi. Geçen yıl kibrit üretimini bitirdiniz. Kibritten yata geçiş nasıl oldu?
Sanayinin içinde doğdum. 4 yaşındaydım, guletimiz vardı. Kibritlerden tekne yapardım. Üniversite sonrası kibrit fabrikasına geçtim.
Baktık ki, kibrit sektörünün geleceği yok. Kendi başıma iş yapmaya karar verdim. Önce otellerde kullanılan dijital çelik para kasaları yapan bir fabrika kurdum. Çok iyi bir teklif geldi, sattım. Kartonsan’da büyük ortaktık. İyi bir teklif geldi. Onları da sattık. İşsiz kaldım! Çocukluk tutkuma döndüm. Yatçılık, profesyonel hobim.
Elinizde kibrit var mı hâlâ?
Kapattık. Ama hâlâ stok var ve marka duruyor. Stoktan satış yapıyoruz hâlâ. Eskiden günde 4.5 milyon kutu kibrit yaparmışız. Üretimi kapattığımızda günde 600 bin kutu yapıyorduk. Hâlâ bir yıllık satışa yakın stok var. Sanırım 80 milyon kutu stokumuz var. Anadolu’ya satıyoruz.
Yönetici motoryatta, ‘emekli’ yelkenlide
Motoryat ve yelkenli dağılımı nasıl?
Dünyanın yüzde 80’i motoryat kullanıyor. Yelkenli yüzde 25. Tempo arttıkça insanların yelkenliye ayırabildikleri zaman azalıyor. Yelkenli A noktasından, B’ye motoryatın 5 ila 8 misli zamanda varıyor. Yelkenlilerde hacim de daha kısıtlı. İnsanlar artık rahata alıştı. Aynı metrede motoryat iki misli hacimli ve 5-6 kat hızlı. Üst düzey yöneticilerin çoğunluğu motoryat tercih eder mesela. Yelkene ise zaman sorunu olmayanlar, emekli olanlar daha meraklı.
Kiralansa sahibine bedavaya gelir
Tekne kiralama bizde ne aşamada?
O daha başlamadı. Avrupa’da bir marinaya gidin teknelerin yüzde 90’ını kiralayabilirsiniz. Avrupalı tekne sahipleri fakir mi? Fakat kullanmayınca boş yere durmasın masraflarını çıkarsın yaklaşımı var.
Türkiye’de ise bir marinada teknelerin yüzde 95’ini kiralayamazsınız. Bizde, ‘teknemi niye yabancıya vereyim’, ‘yatağımda niye başkası yatsın’ mantığı var. Geçen yıl teknemi iki hafta kiraya verdim, neredeyse bir senelik masrafını çıkardı. Kiralama yaygınlaşırsa, yıllık maliyet azalacağından tekne satışları üç katına çıkar. Milliyet
7deniz