Armatörler bu teşebbüslerinde başarılı olmak için ellerindeki vapurlar yeterli olmazsa yeni vapurlar alacaklar ve hükümetin yardım ve desteğini isteyeceklerdir.” denilmektedir.
Bir zamanların tanınmış armatörlerinden ve müteşebbislerinden Naim Mulalic de 1937’de son gemisi Adana’nın ipotek edilerek icradan satılması ile 1938 yılı sonunda deniz ticareti dünyasından uzaklaşmış ve daha da bilinmezliğe bürünmüştür. Ancak başarı bir otel işletmecisi idi.
Vefat tarihi ve ailesi hakkında bilgiye ulaşılamamıştır. Saraybosna’da tespit ettiğim Sarajevo Üniversitesi’nden Prof.Dr. Muhidin Mulalic, ve Prof.Dr. Mirela Mulaic Handan umarım ki “Naim Mulaliç” ailesinden gelmektedirler veya Mulaliç ailesi hakkında bilgi sahibidirler. Kendilerine gönderdiğim mesaj “Mulalic” soyadının bir rastlantı olup olmadığını da ortaya çıkartacaktır.
Naim Mulalic, Bosna’dan göç etmiş Müslüman Mulaliç ailesindendir ve Paşabahçe’ye yerleşmişlerdir. Armatörlüğü yanında İzmir’de otel işletmeciliğine girişmiş ve Spartalian ailesinin 9 Eylül 1922 sonrası Fransa’ya yerleşmeleri sürecinde, Takvor Agop Spartali Pansiyonu Naim Mulaliç tarafından kiralanarak Naim Palace Hotel adını vermiştir. Bu bina Takvor Agop Spartali tarafından inşa ettirilmişti. Asıl soyadı “Spartalian” olan Takvor Agop Spartali Efendi 14 Ekim 1851’de İzmir’de dünyaya geldi ve 17 Aralık 1929’da Neuilly-sur-Seine, Ile de France’da 78 yaşında vefat etti.
Takvor Agop Spartalian
OCM- Oriental Carpet Manufacturers Ltd. ortak kurucusu ve bakan yardımcısı idi. Ayrıca Fransızlara ait olan İzmir liman şirketinde başkan yardımcısı olarak yer alıyordu. Eşi Sophie Ekisler, Garabed Charles Ekisler’in kızıdır. Asıl yaşadıkları evleri Levanten ailelerin tercih ettikleri Buca (Boudja)’da idi ve Buca’da levanten ailelerinin geniş bakımlı bahçelerle çevrili muhteşem köşkleri bulunurdu.
Takvor Spartali Basmahane Tren İstasyonu civarında iki büyük binaya sahipti ve bu binaları Amerikanın İzmir Başkonsolosu Alexander Maclachlana çok düşük bir fiyata satmış ve bu bina American International Collage olarak 1875- 1913 yılları arasında çoğunluğu Rum, Ermeni ve Levantenler çocuklarından oluşan aileler için eğitim vermiştir. Nitekim American Board’un İzmir’deki faaliyetleri sırasında Ekim 1884 tarihinde yapılan düzenleme ile o tarihlerde okul idareciliği Agop Konstantinyan’dan alınarak Haroutune Cinişyan’a devredilmiştir. Aynı zamanda İzmir Protestan Ermeni Kilisesi’nin de papazı olan Cinişyan, ailesi ve birkaç yatılı öğrenci ile birlikte yeni bir binada yaşamaya başlamış, erkek okulu da geçici olarak bu binada hizmet vermiştir.
1884 yılında birkaç öğrencinin Cinişyan’ın ev sahipliğinde, yatılı olarak eğitimlerini sürdürmüş olması ise erkek okulunun yatılı bölümünün başlangıcı olarak kabul edilmiştir. Daha sonrasında bu okul, Eylül 1886’da Basmane Garı’nın yakınlarında kiralanan Spartalian Evi olarak bilinen bir başka binaya taşınmıştır.
Spartali ailesi kökleri olarak Ispartalı idiler. Kula, Uşak ve Gördes’te giderek büyüyen halı dokumacılığı ve ticaretiyle büyük varlıklar kazanmışlardır.İzmir Liman şirketi ortağı ve Yönetim Kurulu üyesi olarak da görev yaptı.
Armatör kimliği ile Naim Mulalic
“Adana Vapuru Mücehhezi” olarak geçen Naim Mulalic büyük hissedar olması nedeniyle şirketin adı “Naim Vapurları” olarak tescil edilmesine karşın, ortakları Lûtfü ve Cemal Beylerdi.
Naim Vapurları olarak 1929-1937 yılı ilanlarında görülen gemi “Adnan” posta vapurudur. Bu vapur Galata rıhtımından hareketle her hafta İzmir’e sefer yapmaktadır. Şirketin 1931-933 yıllarında acentesi Galata Rıhtım Caddesi Frank Han (Frengian Han)’da (Telefonu Beyoğlu 2274) Dabkoviç ve Şürekası’dır. Naim Vapur İdaresi’nin gazetelerde yeralan 1929 ilanlarında görülen diğer gemi “Adnan” adını taşımaktadır.
1932 tarihli ilanlarda görülen gemi Adana vapurudur ki, o devir armatörlerinin genellikle tek gemi sahibi olduğu gerçeği hatırlanmalıdır. Aralarında en fazla gemiye sahip olan Yelkencizâde’lerdir. Tavilzâdeler gibi ön sıralarda olan armatör grubu Saadet ve Sebat isimli iki gemi sahibi olarak görülmektedirler.
Naim Bey’in sahibi olduğu Adana vapuru; 1158 dwt’luk 1870 Upon on Tyne, İngiltere’de inşa edilmiş ve iflasa bağlı borçlar nedeniyle sonunda 1937 yılında icra yoluyla satılmıştır. Basında yer alan ilk haber ise 5 Ağustos 1930 yılına aittir ve Adana Vapuru kamarotlarından Ahmet Kazım’ın komünizm propagandası yaptıkları ortaya çıktığı öğrenilmektedir; “İzmir’de duvarlara komünizm propagandasını içeren beyannameler yapıştıran Cazım (Kâzım olmalıdır), Nusret ve Ziya isminde üç kişi zabıtaca yakalanmıştır. Bu beyannamelerde Rusya ile sıkı münasebetlerden ve bir işçi hükümetinin kurulmasından bahsedilmektedir.
Yakalananlardan Ziya, bu beyannameleri para karşılığı yapıştırmak üzere Adana Vapuru kamarotlarından Kazım ve Ahmet’in verdiğini söylemiştir.”
10 Aralık 1930 tarihli gazetelerde; Yelkencizâde’lerin Karadeniz Postası olarak Vatan Vapuru, Seyrisefain’in Trabzon İkinci Postası olarak Karadeniz vapuru, Mersin Postası olarak Anafarta vapuru, Bartın - İnebolu Postası olarak Hilâl vapuru; Naim Vapurları olarak Adana vapuru ve yabancı şirket olarak Byron Marsilya Ekspresi olarak 7,500 grostonluk Patris II Vapuru ilanları görülmektedir.
Adana Vapuru’nun tüm seferleri İstanbul - Mersin hattı olarak; Sirkeci’den hareketle Çanakkale, Küllük (Güllük), Bodrum, Fethiye, Antalya Alaiye, Mersin’e azimet ve aynı iskelelere uğramak suretiyle avdet şeklindedir.
Naim Bey’in genel acentesi Galata, Kemankeş Caddesi Cite Français No.13’de Charles Shuma’dır ve Telefonu Beyoğlu 1041’dir.Adana Vapuru bazı seferlerinde Fethiye, Fenike, Payas’a da uğramaktadır.
Naim Bey ve Şurekası Vapur İdaresi’ne ait olan ilk posta vapuru “Nilüfer” idi.
Nilüfer Vapuru, 1890’da İngiltere Glasgow’da J & G. Thompson tezgahlarında yolcu gemisi olarak yapıldı. İnşa adı “Frederica” idi. 1911 yılında Osmanlı Seyr-i Sefain İdaresi tarafından seferberlik kuralları gereği satın alındı. 25 Mart 1912’de Osmanlı Seyr-i Sefain İdaresi, içerisinde Nilüfer Vapuru’nun da bulunduğu en son satın alınan vapurların eşya müfredat defterlerinin İdare’ye gönderilmesi için Bahriye Nezareti’ne bir yazı yazmıştı. Vapurlar satın alındıktan sonra Tersane-i Amire tarafından eşyalarının kayıtları tutuldu. Nilüfer Vapuru satın alındıktan bir süre sonra havuza alındı. Osmanlı Seyr-i Sefain İdaresi altındaki Nilüfer Vapuru’nun Süvarisi Asitaneli Hristo Efendi Kaptan’dı. Balkan Savaşları başladığında Osmanlı Seyr-i Sefain İdaresi’nin vapurları askeri sevkiyatta kullanılmak üzere tahsis edildiler. Osmanlı ordularına taarruz emrinin verildiği 15 Ekim 1912’de Nilüfer Vapuru asker ve hayvan nakli yapmak üzere Mudanya limanında bulunuyordu.
Bulgar ordularını geri çekilmeye mecbur ederek Türk kuvvetlerinin Edirne’ye ulaşması amacıyla yapılması planlanan Bolayır cephesindeki taarruz ile nakliye gemileri ve donanma gemilerinin de iştiraki ile yapılacak Şarköy çıkarması için Nilüfer Vapuru Onuncu Kolordu’nun komutan ve kurmay heyetini Galata rıhtımından alarak 8 Şubat 1913’te Şarköy’e getirdi. (Kaynak: Eser Tutel, Seyr-i Sefain Öncesi ve Sonrası, İletişim Yayınları,1997; Eda Gülşen Gömleksiz; Nilüfer Mayın Gemisi.)
Kaynak:Osman Öndeş arşivi.
Naim Bey ve Şurekası Vapur İdaresi’ne ait olan diğer posta vapuru “Bursa” ve “Adnan”dır.
“Adnan” vapuru Lloyd’s Register kayıtlarına göre 1887 yılında İtalya, Palermo merkezli Navigazione Generale Italiana firması adına Glasgow, A.Stephen & Sons Co. tersanesinde “Elettrico” adıyla inşa edilmiştir. 1337 grt. ve T3 genişlemeli ihp makinesi A.Stephen imalâtıdır. 1938 yılında olası onarımlar ve ilaveler nedeniyle 1387 grt. ve 708 nt.dtw olarak görülmektedir.Gemi ölçüleri: L: 79.2 m., B:10.0 m. ve D.4.5 m.’dir.1912’de Societa Italiana di servizi Maritimi, Venice’e satılmış,1923’de Societa di Nazigazione Italiana, Genova’ya,1927’de Societa An. Di Navigazine “San Marco” Venedik firmasına devredilmiş ve adı değiştirilmemiştir.
Ağustos 1928’de Naim Mulalic (Naim Bey ve Şurekası Vapur İdaresi) tarafından satın alınmış ve “Adnan” adı verilmiştir.
1929 yılı posta sefer ilanlarında Adnan vapurunun Pazartesi günü Galata rıhtımından hareketle İzmir’e, Çarşamba günü İzmir’den İstanbul’a sefer yapacağı duyurusu yer almaktadır.
Lloyd’s Register 1930 kayıtlarında “Adnan” gemisinin sahibi “ Naim Vapur İdaresi” yazılı iken, 1932’de “Mehmet Naim Mulalic” ; 1934 sonrasında “Naim Mulaliç” olarak kayıtlı bulunmaktadır.
Gemi seferleri için Galata’da Cite Français Hanı’nda 12 Numarada genel acenteliğine müracaat edilmesi istenmektedir.
Adnan Vapuru- 1887-1938.
Acentenin telefonu: 1041’dir. Adnan vapuru 1938 yılında “J.Summa Vârisleri” ne devredilerek hurdaya çıkartılmıştır.
Adana Vapuru
Kasım 1934’de Romanya’da göçmenleri getirmek üzere anlaşma yapan Naim Bey, Adana vapuruyla ilk seferde Tekirdağ’ına iskân edilmek üzere 600 göçmeni getirmiştir. İkinci seferde ise Nazım vapuruyla birlikte 1,500 göçmen alarak yeniden Tekirdağ’a getirecekleri açıklanmıştır.
1936 yılı Nisan ve Mayıs aylarında İzmir’e et nakli için kiralanmış olan Adana vapuru mürettebatının ücretlerini alamamaları nedeniyle gemiyi terk ettikleri haberleri görülmektedir.
Adana vapuru bazı seferlerinde Sirkeci Rıhtımı’ndan hareketle İzmir, Antalya ve Mersin seferleri yapardı. Bu seferlerinde yolcu ve ticari eşya taşıması kabul edilirdi.
Naim Mulalic başarılı olmalıydı
Naim Mulaliç Osmanlı Devleti zamanında yük ve yolcu taşımacılığında yabancı bayrak egemenliği altında olan Türk deniz ticaretini bu boyunduruktan kurtarmak için ilk atımları yapan iki armatörden biri olmuş ve bu teşebbüsü için Paşabahçeli Cemal Bey ile ortak bir şirket kurmuştur. Bu teşebbüsü o yılların çok ötesinde olan bir görüşü ifade eder ve hayranlıkla, teşekkürle anılmalıdır.
Naim Mulaliç Türk Deniz ticaretinde armatör olarak çok etkin bir isimdi. Sadece Türkiye limanları arasında değil, Avrupa limanları bağlantılı olarak da yolcu ve yük taşımacılığı yapmak amacıyla Armatör Lûtfü Yelkenci Bey ile birlikte hareket etti. Kurulmakta olan Vapurculuk şirketi dışında kaldı. Nitekim 28 Kasım 1933 tarihli haberlerde; “Vapurculuk şirketi dışında kalan armatörlerden Lûtfü, Paşabahçeli Cemal ve Naim Beyler birleşerek bir şirket teşkil edeceklerdir. Bu şirket Karadeniz’de ve Akdeniz’deki belli başlı ecnebi limanlarıyla İstanbul arasında sefer yapacaktır.
Şirket Akdeniz’de Pire, Trieste, Napoli, Marsilya ve Lizbon’a vapur işletecektir. Karadeniz’de de Varna, Köstence ve Odesa’ya seferler yapacak, bu suretle limanlarımızla ecnebi limanlar arasında şimdiye kadar ecnebi vapurları ile yapıla gelmekte olan ticari nakliyatı yapacaklardır. Bu şirket aynı zamanda İstanbul- İskenderiye arasında da yeni bir deniz hattı düzenlemesini düşünmektedir. Armatörler bub teşebbüslerinde muvaffak olmak için ellerindeki vapurlar kafi gelmez ise yeni vapurlar alacaklar ve hükümetin müsaadesini ve yardımını isteyeceklerdir.”
Armatörler bu teşebbüslerinde başarılı olmak için ellerindeki vapurlar yeterli olmazsa yeni vapurlar alacaklar ve hükümetin yardım ve desteğini isteyeceklerdir” denilmektedir.
Kapitülasyonların kelepçesinden kurtulmak için yapılan teşebbüslerden biri “Hilal-i Osmanlı Anonim Vapur Şirketi. Dersaadet İdare-i Umumiyesi” idi. Ancak yabancı devletlerin deniz ticareti konusundaki değişmeyen baskıları sonucu kaybolup gitmiştir.
İstanbul 2.ci İcra Dairesi’nin Adana Vapuru’nun ipotek cihetiyle satışına dair 28 Kasım 1937 tarihli Cumhuriyet Gazetesi’ndeki ilanı.
1933 yılındaki Naim Mulaliç 1937 yılında gemisi ipotek edilmiş ve icra yoluyla satılmış bir armatör haline gelmiştir.
28 Kasım 1937 Adana vapurunun icra yoluyla satışı
İstanbul İkinci İcra Memurluğu 28 Kasım 1937 tarihli ilamıyla Adana vapurunu icra yoluyla satışa çıkardığını duyurmuştur.
2004 Numaralı İcra ve İflas Kanunu’nun 126.cı maddesine tevfiken hakları Deniz Ticaret siciliyle sabit olmayan alacaklılarla diğer alâkadarların bu haklarını ve hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarını ilan tarihinden itibaren 20 gün içinde evrakı müsbiteleriyle birlikte 934/5810 Numaralı dosyaya müracaatla bildirmeleri lazımdır. Aksi halde hakları Deniz Ticaret sicilinde sabit olmayanlar satış bedelinin paylaşılmasından mahrum kalırlar. Artırma şehadetnamesi herkes tarafından görülmek üzere 10 Aralık 1937 tarihine rastlayan Cuma gününden itibaren daire divanhanesinde asılı bulunacaktır. Daha fazla bilgi isteyenlerin 934/5810 Numaralı dosyaya müracaat ederek tamiratın şeklini gösteren 12 Kasım 1937 tarihli uzman raporunu tetkik etmeleri lazımdır. Satışa iştirak edecek müşterilerin işbu vapura ait bütün bilgileri öğrenmiş olarak kabul edileceklerdir.”
Bursa Vapuru
Naim Mulaliç’in “Mustafa Cemal Vapurları” olarak ilanları görülen “Bursa” vapurunda da ortaklıkları olduğu görülür. Bursa Vapuru Sirkeci veya Galata Rıhtımından hareketle Ereğli, Zonguldak, Bartın ve diğer seferlerinde İzmir uğraklı olarak Antalya ve Mersin’e kadar uğraklar yapardı. Acente adresi: Galata, Rıhtım Caddesi, Küçük Rıhtım Han No. 4-5 ve Telefonu: Beyoğlu 913 idi.
Grand Hotel Kraemer Palace- Splendid Palace’ı satın almıştı
Cumhuriyet İlanı sonrası Yalova Kaplıcalarını da işletecek Naim Mulaliç İzmir’de Grand Hotel Splendid Palace'un da sahibiydi. Eski adı “Grand Hotel Kraemer Palace”di ve İzmir rıhtımı üzerine yapılmış en lüks ve görkemli otel binasıydı.
İlk etapta üç katlı olarak inşa edilen ve ardından dördüncü kata eklenen otel, lüks odaları, pahalı restoranları, kafeleri, Club Hellenique ve Brasserie de la Pointe gibi ikonik mekanlarıyla üst gelir grubuna hitap ediyordu. İzmir’e gelen yabancı tüccarların ilk tercihi olan otel, İzmir’in ileri gelenlerine de hizmet vermiştir.
Otel binası 1870’li yılların sonunda rıhtım inşaatı tamamlanınca tamamlanmış ve bittiğinde İzmir’in en yüksek binası olmuştur. Alman kültürünün İzmir’deki sayılı temsilcilerinden biri olan otel, konumu itibariyle iskelenin odak noktasındaydı. İzmir’i asansörle tanıştıran ilk bina ve elektriğe bağlanan ilk otel olması gibi özellikleri de bulunan Kraemer Palace, I. Dünya Harbi’nden sonra Naim Bey (Naim Mulaliç) tarafından satın alınmış ve adı Splendid Palace olarak değiştirilmiştir. Otel binası 1922 yangınında büyük ölçüde yanmış ve tahrip olmuştur.
Bu otelle ilgili olarak Yunanlıların İzmir’i terk etmelerini takiben Türk askeri şehre gelmeden çok önce İzmir'e gelerek,iki yetkili Cumhuriyet'in ilanından sonra Yalova Kaplıcaları'nı işletecek olan Naim Mulaliç'in işlettiği Grand Hotel Splendid Palace’a yerleşmişlerdir. Burası aynı zamanda Yunan ordusunun İzmir'e ilk çıktığı rıhtımdaki yerdi. Atatürk'ün 1919'dan önce kahve içtiği otelin adı daha önce Grand Hotel Kraemer Palace'tı. Cumhuriyetin ilanından sonra bu alan Cumhuriyet Meydanı olarak planlanacak ve 1932 yılının Temmuz ayında Atatürk heykeli buraya yerleştirilecektir.
(Kaynak: Prof.Dr. Çetin Atay; “İzmir İşgalinin Başlangıcı ve Sonu (2-15 Mayıs 1919 ve 9-13 Eylül 1922), TTK Yayını.
Yalova Termal Oteli’nin işletmecisi de Naim Mulaliç idi
Yalova Kaplıcaları’nın bir plan izlenerek modern anlamda ilk termal tesise dönüştürülmesi, 1929 yılında Mustafa Kemal Atatürk’ün talimatları üzerine gerçekleştirilmiştir. Kaplıcaların, termal otele dönüşme süreci dönemin Seyrisefain İdaresi Genel Müdürü Sadullah Bey başkanlığında başlamıştır. Devlet tarafından imar edilen ve işletilen Yalova Kaplıcaları, Yalova Termal Otel olarak 22 Ocak 1938 tarihinde açılmış ve Cumhuriyet Dönemi’nin ilk modern termal tesisi olarak tarihe geçmiştir. Otelin ilk misafiri Mustafa Kemal Atatürk’tür. Yalova kaplıcalarının modern bir termal otele dönüştürülmesi sürecinde Yalova’nın ve Termal Otel’in imar planı için Fransız mimar ve şehir plancısı Henri Prost ve ekibinden yardım alınmıştır. Otelin yönetim hakkı, 50 yıllığına, kuruluşundan itibaren çalışmalarını sürdüren AKAY işletmesine verilmiştir. Sağlık birimlerinin sorumlusu, Atatürk’ün hastalığının teşhisini koyan (Atatürk Ansiklopedisi, 2023) Dr. Nihad Reşat Belger ve Otelin yöneticisi ise Naim Mulaliç’tir. (Kaynak:Dr. Öğr.Üyesi Aysel Kaya- Anadolu Üniversitesi Turizm Fakültesi Turizm Rehberliği Bölümü; Sinop Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Sinop Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi,2023 Ocak Araştırma Makalesi).