Dünyadan

ABD liman grevi Avrupa'dan yapılan ithalatı aksatabilir

Doğu Yakası liman işçilerinin 1 Ekim'den itibaren greve gitmesi halinde Avrupa ve Latin Amerika'dan ABD'ye yapılan ithalatın zor durumda kalacağı uyarısında bulunuldu.

Abone Ol

Uluslararası Liman İşçileri Derneği (ILA) tarafından temsil edilen sendikalar ile Birleşik Devletler Denizcilik İttifakı (USMX) tarafından temsil edilen işverenler arasındaki görüşmeler haziran ayında kesildi. USMX 13 Eylül'de ana sözleşme üzerinde daha fazla müzakere yapılmadığını açıklarken, ILA 1 Ekim'e kadar yeni bir anlaşma yapılmaması halinde kıyı şeridinde greve gitme niyetlerini açıkça ortaya koydu.

HSBC Global Research'ün son Küresel Navlun Monitörü raporunda, ABD Körfez ve Doğu Yakası limanlarının 2023 yılında ABD ithalatının %57'sini ve küresel konteyner ticaretinin %8'ini oluşturacağı kaydedildi. Son aylarda ABD'nin Batı Yakası limanlarına yönlendirilen hacimlerdeki artış, bu payın 2024'te bir miktar azalarak yılbaşından bu yana toplam ithalat hacminin %55,5'ine gerilediğini gösterdi.

Greve gidilmesi halinde Avrupa ve Latin Amerika'dan ABD'ye ithal edilen mallar için Asya'dan ithal edilen mallara kıyasla daha kötü bir tablo ortaya çıkacak. Raporda, “EC ve GC (Körfez Kıyısı) limanlarının kapatılması durumunda, Asya yükleri için en azından WC limanlarına bir miktar başvuru olacaktır, ancak bu yine de liman tarafında ve kara tarafında yük tahliye altyapısı üzerinde önemli baskılar yaratacaktır” denildi.

Flexport'tan alınan rakamlara göre, halihazırda Batı Yakası limanlarının kapasite kullanımı %65-71 arasında seyrederken, demiryolu bekleme süresi 5-12 gün arasında değişiyor.

HSBC'nin raporunda “EC ve GC limanlarındaki bir grev sırasında hacimler hızla WC'ye yönlendirilirse, bu ölçümlerin kötüleştiğini ve ayrıca ekipman eksikliklerine (treyler ve şasi) yol açtığını görebiliriz. Ayrıca, WC limanlarında çalışan işçilerin ILA ile dayanışma amacıyla yapacakları iş yavaşlatma eylemleri de durumu daha da kötüleştirebilir” ifadelerine yer verildi.

Ancak, Avrupa ve Latin Amerika'dan ABD'ye yapılan ithalatlar için durumun çok daha kötü olacağı ve uygulanabilir alternatiflerin bulunmadığı düşünülüyor.

Raporda, “Avrupa ve Latin Amerika'dan AT ve GK'ya yapılan sevkiyatlar büyük olasılıkla karaya oturacak ve nakliyecilerin yeniden rota belirlemek için çok az seçeneği olacak. Atlantik tarafındaki Kanada ve Meksika limanlarının hem kendi hacimlerini hem de ABD'den gelebilecek herhangi bir yükü elleçleme kapasitesi oldukça yetersiz” denildi.

Montreal'in bu yıl ayda en fazla 132.000 teu, Halifax'ın ise 2024'ün 2. çeyreğinde 124.000 teu elleçlemesi halinde Kanada limanları yön değiştiren yükler nedeniyle zorlanacak. Bu arada Meksika'nın hem liman hem de intermodal kapasitesi sınırlı.

Rapora göre, “Avrupalı ihracatçılar daha az hazırlıklı göründüğü için olası bir işçi grevinin transatlantik hacimlerini daha da fazla etkileyeceğini düşünüyoruz. Avrupalı ihracatçılar, Asya'dan yapılan ihracata kıyasla daha kısa olan sefer mesafeleri nedeniyle işgücü durumunun netleşmesini beklemiş ve ancak son haftalarda ihracatı hızlandırmış olabilirler.”

Raporda, Biden yönetiminin 2022 Batı Yakası limanları lokavtında olduğu gibi 80 günlük bir bekleme süresi için mahkeme kararıyla Taft-Hartley Yasası'na başvurmayı seçebileceği ihtimali üzerinde duruluyor. Ancak HSBC, seçimler yaklaşırken federal hükümetin devreye girmeyi seçmesinin biraz zaman alabileceğine inanıyor.

Raporda şu ifadeler yer alıyor: “Yönetim, 2022'de bir demiryolu grevini önleme çabalarında görüldüğü gibi, işçi müzakerelerinde proaktif bir yaklaşım sergilemiştir. Ancak, yönetimin seçimler öncesinde olası siyasi sonuçları göz önünde bulundurarak Taft-Hartley'e başvurmadan önce diğer tüm müzakere seçeneklerini araştırabileceğini düşünüyoruz. Yönetim devreye girmeden önce önemli aksaklıkların meydana gelmiş olması mümkündür.”

Kaynak: seatrade-maritime.com