Türk Loydu’nun 65. Olağan Genel Kurulu malumunuz üzere yakın geçmişte gerçekleşti. Genel Kurulda gündem, ne yazık ki Türk Loydu’nun başarılı performansı olması gerekirken, olay bambaşka yerlere çekildi. Bu sebeple yaşanan gerginliği ve bu gerginlikle ilgili fikirlerimi yazmadan önce bir iki kelam etmek istiyorum. Keza çıkarılan yaygaranın içinde hep aynı zümrenin olması bu tartışmaya benim için farklı bir boyut kattı. Çünkü Türk Loydu’nun ciro karlılığında 1 değil, 10 değil, 20 kat büyüme yaşanmışken özlük hakları adı altında etik mi değil mi tartışması yapılmasını bir yere oturtamıyorum.
Ben artık inanıyorum ki sektörümüzde belli başlı birkaç kişiden oluşan bir güruh var ve bu yapının işi her işe müdahil olmak ve ortalığı karıştırmak. Kendilerini bir nevi sektörün üst aklı olarak gören bu güruhun, sektöre ciddi anlamda zarar verdiğini düşünüyorum. Başarı, onlara ya da birlikte hareket ettikleri görünmeyen kişilere ait değilse, takdir edilmesi gereken işleri bırakın onaylamayı dillendirilmesin diye var güçleriyle karalamaya çalışıyorlar. Bunu yaparken de sektörde belli bir yeri olan, saygınlığı bulunan, eleştirilse bile dürüstlüğü ve namusuna laf edilmeyen insanları yok etmeye çalışıyorlar. Bu güruhun en son gözüne kestirdiği kişi de Türk Loydu Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Cem Melikoğlu oldu.
Gelelim şu yaygara koparılan mevzuya: “Etik midir, değil midir?” Olay en yalın haliyle şu: Başkan Cem Melikoğlu Baş Raportörlük görevi için 12 asgari ücret tutarında bir huzur hakkı alıyor. Öyle duble alınan bir huzur hakkı filan da yok. Alınan bu rakam da birilerini çok rahatsız ediyor. O kişilerin kim olduğunu vakti zamanı geldiğinde yazacağım. Bunu bir kenara bırakıyor ve mevzuya geri dönüyorum. Şimdi bu rakamı çok bulan da az bulan da olacaktır, yeterli bulan da… O kısmına karışmam ama Yönetimin takdirine sunulmuş ve onayı alınmış bir kararı sanki ortada bir “Ali Cengiz oyunu” varmış gibi lanse etmek, genel kurulu karıştırdıkları gibi Türk Loydu’nun içini de karıştırıp raporlar hazırlatmak ve bu hamlelerle insanların sektördeki adlarını lekelemek kimsenin hakkı değil.
Tabii ortada bir de Makine İşletme Mühendisi Yaşar Canca’nın Türk Loydu ile ilgili sektörün diline pelesenk olan bir raporu var. Valla bununla ilgili ne denir ki? Sanırım en güzel cümle, ‘Makine İşletme Mühendisi Yaşar Canca’nın mali denetim neyinedir?’ olmalı. Kendisinin alanındaki bilgi birikimine lafım yok ama başka bir alandakine elbette söylenecek çok söz bulunur. Anladığım kadarıyla Canca hem Türk Loydu Denetim Kurulu’nda yer alan diğer isimlere güvenmiyor hem de yeminli mali müşavire ki böylesi bir hamle yapmaya karar veriyor. Şüphesiz bir niyeti var. Bu niyetin ne olduğunu da yazacaklarım listesine ekliyorum.
Peki, neden sektörümüz olaya bir de şu gözle bakmıyor merak içindeyim: Türk Loydu Vakıf Senedinin 18’inci Maddesi der ki; Vakıf Denetim Kurulu 3 yıl için seçilen 3 asil ve 3 yedek üyeden oluşur. Denetim Kurulu adaylığı için Madde 15’te belirtilen şartlara ilaveten adayların Türk Loydu Vakfı veya bağlı kuruluşlar ve iştirakleri ile iş ilişkisi olmaması şartı aranır. (https://www.turkloydu.org/pdf-files/turk-loydu/Senet-Mart-2019.pdf) Sorarım kendisine; İnce Denizcilik’in bordrolu çalışanı ve yöneticisi Yaşar Canca, Yönetici konumunda olmasından dolayı aynı zamanda da İnce Denizcilik’in gemilerinin Türk Loydu ikinci klasında bulunması sebebiyle Türk Loydu’nun Denetim Kurulu’nda olması etik mi? Müşteri mahremiyeti bunun neresindedir? Kendisi GEMİMO’dan listeye girse bile çalıştığı firma ile Türk Loydu iş yapmaktadır. Nasıl oluyor da kendisi tarafsız statüsüyle Türk Loydu’nda bulunmaktadır? “Bence Türk Loydu vakıf senedi de tartışmaya açıktır”. Ancak tartışmaya açık olan bir nokta da şudur; yıllarını çalıştığı firmaya adamış, imza yetkisi bulunmasa bile çalıştığı şirketle özdeşlemiş ve bir ağırlık edinmiş birinin Türk Loydu’nun Denetim Kurulu’nda olması etik midir, değil midir sorusuna tam anlamıyla ‘etiktir’ cevabı oturmaz.
Canca genel kurul kürsüden diyor ki, “12 gemilik bir şirketin teknik müdürüyüm ve beni Türk Loydu’ndan kimse ziyarete gelmiyor”. Türk Loydu, ne zamandan beri “müşteri ziyaretleri” yapmış ki! Yahu, Türk Loydu belli bir ağırlığı ve yaptırım gücü olan bir kurum ve aynı zamanda Denetim kurulunda olan birini neden şirketinde ziyaret etsin. Kimsenin şirketinin arka bahçesi değil. Bu şekilde bir beklentiye girmek ne Canca’ya ne de bir başkasına yakışmaz. Keza, Türk Loydu’nun da tarafsızlığına zarar verir.
Tüm bunları sektörün takdirine bırakıyorum ve geliyorum tekrar Türk Loydu’na… 2015’ten bu yana Başkan Cem Melikoğlu ve ekibinin çalışmalarıyla kararlıkla ciro karşılığında 20 kat büyüyen bir kurumdan bahsediyoruz. Bu oran azımsanamayacak bir seviyededir. Melikoğlu ve ekibi personel sayısını değil, verimliliği artırma yaklaşımıyla ilerlemişler ve başarılı da olmuşlardır. Şu 12 asgari ücrete de yaygara koparanlar, azıcık bir geriye dönsünler de bir baksınlar: 2009’da bu oran 8 asgari ücretmiş. Aradan 12 sene geçmiş. Hangi kurumun maaş değerlendirmesi 12 sene boyunca değişmiyor. Ayrıca ortada hala daha alınan bir ücret var. Sanki Türk Loydu kurulduğu günden Melikoğlu Başkan olana kadar ki hiçbir yönetim kurulu üyesine ek görevlendirmeler nedeniyle hiç huzur hakkı ödenmemiş de şimdi yalnızca Melikoğlu’na ödeniyormuş gibi bir durum da yok. Keza Cem Melikoğlu Türk Loydu Başkanlığı görevindeki hakkından da feragat etmiştir. Bence Türk Loydu sektörümüzün ve ülkemizin milli değeridir. Alınan ücret de yaygara yapacak kadar çok değildir.
Kalın sağlıcakla…