IMO regülasyonlarının sektöre etkisini ve dünya denizciliğinde yaşanan gelişmelerin Türk denizciliğindeki yansımalarını değerlendirir misiniz?
Şu anda dünyada en önemli konu iklim değişikliği. Bu konuda özellikle IMO'nun ortaya koyduğu birtakım regülasyonlar var. Bu regülasyonlarla beraber de bazı yatırım kararlarının alınması gerekiyor. Biz de şimdi Türk Armatörler Birliği olarak gelecek dönemler bize ne getirecek diye IMO toplantılarını takip ediyoruz. Bir taraftan da uyumlu hale gelebilmek için çok işimiz olduğunu biliyoruz. Şu anda bir takım enerji verimliliği, operasyonel verimlilik ve çevre verimliliğiyle alakalı büyük bir yazılım alma aşamasındayız. Bu yazılımla beraber özellikle Türk Armatörler Birliği üyesi olan armatörlerin gemilerinde yüzde 10'a yakın bir verimlilik sağlanacak. Verimliliğin başında az yakıt harcaması geliyor. Az yakıt kullanıldığında kükürt ve karbondioksit daha az salınacak. Aslında hedef IMO’nun regülasyonları içerisinde yer alan dekarbonizasyona doğru gitmek. Biz bir taraftan teknik verimlilik, diğer taraftan da operasyonel verimliliği sağlarken çevre verimliliğini de gözetmiş oluyoruz. Teknik verimlilik için bu yazılım programını alıyoruz. Operasyonel verimlilik için de sensör alımları vesaire gibi birtakım çalışmalarımız olacak.
Türk Armatörler Birliği olarak 2022 yılını nasıl tamamladınız? Hangi projeler üzerinde çalışıyorsunuz?
Türk Deniz taşımacılığının dijitalleştirilmesi projesi olan “TÜRKSHIP Digital” projesini başlattık. Sektörümüzde iş etiğinin yaygınlaştırılması için hazırladığımız “Türk Gemi İşletmeciliği Etik İlkeler Bütünü” için tüm firmalarımızın bu beyana imzacı olmaları adına bir imza kampanyası başlattık. Yine tüm genel kargo/koster tipi gemileri hedefleyen sektörel bazda sektör bileşenleriyle bir “Gemi Nitelik Geliştirme Programı – NİTELSHIP Programı” başlıklı bir programın parçası olan Enspektör eğitimini ocak ayında gerçekleştireceğiz. Üye sayımızı yüzde 50 oranında artırdık. Armatörlerimizin menfaatine olacak, onlara birtakım kazanç oluşturabilecek faaliyetlerimiz oldu. TURKSHIP Digital projesi kapsamında Enerji, operasyonel ve teknik verimlilik bilgisayar yazılım sistemi ve ShaPoli sisteminin ortak bir havuz bünyesinde alınması konusunda son aşamadayız. Piyasanın oldukça altında bir fiyatla bunu armatörlerimize temin etme imkânı olacak. Yurt dışından temin ve tedarikten sonra burada bunun bir milli yazılım tarafını da önümüzdeki dönemde değerlendirecek, ihtiyaca göre kuvvetlendireceğiz. Bu yıl içerisinde gerçekleştirdiğimiz ISTSHIP 22 ile çok başarılı bir organizasyona imza attık. O etkinlikte ana hedeflerimizden biri Türk deniz taşımacılığının tanıtılmasıydı. Bunu da başardık. İlk kez yapılan bir etkinlik olmasına rağmen yurt dışından oldukça fazla sayıda katılım oldu. Tabii eksiklerimiz vardı. O eksiklerimizi tamamlayıp 2024’te tekrar yapacağız
Önümüzdeki yılda enspektörler için bir etkinlik planınız var. Ondan da bahseder misiniz?
Önümüzdeki yıl için yeni bir etkinliğe daha imza atacağız. GEMİMO ile beraber bir enspektör eğitim programını hayata geçireceğiz. Yaklaşık 60 saatlik bir program olacak. Bu etkinliğimiz de sektörümüze önemli katkıları olacak. Her şey enspektörle başlıyor. Enspektör ne kadar iyi ve faydalı bir denetim yaparsa armatörlere dönüş aşamasında da hatanın giderilmesi konusu çok daha sağlıklı olur. Biz sektördeki enspektörleri de eğiteceğiz. Geçmiş dönemde yine özellikle gemi baş mühendislerine yönelik birtakım eğitim faaliyetlerimiz olmuştu. Bunun gibi birçok faaliyeti hayata geçirdik. Talepler de arttı. Ben gelecekte kapsayıcılığımızın daha da artacağını düşünüyorum. Tahminim deniz taşımacılığı sektörünün üçte ikisinin bu dönemde bize üye olacağı yönünde. Zaten üye olmalarını da öneriyorum. Üyelerimiz gelecek dönemde çok fazla fayda görecekler.
2023 yılı içerisinde üyelerinize sunacağı yapay zeka tabanlı yeni yazılım hakkında bilgi verir misiniz?
Sektör olarak kendimizi geleceğin dünyasına iyi hazırlanmamız lazım. Öncelikle Türk armatörünün gerekli kaliteye ve bu hazırlıklara bilgi olarak haiz olması gerekli. Gelecekte hayata geçecek çevre kurallarıyla ilgili konularda birçok eğitim faaliyeti yürüttük. Bu konuda üzerinde çalıştığımız ve sona geldiğimiz bir enerji verimliliği yazılım planı var. Bir çalışma komitesi kurarak Şepal’e bir yıldır çalışıyoruz. Yazılımlar yaklaşık 10 yıldır takip ettiğimiz bir konu. Piyasadaki 15 firmanın 8-9’uyla yaklaşık 25-30 toplantımız oldu. Her biri ile uzun saatler boyunca görüştük. Çok detaylı ve komplike bir proje. Çalışma komitesinde olduğumuz halde bu yazılımın ancak yaklaşık yüzde 80’inine hakim durumdayız. Bu yazılım, sadece enerji değil tüm geminin performansını, verimliliğini maksimum hale getirecek. Öncelikle geminin rölanti ayarını yapacak. En verimli nasıl gider? ‘Şu knotta gidersem şu gramda gidersem şu süreyi en verimli bu şekilde giderim’ şeklinde gram kilovat tüketiminin ne kadar olduğunu görebileceğiz. Yani kaç gram yaktığına dair kaç ton manasında değil, en verimli hızı verecek. Teknik verimlilikle ilgili tam yeterli olmasa da daha gelişmekte olan bir program. Bizler de katkıda bulunuyoruz. Zaten ilk şartlarımızdan biri bu yazılımda stratejik partnerlikti. Bugüne kadar taleplerimizle yön verdik. Programda esneklik ve yapay zekaya kadar eksik olan yerleri de tamamladık. Ben kendim 10 yıldır bu tür yazılım firmalarına katkıda bulunuyorum zaten. Ayrıca çok önemli birikimleri olan insanlar da var aramızda. Bu programı, nasıl daha işlevsel hale getirebiliriz diye katkıda bulunmaya devam edeceğiz. 2023 yılı içerisinde bu yazılımı kullanıma sunmak istiyoruz. Bunu büyük denizcilik filosu olan uluslararası firmalar 3-5 gemide deneme şeklinde yapıyor. Bizse bir anda girmeyi düşünüyoruz. Bu Türk armatörünü bana göre iki basamak yukarı çıkaracak. Tabii ofis çalışanlarının da kaptan ve baş mühendislerin de eğitilmesi lazım. Bu belli bir süre alacaktır. Bunu uyguladığımız zaman minimum yüzde 10 verimlilik sağlayacak. Ayrıca gemi management olarak geminizi avucunuzun içinde göreceksiniz. Yani siz geminizin bütün bu bilgilerine gemideymişsiniz gibi bilgisayarınızdan ulaşabileceksiniz. Yapay zeka tüm süreçlere dahil olduğu için zaman geçtikçe çok daha iyi bir optimizasyon sağlanacak. Yüzde 10 dediğimiz verimlilik artışı çok ciddi bir rakamdır. Karbon salımı için bile çok önemlidir. Daha az yakıt yakmak, o kadar çok kazanç demektir. Yalnız enerji verimliliği değil, topyekun bir kazançtır. Son derece stratejik ve vizyoner bir projeyi tamamlama aşamasındayız. DTO’nun desteğiyle, bunu bütün sektöre duyuracağız.
Projenin firmalara maliyeti ve faydaları hakkında bilgi verir misiniz?
Öncelikle EPL’ye de girmek lazım. Orada iki türlü işlem yapabiliyorsunuz. Birincisi sabit, yani mekanik açıdan sizin yakıt ve gücünüze sınırlama koymak, bunu sökmek takmak gerçekten zor ve pahalı bir sistem, hantal bir sistem. Acil bir durumda müdahale edemezsiniz. Acil durum olduğu zaman gemiye bir anda müdahale edip o gücü, hızı verebilmeniz lazım. EPL’deki şapoli ile yaparsanız, tork metre koyuyorsunuz. Makinenin gücünü birebir ölçerek ve dijital olarak bu sınırlamayı yapıyorsunuz. Limiti aştığınız zaman password’den geçip kayda girme ve gerekli uyarıları yapma var. Bu şapeli'nin maliyetini içine koyduğunuzu düşünerek bu programda torkmetre koymadığınız zaman yaklaşık 7-12 bin Dolar arasında bir maliyet oluyor. Torkmetre dışında yazılım kısmı 10 bin Dolar civarında.
Türk denizcilik sektörünün dünyadaki konumunu değerlendirir misiniz?
2022 başında dünya denizciliği sıralamasında 16. sıradaydık ve geçen sene ilginç bir şekilde yüzde 6,05’lik bir büyüme yakaladık. Bu iyi bir büyüme. Ben bu sene bunun yüzde 9-10’ları bulacağını düşünüyorum. Belki bu tahminimden daha fazla bile olabilir. Geçen sene 16 iken bu sene 15’inci olabiliriz. 2030-35’e kadar ilk 10'a gidebileceğimizi tahayyül ediyorum. Bu finansmana erişimin kolaylaşması ile beraber mümkün. Türk armatörü finansmana daha kolay ulaşabilirse yatırımlarını da daha fazla genişletebilir.
Vergi tonaj sistemi ülkemizde uygulanması açısında hangi aşamada?
Dünyada uygulanan başlıca 4-5 tane farklı tonaj sistemi var. Tonaj sitemini tartışmaya açtık ama öncelikle bizim sektör olarak kendi aramızda bir fikir birliğine varmamız gerekiyor. Bu tonaj sistemlerinden mutlaka birini alıp uygulamamız gerekmiyor. O sistemlere de bakaraktan biz kendi sistemimizi oluşturacağız. İngiliz, Yunan, Norveç’in her birinin kendi sistemi var. Avrupa Birliği’nin de bir sistemi bulunuyor. Dolayısıyla bütün bunları harmanlayıp ve kendi mevzuatımıza uygun olabilecek bir tonaj vergi sistemini yaratmak istiyoruz. Bu bir şekilde maliyetlere de yansıyor. Bu maliyetlerden kaçınabilmek, rekabeti güçlendirmek adına bu vergi sisteminin de ülkemizde uygulanmasını istiyoruz. Rekabetin en önemli unsurlarından bir tanesini de bu olarak görüyoruz. Eğer 35 ülke kendi ticaret filoları için bu tonaj vergi sistemini uyguluyorsa, bunu biz neden uygulamayalım? Rekabetin önündeki en önemli unsurlardan, uygulamalardan, istediklerimizden bir tanesi de budur.
Etik ve kurumsallaşma konusunda firmalara öncülük ettiğiniz bir projeniz de bulunuyor. Biraz da bunları anlatır mısınız?
Türk Armatörler Birliği’nin 2023 yılı hedefleri arasında kurumsallaşmak isteyen firmalara yönelik çalışmalar da var. Kurumsallaşma Derneği ile bir iş birliği yaparak öncelikli olarak farkındalık yaratmak istiyoruz. Kurumsallaşma nedir? Kurumsallaşmanın getirdiği faydalar nelerdir? Nasıl yapılır? Bu konuları gündeme getireceğiz. Etik ve İtibar Derneği ile geçmiş dönemde yaptığımız çalışmalarda Türk Deniz Taşımacılığının İş Etiği konusunu gündeme getirmiştik. Belki geçmiş dönemde gündeme gelmiştir, ilk kez biz yapıyoruz demeyeceğim ama gerçekten iş etiği oldukça önemli. Bu iş birliğimiz hâlâ devam ediyor. Biz bu beyanı şirketlerimize sunduk, şirketler imzacı olmaya devam ediyorlar ve özellikle bu etik beyanı kabul eden şirketlerin hem itibarı hem görünürlüğü yurt dışı taşımacılığında artacaktır. Buna emin olabilirsiniz. Bu konu bizim açımızdan çok önemli. Türkçe ve İngilizce olarak bu metni yayınladık. Şimdi şirketlerimizin bu konuda imzacı olmasını bekliyoruz. Etik ve kurumsallaşma ve dijitalleşme konuları önümüzdeki dönem içerisinde en önemli projelerimiz olacak. Diğer taraftan eğitimle ilgili de birtakım çalışmalarımız mevcut. Sadece gemi adamları değil, sektördeki şirket çalışanlarının da eğitilmesini kapsıyor. Biz buna tazeleme eğitimi diyoruz. Sektör-üniversite iş birliği bağlamında yapılabilecek konulardan bir tanesi. Sadece belli başlı üniversiteler değil, bu sektörün birçok üniversitesi var ve bu üniversiteler arasında bir iş birliği yapılarak bir platform oluşturularak ilk etapta sektörün eğitimi konusunda adım atılması gerekiyor. Sektörün paydaşları içerisinde gemi adamları da şirket çalışanları da armatör ve yöneticiler de var. Herkesi kapsayacak bir eğitim programı üzerinde çalışıyoruz.
Dünya denizciliğinin çatı örgütü IMO’nun yürüttüğü projelerde yer alma konusundaki girişimlerinizden söz eder misiniz?
IMO içerisinde yer alma konusu da gelecek projelerimizden birisi. IMO’nun en önemli toplantılarından biri olan MEPC’e Türk Armatörler Birliği'nden daha önceden kimse katılmıyordu. Bu toplantıya çok fazla sayıda ülke katılım sağlıyor. Türkiye de yaklaşık 15 kişilik bir heyetle yer alıyor. Dolayısıyla IMO ile dernek olarak doğrudan yazışma yapamıyorsunuz, devlet üzerinden yaptığımız yazışmalarda bu şapoli sistemiyle ilgili IMO'dan bir talebimiz oldu. IMO içerisinde yer alıp sonrasında da en azından bu görüşlerimizi, bu toplantılara iletiliyoruz. Dünya denizciliğinde yaşanan gelişmeleri düzenli olarak sektör paydaşlarına iletiyoruz. Yavaş yavaş bu komiteler içerisinde de yer almaya başlıyoruz.
Özel sektör üniversite iş birliği konusunda yeteri kadar iş birliği olduğunu düşünüyor musunuz?
Üniversite-sektör iş birliğinin daha iyi noktalara gelmesi gerekiyor. Bunun yanında, Türkiye’deki yönetim, yani istihdam şirketlerinin bir kaideye uyması lazım. Ayrıca burada önemli bir nokta var: Management firmalarının mutlaka Hindistan ve Filipinler gibi regüle edilmesi gerekli. Bir armatör gemi başı dört stajyer çalıştırıyorsa management firmalarının da çalıştırması şart. Gençlerimizi ne kadar donanımlı hale getirirsek Türk denizcileri çok daha vizyoner projelerde yer alabilir. Ayrıca Türk Armatörler Birliği olarak okulların kalitesinin artırılmasıyla ilgili özel sektör olarak birçok çalışma yapıyoruz. Üniversitelerde düzenlenen panellere giderek öğrencilere dokunmaya çalışıyoruz. Ancak belirtmem gereken bir husus var. Bir üniversiteden destek aldığımızda diğer bir üniversite yer almak istemiyor. Herkes ayrı ayrı proje üretiyor, Ar-Ge yapıyor. Halbuki bilgiyi, deneyimlerimizi paylaşmalıyız. Bu konunun en güzel örneğini Japonlar veriyor. Tersanesiyle, üniversitesiyle, armatörüyle, devletiyle bir araya gelip yıllarca çalışabiliyor. Başarı da böyle geliyor.
Sektörü tüm bileşenleriyle düşündüğümüz zaman bir iletişim veya birlik olma konusunda çaba sarf edildiğini düşünüyor musunuz?
Türkiye’nin genel anlamda en önemli sorunlarından biri birlik olmayı başaramamasıdır. Asgari menfaatlerde ve ulusal çıkarlarda birlik olmayı bilmiyoruz. Yani bir genç girişimci dünyaya bedel olarak güzel şeyler düşünebiliyor ama iki firma bir araya geldiğinde birbirimizi yiyoruz. Bu durum ülkemize yakışmıyor. Sözde değil, özde birlik olmayı başarmalıyız. Türk Armatörler Birliği olarak STK’larla iletişim kuruyoruz. DTO Başkanı Tamer Kıran’la diyalog halindeyiz. İnanıyorum ki belli ilkeler doğrultusunda, konuşmamız, tartışmamız, karar almamız gereken mevzularda, kapalı kapılar ardından değil bir araya gelerek ilerlemeliyiz. Sektör menfaatine olan şeyleri hep birlikte savunmamız lazım. Burada boşa akan enerji de var. Birçok insan aynı hataları, aynı yatırımları, çalışmaları yapıyor. Bu gücü birleştirmemiz elzem.
Sektöre yeni giren oyuncular hakkındaki görüşlerinizi paylaşır mısınız?
Yeni gemi alma konusunda meslektaşlarıma çok fazla laf söylemek istemem ama geçmişte aynı hataları biz de yaptık. Para kazanmaya başladığımızda ciddi bedeller ödeyerek yatırımlar gerçekleştirdik. Bunu birçok armatör yaptı. Gemi yatırım yaparken önemli olan uygun fiyatlı farklı bir ifadeyle gerçek değerinde bir yatırımı gerçekleştirmek önemli. Çünkü navlunlar aşağı düştükçe gemi fiyatları da aşağı düşüyor. Örneğin, 10 yaşındaki 58 bin tonluk bir gemi 20 milyon dolara çıkmıştı, şu anda 12 milyon dolar civarında. Geçtiğimiz aylarda alınan gemiler doğru zamanda alınmış değiller. Türk armatörü doğru zamanları bekleyip almalı. Önümüzdeki aylar diplere yaklaşacağımız için bunların değerlendirmeye alınması gerekir ama regülasyonlara uygun gemileri tercih etmek çok önemli.
Peki ya büyük tonaja olan ilgi…
Son dönemde Türk yatırımcılar büyük tonajlı gemilere yöneldiler ama dünya sıralamasına baktığımızda Türkiye’nin denizcilikte hala çok yol kat etmesi gerektiğini görüyoruz. Belli bir noktaya kadar gelebiliriz ama o noktadan sonra ciddi emek, altyapı, eğitim ve kanunlarla birlikte hareket etmek mühim. Türk armatörünün kalitesini yukarı çıkararak, doğru zamanda doğru alımlarla, doğru işler yaparak daha karlı işler yapıp gücümüzü artırarak ilerlememiz gerekli. Dünya arenasında şüphesiz bizde varız ama daha çok çalışmalıyız.
Cihan Ergenç’ten sektöre yeni yıl mesajı;
Yeni yılda herkese öncelikle sağlık ve huzur diliyorum. Birlik ve beraberliğe herkesin katkıda bulunmasını temenni ediyorum. Tüm sektöre başarılı bir yıl diliyorum.
KAYNAK: 7DENİZ DERGİSİ