Röportaj

Dış pazarda devlet himayesi ve desteği şart

ARES, bugün gelirlerinin 90’ın üzerinde bir oranını ihracattan elde eden bir tersane konumunda. Geçtiğimiz yılın kesinleşmiş verilerine göre bir yıllık ihracat hacmi ise 125 milyon ABD Doları. ARES Tersanesi Yönetim Kurulu Başkanı Kerim Kalafatoğlu “Türkiye’nin ilk 3 gemi ihracatçısından biri ve sektörün lokomotifi olan bir firma olarak, Türkiye’nin 2023 ihracat hedeflerine de istikrarlı bir büyümeyle yıllık yaklaşık 200 milyon dolar civarında katkı sağlamak istiyoruz” diyor.

Abone Ol

ARES, bugün gelirlerinin 90’ın üzerinde bir oranını ihracattan elde eden bir tersane konumunda. Geçtiğimiz yılın kesinleşmiş verilerine göre bir yıllık ihracat hacmi ise 125 milyon ABD Doları.  ARES Tersanesi Yönetim Kurulu Başkanı Kerim Kalafatoğlu  “Türkiye’nin ilk 3 gemi ihracatçısından biri ve sektörün lokomotifi olan bir firma olarak, Türkiye’nin 2023 ihracat hedeflerine de istikrarlı bir büyümeyle yıllık yaklaşık 200 milyon dolar civarında katkı sağlamak istiyoruz” diyor.

 

Öncelikle aldığı projelerle adından söz ettiren ve sektörün gelişimine yön veren Ares Tersanesi’nin kapasitesinden ve know-how’ından bahseder misiniz?

 

ARES, Antalya Serbest Bölgede konuşlu 4 farklı üretim tesisine ve toplamda yaklaşık 30 bin metrekare üretim alanına sahip. Henüz iki yıldan kısa bir süre içerisinde baştan sona yenilenen tesislerimizde, son teknoloji üretim altyapısı ve ekipmanları, laminasyon, mekanik, marangoz, döşeme atölyeleri, iklimlendirilmiş üretim çadırları, boya fırınları, müşteri temsilcileri için ayrı çalışma ofisleri ve eğitim dershaneleri mevcuttur. Tersanemizde alt yüklenici (taşeronlar) personeli de dahil edildiğinde istihdam rakamımız 500 personeli aşmakta. Serbest Bölge içindeki 4. fabrikamızda konuşlanacak yeni hangar inşamızın 2018 yılına kadar tamamlanmasıyla birlikte 90 metre boya kadar askeri, yarı askeri ve ticari gemi inşa kabiliyetine sahip olacağız.

 

Edindiğimiz know-how konusuna gelirsek, özellikle belirtmek gerek ki askeri/yarı askeri gemiler, ticari muadillerine göre daha kompleks platformlardır. Farklı denizcilik özelliklerine, yüksek süratlere, yüksek mukavemet değerlerine, daha uzun menzillere ve daha bütünleşik sistemlere sahiptirler. Biz de bu alanda ülkemizin öncüsü ve Avrupa’nın en büyük üreticilerinden biri olarak alüminyum ve kompozit malzemelerden yararlanıyoruz. Ancak bu noktada ARES, kompozit üretimini dünya üzerindeki muadillerinden bir üst düzeye taşımıştır. Biz, kompozit üretiminde kullandığımız hammadde ve üstün üretim teknolojimiz nedeniyle botlarımızın yapısal malzemesini gelişmiş kompozit (advanced composites) olarak nitelendiriyoruz. Şöyle ki, ARES askeri gemi inşasında epoksi reçine ile ve full vakum infüzyon teknolojisi kullanarak üretim yapan tek tersanedir. Bu sayede ARES, inşa ettiği teknelere 20 yıla kadar gövde garantisi verebilecek dünya üzerindeki tek tersanedir. Bununla birlikte alüminyum ve çelik gemi inşası için de otomasyona ve seri üretime yönelik olarak yeni know-how edinme gayretlerimiz ve altyapı yatırımlarımız sürüyor. Son fabrika yatırımımızla birlikte özellikle kaynak işlerinde robotik seri üretime kısa vadede başlayacağımızı müjdeleyebilirim.

 

Yurtdışı projelerinizden bahseder misiniz? Özellikle Katar ile olan işbirliğinizin detaylarını almak isteriz…

 

Dünya çapında 18 firma arasından kazandığımız ihale ile Katar İçişleri Bakanlığı bağlısı Sahil Güvenlik Komutanlığı için dizayn ve inşa ettiğimiz 17 adet süratli devriye botlarını kapsayan proje dahilinde, 5 adet 24 metre ARES 75 HERCULES, 10 adet 34 metre ARES 110 HERCULES ve 2 adet 48 metre ARES 150 HERCULES’in teslimatı tamamlanmak üzeredir. Teslim edilmekte olan gemilerin toplam DWT kapasitesi yaklaşık 4000 gross tondur.

Bugüne kadar 5 adet 24metre ve 9 adet 34metre çok maksatlı devriye botu ile 1 adet 48metre Açık Deniz Karakol Gemisini Katar Sahil Güvenlik Komutanlığı’na başarıyla teslim ettik. Ekim 2018 ayında 1 adet 48metre ve 1 adet 34metre botun daha teslimatını gerçekleştirerek 17 gemilik sözleşmeyi tamamlamayı planlıyoruz. Gemi inşa sektöründe nadir rastlayabileceğiniz bir örnekle, mevcut durum itibariyle proje takviminde yaklaşık 1,5 yıl önde ilerliyoruz ve projeyi sözleşme takviminde belirtilen teslim süresinden neredeyse 2 yıl önce tamamlayacağımızı öngörüyoruz.

Bununla birlikte, Katar İçişleri Bakanlığı ile imzalanan sözleşme gereğince botların teslim sürecinde çok kapsamlı bir Entegre Lojistik Destek (ELD) hizmet paketi dahilinde ELD departmanımız bağlısı eğitim direktörlüğümüz tarafından 275 sahil güvenlik personeline botların kullanımı yani operatörlük eğitimleri ile bakım eğitimleri veriyoruz.

Yine aynı proje kapsamında Ocak 2018 ayında imzaladığımız bir sözleşme ile teslim edilmekte olan botlara entegre edilmek üzere, ASELSAN üretimi 12 adet 30milimetre MUHAFIZ ve 29 adet 12.7milimetre STAMP silah sistemi, elektrooptik sensörler, cayro pusula sistemleri, yalpa ve trim sönümlendirici stabilizasyon sistemleri ile ARES tasarım ve üretimi olan 7.5metre boylu 14 adet ARES 24 HARPOON Interseptör botunu teslim etmeye başladık.

Geçtiğimiz Mart ayında Doha, Katar’da gerçekleştirilen DIMDEX Savunma Sanayi Fuarı’nda, Katar Sahil Güvenlik Komutanlığı ile 13 gemilik bir sözleşme daha imzaladık. İmzalanan yeni sözleşme ile mevcut projede yer alan 48metre boylu ARES 150 HERCULES Açık Deniz Karakol Gemisine 3 adet daha ilave sipariş edilmiş, bununla birlikte Katar İç Güvenlik Kuvvetleri için 10 adet 21metre ARES 65 HARPOON Özel Harekat Botunun inşa hazırlıklarına başlanmıştır.

Halihazırda Katar İçişleri Bakanlığı için yürütülen projenin 48metre boylu en büyük üyesi olan ARES 150 HERCULES Açık Deniz Karakol Gemisi, aynı zamanda Katar Sahil Güvenlik Komutanlığının da sancak gemisi olma özelliğine sahiptir. Projenin ilk gemisi Aralık 2017 ayında tersanemizde düzenlenen ve Katar İçişleri Bakanı ile Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanımızın(yeni adıyla Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı) teşrifleriyle gerçekleştirilen bir törenle Katar İçişleri Bakanlığına teslim edilmiş olup halen aktif olarak görevdedir.

Bu gemi başarıyla hizmete girmesine müteakip birçok rekora imza atmış ve uluslararası alanda birçok unvan kazandı. ARES 150 HERCULES, 37 deniz mili azami sürat ile dünyanın en hızlı açık deniz karakol gemisi olma başarısını gösterdi. Aynı zamanda bu platform, Türkiye’de bugüne kadar inşa edilmiş en büyük kompozit gövdeli askeri gemi olma unvanına sahip. Uluslararası alanda ise bugüne kadar inşa edilmiş en büyük kompozit gövdeli karakol gemisi konumundadır.

Projenin 34metre boylu Süratli Devriye Botu ARES 110 HERCULES Avusturalya merkezli uluslararası bir yayın kuruluşu tarafından 2016 yılında ‘Dünyanın En İyi Süratli Karakol Gemisi’ ödülüne layık görüldü.

İçinde bulunduğumuz ay içerisinde Katar Ulaştırma Bakanlığı için ARES 60 VIP Protokol Gemisinin teslimatını sözleşme imzasından itibaren 8 ay gibi kısa bir sürede başarıyla gerçekleştirdik. Halen Ulaştırma Bakanlığı kullanıcı ve bakım personeline Doha’da eğitim vermeye devam ediyoruz. Bunların yanında Katar’da farklı devlet kurumları ve özel şirketlerin yanı sıra farklı körfez ülkeleri, Doğu ve Batı Afrika ülkeleri ile Güney Amerika’da sonuç almayı beklediğimiz birçok girişimimiz mevcut.

Ares Tersanesi, ülkemizin dış ticaret açığının kapanmasına da önemli katkılar sağlıyor. Bu konuda atılan adımları, hayata geçen projeleri, denizciliğe ve ülkemize sunduğu katkıları ekonomik perspektiften değerlendirebilir misiniz?

ARES bugün gelirlerinin 90’ın üzerinde bir oranını ihracattan elde eden bir tersane konumunda. Yalnızca geçtiğimiz yılın kesinleşmiş verilerine göre bir yıllık ihracat hacmimiz 125 milyon ABD Doları civarında gerçekleşti. Elbette ki tüm dünyada ekonomik dalgalanmaların ve daralmaların yaşandığı son dönemlerde ülkemize döviz getirmenin, istihdama destek sağlamanın verdiği gurur ve çalışanlarımızda yarattığı motivasyon paha biçilemez ölçüde. Bundan sonraki yıllar için de Türkiye’nin ilk 3 gemi ihracatçısından biri ve sektörün lokomotifi olan bir firma olarak yolumuza devam etmeyi amaçlıyoruz. Türkiye’nin 2023 ihracat hedeflerine de istikrarlı bir büyümeyle yıllık 150-200 milyon dolar civarında katkı sağlamak istiyoruz. Bu doğrultuda attığımız adımlar da sonuç vermeye başladı diyebilirim. Zira önümüzdeki 6-7 yılın üretim hacmini tamamen ihracat ile dolduracak yeni proje haberleri vermeye çok kısa süre içinde devam edeceğiz.

 

Hem savunma sanayi ile çalışma süreçlerinizden ve işbirliğinizden hem de bu noktada savunma sanayiye olan katkınızdan bahsedelim mi?

 

Ciromuz, 2015, 2016 ve 2017 yıllarında 100 askeri olarak gerçekleşti. 2018 yılındaki ciromuzu ise 5’i sivil olacak şekilde kapatacağız. Her ne kadar sivil gemi inşası, özellikle üretim kalitesini ispatlamak için enteresan veriler üretebiliyor da olsa, çalıştığımız kurumlarla birlikte elimizde askeri gemi inşasına dair yadsınamayacak seviyede ciddi bir tecrübe ve know-how var. Müşteri memnuniyeti ve satış sonrası destek (entegre lojistik destek) alanındaki başarımız da eklenince yeni projelerin savunma sanayi alanından devamı vazgeçilmez oluyor. Tabi ki bu da ülkemiz savunma sanayisine doğrudan katkı olarak yansıyor. Şöyle ki, yürüttüğümüz ihracat projelerinde dahi mümkün olan her alanda yerli sistem, cihaz ve ürün kullanmak için azami gayret gösteriyoruz. Ürettiğimiz botlarda gerçekleşen yerlilik oranı ortalamamız 60’ın altına düşmüyor.

Bununla birlikte, Deniz Kuvvetlerimizin ve Sahil Güvenlik Teşkilatımızın ihtiyaçları bizim için her zaman birinci önceliklidir. Türk Silahlı Kuvvetlerinin, kapasitemizin elverdiği her projesine destek vermeye her daim talibiz. Bu vesileyle, geliştirdiğimiz ARES 63 ATILGAN Hücumbotu ile Deniz Kuvvetlerinin hücumbot filosunun modernizasyonu kapsamında yurtiçinden temini planlanan “Türk Tipi Hücumbot Projesinin” en güçlü adaylarından biri olduğumuzun altını çizmek isterim.

Yeni inşada Türkiye ve global pazar ne yönde seyrediyor? 

1990’lı yılların sonundan itibaren başlayan ve 2000’li yıllarda giderek artan devlet desteği, teşvikler ve özel sektör yatırımları ile halihazırda gelinen nokta oldukça iyi bir seviyedir. Ancak elbette yeterli değil. Özel tersanelerin özellikle dış pazarlarda, hele ki ilk kez giriş yapılması hedeflenen bir ülkede, yanında devlet himayesi ve desteği ile görücüye çıkması elzemdir. Öte yandan sanayi altyapımızın ve personel potansiyelimizin güçlü olduğuna inancımız tamdır. 2007 öncesinde dünyada sahip olduğumuz pazar payına yeniden ulaşabilirsek yeni yatırımlar da kendiliğinden gelecektir.

Fikrim ve gözlemlerimce özellikle dünya deniz kuvvetlerinde ve sahil güvenlik teşkilatlarında pazar trendi konvansiyonel deniz platformlarından daha özellikli görevlere haiz, daha yüksek süratli, manevra kabiliyeti ve vuruş gücü yüksek, caydırıcılığını bu yönleriyle sağlayan, daha az personelle işletilen ve kaybı durumunda mali yükü nispeten daha düşük platformlara doğru bir yönelim içerisinde. ARES de bu trendi yaklaşık 10 yıla yakın bir zaman önce görerek bu yönde uzmanlaşmış, personel ve tasarım/üretim altyapı yatırımları yapmış ve ürünleriyle kendini ispat etmiştir.

 

7DENİZ DERGİSİ