İstanbul ve Marmara, Ege, Akdeniz, Karadeniz Bölgeleri (İMEAK) Deniz Ticaret Odası’nın (DTO) temmuz ayı meclis toplantısı yapıldı.
Meclis Başkanı Başaran Bayrak başkanlığında gerçekleştirilen toplantıda gündemdeki maddeler görüşüldü.
Haziran ayı faaliyetlerine ilişkin yayınlanan video sunumun ardından İMEAK Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Kıran bir konuşma yaptı.
“Vergi reformuna ihtiyacımız var”
Kıran konuşmasında, 2021 yılında Mali Eylem Görev Gücü tarafından gri listeye alınan Türkiye’nin geçtiğimiz hafta Singapur‘da yapılan toplantı sonunda listeden çıkarıldığını hatırlatarak, “Netice itibarıyla son bir yıldır gerek derecelendirme notlarındaki yükselme gerek piyasa fiyatlarındaki yansımalarla olumlu yönde seyrettiğini izlediğimiz ekonomimizin önümüzdeki sürecine yönelik sermaye hareketleri, uluslararası yatırım çekme potansiyeli ve ekonomi dışı birçok alanda olumlu yansımalarını göreceğimiz bir karar çıkmış oldu” dedi.
Gündemdeki yeni vergi taslağına ilişkin olarak “Yaşadığımız acı Kahramanmaraş ve Hatay depremleri, yüksek enflasyon gibi nedenlerle artan bütçe açıkları yeni önlem ihtiyacını getirse de kamu maliyesinde temelde iki yapısal sorunun çözümü konusunda önemli bir vergi reformuna ihtiyacımız bulunuyor” diyen DTO Başkanı sözlerini şöyle sürdürdü: “Birkaç yıl öncesine kadar son 20 yılda Türkiye ekonomisinin en pozitif yönlerinden birisi bütçe dengelerini sağlaması olmuştu. Bununla birlikte, kayıt dışı ekonominin yaygınlığı ve dolaylı vergilerin toplam vergi hasılasında payının yüksek olması yapısal bir sorun olarak devam eden bir süreçti. Bu çerçevede, vergi reformunun kayıt dışı ile mücadele ve dolaylı vergilerin toplam vergi hasılasındaki payını düşürmeye yönelik bir yapısal reform şeklinde ilerlemesinin çok değerli olacağını düşünüyoruz. Diğer taraftan detaylı olarak görememekle birlikte edindiğimiz bilgiler doğrultusunda sektörümüzle ilgili yapılması öngörülen değişiklikler hakkındaki görüşlerimizi hem yazılı hem de sözlü olarak ilgili mercilerle paylaştık. Gelir İdaresi Başkanlığı ile bu konuda toplantılar yaptık. Umarım sektörümüzü asgari şekilde etkileyecek bir netice ile bu süreç tamamlanır.”
“Enflasyon, ihracat ürünlerindeki rekabet gücünü olumsuz etkiledi”
2023 yılında yüzde 4,5 büyüyen Türkiye ekonomisine karşın sanayi üretiminin ancak yüzde 0,8 büyüdüğünü belirten Tamer Kıran, “Tüketimin katkısıyla %4,5 büyüyen ekonomide sanayinin böylesine zayıf bir büyüme göstermesi özellikle dış talepteki zayıflığı ve aynı zamanda dış piyasalara yönelme konusunda sanayinin rekabet gücündeki kaybı gösteriyor. Uzun süredir yaşadığımız enflasyon sonucu ülkemizin pahalı hale gelmesi, özellikle ihracat ürünlerindeki rekabet gücünü olumsuz etkilemiş görünüyor” dedi.
İç talepte daralma sinyallerinin devam ettiğini bununla birlikte enflasyonu istenilen ölçüde bastıracak boyutta olmadığının görüldüğünü belirten Tamer Kıran, “Önümüzdeki süreçte talebi daha yavaşlatmaya yönelik adımların artmasını bekleyebiliriz. Mayıs ayı sonunda yüzde 75 ile zirveyi bulan yıllık enflasyonun haziran ayında yüzde 72’ler seviyesine gerilediğini izledik. Önümüzdeki birkaç ayda gerek baz etkisiyle gerek Merkez Bankası’nın attığı adımların neticesi olarak yıllık enflasyonun yüzde 50’nin altına inme ihtimali yüksek görünüyor. Rakam hala yüksek ama önümüzdeki süreçte, makro dengelerimizin istikrarı anlamında, enflasyonla mücadelenin artan kararlılıkla sürdürülmesi ve birkaç yıl içinde tek hanelere ulaşılması son derece önemli olacak” diye konuştu.
“Başarılar, Türkiye’nin denizcilikte saygın bir konuma geldiğini ortaya koyuyor”
Konuşmasında 1 Temmuz 1926’da yürürlüğe giren ve 98. yılının kutlandığı Kabotaj Kanunu’nun Türk denizciliğinin gelişip büyümesinde çok önemli rol oynadığına dikkat çeken Tamer Kıran, bugün Türk sahipli ticaret filosundan tersanelere ve limanlara kadar her alanda elde edilen başarıların denizcilikte Türkiye’nin saygın bir konuma geldiğini somut bir şekilde ortaya koyduğunu söyledi.
Kıran, “Denizciliği bizlere büyük ülkü olarak gösteren ve bu müstesna günü armağan eden Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, tarihimize iz bırakan ve ebediyete irtihal etmiş tüm denizcilerimizi bir kez daha rahmet ve minnetle anıyor, Türk denizciliğinin gelişmesinde emeği geçenlere şükranlarımı sunuyorum” dedi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının öncülüğünde Deniz Ticaret Odası’nın desteğiyle 2 Temmuz’da Tersane İstanbul’da düzenlenen ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu ile Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO) Genel Sekreteri Arsenio Dominguez’in de katıldığı 3. Türkiye Denizcilik Zirvesi’ne ilişkin de konuşan DTO Başkanı, zirvedeki panellerin bilgilendirici olduğunu ifade etti. Kıran, zirveden çıkacak sonuçların sektörü daha da güçlendirecek adımların atılmasına vesile olmasını dilediğini kaydetti.
Prof. Dr. Erhan Aslanoğlu’ndan ekonomi sunumu
Tamer Kıran’ın ardından İstanbul Topkapı Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Erhan Aslanoğlu, ”Türkiye ve Dünya Ekonomisi: Göstergeler Ve Gelişmeler” konulu sunum yaptı.
Jeopolitik gelişmelerin, İsrail, İran, Gazze, Ukrayna ve Rusya’daki gelişmelerin siyasete de yansıdığını belirten Aslanoğlu, “Avrupa Parlamentosu (AP) seçimleri aşırı sağa kayış konusunda sonuç getirdi. Fransa’daki seçim kararı da bunu teyit etti. Le Pen liderliğindeki aşırı sağcı parti önemli bir güç olarak yükseliyor. Bu Avrupa’da diğer ülkelere de yayılacak” dedi. ABD seçim sonuçları konusunda piyasaların fiyatlama yapmaya başladığını söyleyen Aslanoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Trump’ın kazanma olasılığı daha yüksek. Trump’ın seçilmesi halinde kongre baskını nedeniyle azledilme ihtimali var. Biden seçilirse görevi tamamlama ihtimali görünmüyor. ‘Başkan yardımcılarının kim olacağı önemli olacak’ deniyor. Başkan yardımcıları üzerine birkaç ayda tartışmalar şekillenecek gibi duruyor. Trump’ın seçilmesi durumunda Rusya’nın güçlü çıkması söz konusu, Avrupa’daki siyaset de daha fazla etkilenecek gibi gözüküyor. Ekonomi olarak da korumacılığın artma ihtimali var. Trump seçilirse Avrupa’ya karşı ticaret savaşı başlatma ihtimali var.”
“Çok pahalı bir ülke olmaya başladık”
Ekonomide geçen yıla benzer bir büyüme beklentisi olduğunu kaydeden Topkapı Üniversitesi Rektör Yardımcısı, “ABD’de yavaşlama, Avrupa’da hafif bir toparlanma beklentisi devam ediyor. G20 ülkeleri içinde Hindistan en hızlı büyüyen ülke. Türkiye bu yıl da en hızlı büyüyen 4. ülke olarak yer alıyor. Böyle bir büyümeyle enflasyonu düşürebilirsek ciddi başarı. Hedeflediğimiz rakamlara gelmemiz zor ama beklenti bu yönde” diye konuştu.
Enflasyonun dünyada inme eğiliminde olduğunun altını çizen Aslanoğlu, şöyle konuştu: “Dünya OECD enflasyonu 6-7. Arjantin yüzde 300’le başı çekiyor. Türkiye yüzde 72’lere geriledi. Pakistan’da da yüksek. Dünyanın kalanında enflasyon falan yok artık. Biz çok yükseğiz. Bizim enflasyonu çok hızlı indirme konusunda ilerlememiz lazım. Çok pahalı bir ülke olmaya başladık. Kuru tuttukça daha pahalı oluyoruz. Bu sürdürülebilir bir durum olmaktan çıkıyor.”
“Orta Doğu’daki resmi ABD seçiminden sonra göreceğiz”
Orta Doğu’da yaşananların ticarete henüz çok fazla bir etkisinin olmadığına dikkati çeken Aslanoğlu, “Şu anda dünyada enflasyonist baskı yaratacak bir hamle yok. Jeopolitik riskler o noktada değil. Petrol fiyatları yukarı hareketleniyor ama çok büyük stres yaratacak boyutta değil. ABD seçimi önemli. ABD kendi rezervlerini kullanıyor. Orta Doğu’daki resmi tam göremiyoruz seçim öncesi. Biden yönetimi petrol fiyatlarının düşük kalmasını istiyor. Çünkü ABD tüketici güveni bunun artışından olumsuz etkilenir. Biz gerçek resmi petrolde de jeopolitik risklerin gidişatında da seçim bitene kadar göremeyeceğiz. Daha 8-9 ay var riskleri görebilmek için” ifadelerini kullandı.
“Kamunun tasarrufları bir türlü gündeme gelmiyor”
Alım gücünde çok ciddi azalma olduğu için asgari ücrete zam beklentisi olduğunu belirten Prof. Dr. Erhan Aslanoğlu, “Ama ekonomi yönetiminde, Mehmet Şimşek tarafında zam olmaması yönünde ısrar olduğunu görüyoruz” diyerek sözlerini şöyle sürdürdü: “Birçok sektörde eleman kaybetme korkusu nedeniyle de ücret ayarlaması eğilimi görüyorum. Çok sıkışılırsa eylül ayında ara artış olabilir. Erken seçim konuşulmaya başlandı. Aslında ücret üzerinden tartışma yürürken kamunun iş gücünden aldığı vergileri azaltması, sübvansiyonlar yapması çok daha değerli olur. Vergiyi konuşuyoruz ama kamunun tasarrufları, vazgeçebileceği vergiler bir türlü gündeme gelmiyor.”
“Son yüz yıldaki dönüşümler, bin yılda olandan çok daha fazla”
DTO Meclis Üyesi ve Sürdürülebilirlik İhtisas Komisyonu Başkanı Serdar Akdemir de Aslanoğlu’nun ardından kürsüye gelerek komisyon çalışmalarıyla ilgili bilgi verdi. Akdemir, “Bugün yapay zekanın yazının icadından sonraki en önemli buluş olduğunu görüyoruz. Kamu hizmetlerinde de kullanılmaya başlandı” dedi.
Dünyanın topyekun yeşil dönüşüme doğru ilerlediğini vurgulayan Akdemir şöyle konuştu: “Bunu sanayi devrimine benzetebiliriz. Sanayi devrimi yeşil dönüşüm gibi kendini dönüştürmeyen kişi, kurum ve uluslar için yıkıcı etkiler yaratmıştır. Denizcilik de bundan etkilenmektedir. Veriler göstermektedir ki bu etki devam edecektir.
Son yüz yılda gerçekleşen sosyal ve teknolojik dönüşümler son bin yılda olandan çok daha fazla. Bu tip dönüşümlerde en kıymetli şey bilgi. Bilgiye ulaşmak her zamankinden daha kolay. Odamız, üyelerine komisyonumuz üzerinden ilave hizmetler sunmaya başlamıştır.
Hedefler konuldu: 2050 sıfır karbon. Üyelerimizin neyi, nasıl yapacağına ilişkin bilgiye ihtiyacı var. IMO’nun uygulamaları başladı ama muğlak olan alanlar var. Neyi, nasıl yapmalıyız, bir ülkedeki model bizim ülkemizde uygulanabilir mi, bunların cevabını verecek sunmak odamızın sunacağı en kıymetli hizmetlerden biri olur.”
2 Ekim’deki zirveye çağrı
Piri Reis Üniversitesi ile protokol imzaladıklarını ve çalışmalara başladıklarını belirten Akdemir şunları kaydetti: “Ortak proje geliştirme yoluna girdik. 10 bin civarında üyemiz var. 48 meslek komitesinden oluşmakta. Bu kabaca 15 sektöre tekabül ediyor. 7 ana başlık altında inceledik ve alt başlıklar ekledik.”
Akdemir, 2 Ekim’de Piri Reis Üniversitesi’nde denizcilik zirvesi düzenleyeceklerini söyleyerek yüksek katılım çağrısında bulundu.
“Büyük kosterlerde sıkıntı var”
Meclis Üyesi Semih Dinçel de Akdemir’in ardından söz aldı.
Dinçel şöyle konuştu: “2008 krizinde sonra Baltık Kuru Yük Endeksi’nin kıymeti bilinmeye ve endeks izlenmeye başlandı. Konteynerler riskten dolayı sefer süresini uzatacak şekilde rota yapınca navlunlar arttı. Büyük kosterlerde sıkıntı var. Arz talepten dolayı yabancı gemiye giden zabitler, kaptanlar ve baş mühendisler yüzünden maaşlar arttı. Yaklaşık 350 tane Çin tarafından gemi alındığı konuşuluyor. Bunun 200 tanesi Türk sahipli.”
Dinçel’in konuşmasının ardından Deniz Ticaret Odası’nın temmuz ayı meclis toplantısı sona erdi.
Özlem Çoban - Neval Yalvaç / 7DENİZ