Bağlan sözüne candan, ahde vefa imandan

Bağlan sözüne candan, ahde vefa imandan

Abone Ol

Üstadımızın Necip Fazıl Kısakürek’in sözünü dinleyerek birkaç kelam etmek isterim. En başta; Türk denizcilik tarihinde, uzun zamandan sonra sektörü, geleceğe dair heyecanlandıran, umut veren, başarılı olabileceğimize inandıran, denizci, siyasetçi, bürokrat ve yöneticilerle çalışabilmiş kişiler olduğumuzu unutmayalım.

Bugün denizcilik sektörümüz, milli ve yerli projeleriyle sadece ülkemizde değil, dünya ülkeleri içerisinde adını telaffuz ettirebiliyor ise ne hiçbir şirket ne de hiçbir birey bu başarıyı tek başına kendine mal etmesin. Yanlış anlaşılmasın, bu sadece devlet destekli projeler için geçerli de değil. Eğer ki sektör olarak yurt dışına açılabilmeyi, bambaşka diyarlarda yatırım yapabilmeyi, stratejik ortaklıklar kurabilmeyi başarmış ya da yapmayı hayal etmişsek bile bunda bugün Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı olan ülkemizin 27. Başbakanı ve 58, 59, 60, 61. Hükümetlerde Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı olarak yıllarını vermiş Binali Yıldırım’ın sonsuz katkıları bulunuyor.

Bu arada bilmeyenler için bir dipnot düşeyim, kendisi Türkiye Cumhuriyeti’nin en uzun süre görev yapan Ulaştırma Bakanıdır. Denizci olması ise sektör için paha biçilemez bir şans olmuştur. Meramımızı dinlemekte yüz adım öteye gitmiş, eğitimi ve profesyonel iş yaşamının yansıması vesilesiyle sektörü anlamış, sorunlarına çözüm bulmuştur. Kendisine, Türk denizciliği adına sonsuz şükranlarımızı sunuyor, saygımız ve sevgimizle birlikte her zaman sürecek gönül borcumuz olduğunu bir kere daha dile getirmek istiyoruz. Madem buradan başladık söze, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 114. Maddesi gereğince 22 Temmuz 2007 genel seçimleri öncesi bağımsız Ulaştırma Bakanı olarak görev almış İsmet Yılmaz ki bilindiği üzere Milli Savunma ve Milli Eğitim Bakanlığı görevlerini de yürütmüştür. Kendisi, İstanbul Teknik Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Makine Bölümü ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunudur. İsveç Dünya Denizcilik Üniversitesinde Gemi İşletmeleri Teknik Yönetimi yüksek lisansı vardır. Ayrıca hukuk alanında da yüksek lisans ve doktora yapmıştır. Kamu ve özel sektörde 20 yıl görev almıştır. İyi bir eğitim almanın çok ötesine kendisini taşıyabilmiş, başarısını devlet görevlerinden çok daha önce kanıtlamış biridir.  

Oradan geleyim İstanbul Teknik Üniversitesi Gemi İnşaatı ve Deniz Bilimleri Fakültesi ile Milli Güvenlik Akademisi’ni bitiren Ahmet Arslan’a. Denizcilik Müsteşarlığı Daire Başkanlığı, Genel Müdür Yardımcılığı ve Ulaştırma Bakanlığı Demiryolları, Limanlar ve Hava Meydanları İnşaatı Genel Müdürlüğü görevlerini yürüten Arslan, Türk Dünyası Mühendislik Ödülü ile Negatifi Pozitife Çevirenler Yılın Bürokratı (2010) ödülünün sahibidir. Herkes çıkarsın şapkasını koysun önüne. Bu isimlerin hepsi, görevlerini layıkıyla yerine getirmiş, görev adamı olmuş, makamının hakkını hem eğitimleri hem de gerek profesyonel iş yaşamları gerekse de kamuda aldıkları görevlerle çoktan hak etmiş kişiler. Gak guk etmeye gerek yok! Başarıyı kendimize, başarısızlığı da ülke yönetimine atmayı çoğu zaman en kolay yol olarak görüyoruz. Devekuşu misali kafamızı kuma gömmeyelim. Bir şöyle bakarsak etrafımıza gerçek ayan beyan ortada. Denizcilik sektörü şanslıydı hem de az buz değil.

Denizci kökenli isimler, devletin en üst kademelerinde aynı zaman dilimi içerisinde yer aldılar. Çok uzatmayayım ve boynumuzun borcu olan teşekkürü, Habib Soluk, Lütfi Elvan, Özkan Poyraz ve Feridun Bilgin’e de ederek devam edeyim… Kapısını sektör olarak her daim çaldığımız, denizcileri hiçbir zaman yalnız bırakmayan ve geri çevirmeyen Suat Hayri Aka gibi bir Müsteşar tanıdık biz. Hızır Reis Deniz gibi Kıyı Emniyeti Genel Müdürümüz oldu. Tek kelimeyle adı gibiydi. Sadece darda kaldığımızda değil, her anımızda bizleydi. Uluslararası Seyir Yardımcıları ve Fenerler Otoriteleri Birliği (IALA) Konseyi üyeliğine seçilen Hızır Reis Deniz, uluslararası düzenlemelerde de söz sahibi olmamızı sağladı. Az buz başarılar değil bunlar. Oturduğun yerden kazanılmıyor. Emekle, bilgiyle, yetenekle oluyor.

Yıllar geçse bile unutulmayacağına inandığım denizci bürokrat, siyasetçi ve yöneticiler gördük. Her birinin yaptıklarını kendi bakış açımıza göre değerlendirsek bile Türkiye Cumhuriyeti’nin son yıllarda sadece denizcilik değil, her bir alanda attığı adımlar ortada. Ve bu adımların hepsinde, burada yazdıklarım dışında pek çok kişinin katkısı olduğu da gerçek. Bugün yazmamış olsak bile inanıyorum ki yarınlarda yaptıklarıyla çok daha uzun yıllar hepsini anmaya devam edeceğiz… Not: Bir sonraki yazım, denizci bürokratlarımızın sektöre kazanımları üzerine olacak…

İBRAHİM KOCAMIŞ-7DENİZ