Öztürk, toplantıda yaptığı konuşmada, “Türk denizciliği Cumhuriyet’e çok şey borçludur. Yakın coğrafyamızda yaşananlar, Cumhuriyet’in kıymetini ve kazanımlarını bize daha kuvvetli şekilde hatırlatmaya devam ediyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin her zorluğun üstesinden gelerek ilelebet yaşayacağına yürekten inanıyoruz” ifadelerini kullandı.
“Ülkemizin dört yanı ateş çemberine döndü”
Kuzeyde Rusya-Ukrayna Savaşı’ndan sonra, güneyde devam eden İsrail ve Filistin Savaşı, tüm dünyanın gözünü Türkiye’ye çevirmesine yol açtığını dile getiren Öztürk, “Ülkemizin dört yanı ateş çemberine döndü. Umarız ki Ortadoğu’daki gelişmeler, bölgesel bir savaşa yol açmaz. Gazze’de yaşanan insanlık dramının bir an önce sona ermesini, savaş yerine ateşkesin ve diyalogun geçmesini diliyoruz” dedi.
“Deniz taşımacılığı ciddi sekteye uğradı”
Savaşların deniz taşımacılığını olumsuz etkilediğini belirten Öztürk, “Karadeniz’deki deniz taşımacılığına, özellikle tahıl ticaretine darbe vuran kuzeyimizdeki savaştan sonra, İsrail limanlarına uğrayacak gemilerin güvenlik seviyesinin en üst noktaya çıkarılması, Doğu Akdeniz’de deniz taşımacılığını ciddi şekilde sekteye uğrattı. Bölge limanlarına uğrak yapacak gemilerin ödeyeceği ek savaş riski primlerinin 10 kat arttığı ifade ediliyor” diye konuştu.
“2024’te Doğu Akdeniz kruvaziyer pazarı daralabilir”
Krvaziyer gemilerinin İsrail-Filistin Savaşı nedeniyle yönlerini Türkiye’ye çevirdiğini kaydeden Öztürk, “Kruvaziyer operatörleri ise yolcularını riske sokmamak için savaşın ilk gününden itibaren İsrail limanlarını rotalarından çıkardı. İptal edilen limanların yerine ülkemiz limanları programa alındı. 7 Ekim’den sonra aralarında MSC, Costa gibi önde gelen firmalara ait 12 gemi, İzmir Limanı’na rezervasyon yaptırdı. Kasım ayında 7, Aralık ayında 4 kruvaziyer gemi İzmir Alsancak Limanı’na yanaşacak. Ancak savaşın devam etmesi halinde 2024 sezonunda Doğu Akdeniz kruvaziyer pazarının daralması tehlikesi ortaya çıkabilir. Karadeniz ve Akdeniz’in yeniden barış denizi haline gelmesinin, insanlığın ortak çıkarına olduğunu düşünüyoruz” sözlerine yer verdi.
“Savaş hali rekabeti artırdı”
Savaş halinin, ticaret savaşlarının ve koridor rekabetinin önemini artırdığına vurgu yapan Öztürk, “Hindistan, Batı’nın yeni bir üretim ve lojistik merkezi olarak ön plana çıkartılıyor. Arkas Holding başta olmak üzere bazı Türk şirketlerinin son dönemde Hindistan’a yaptığı yatırımlar da bu durumu teyit ediyor” şeklinde konuştu.
“2024 denizcilik için kolay olmayacak”
Konteyner navlunlarındaki düşüşün devam ettiğini hatırlatan Öztürk, “Düşük navlun sadece biz denizcileri ve lojistikçileri olumsuz etkilemiyor. Düşük navlunlar Türkiye’nin Avrupa’nın tedarik merkezi olma imkanını azaltırken, Türk sanayisini Uzakdoğu ithalatı karşısında dirençsiz kılıyor” dedi. 2024 yılının denizcilik için zor bir sene olacağını öngören Öztürk, “Dünya ticaretindeki zayıflama, bölgesel çatışmalar, petrol fiyatları, Çin’in yavaş büyüme temposu, korumacılık eğilimi, Süveyş kanalı geçiş ücreti artışı gibi bir dizi eğilim, 2024 yılının denizcilik için kolay olmayacağının ipuçlarını veriyor” diye konuştu.
“İlk 9 ayda 391 milyon ton yük elleçlendi”
Türkiye limanlarında ilk dokuz ayda 391 milyon ton yük elleçlendiği bilgisini paylaşan Öztürk, “Geçen yıl aynı dönemde elleçlenen yük miktarı 408 milyon tondu. Ocak-Eylül dönemi konteyner elleçleme rakamı ise 9.3 milyon TEU ile geçen yıl ile aynı düzeyde gerçekleşti. İzmir Limanları’nda aynı dönemde 1,4 milyon TEU konteyner elleçlendi. Limanlarımızın dünya ticaretinde aktarma merkezi olması çok önemli. Dünyanın en büyük konteyner gemilerinden MSC Türkiye’nin Tekirdağ Asyaport’a yanaşmasını, bu yönde çok değerli bir adım olarak görüyoruz” ifadelerine yer verdi.
“Demiryolu altyapısı, liman-sanayi bağlantısı acilen geliştirilmeli”
12. Kalkınma Planında denizcilik, lojistik ve turizmde önemli hedeflerin yer aldığını dile getiren Öztürk, “Plan dönemi sonu olan 2028’de 1,6 trilyon dolar milli gelir, 375 milyar dolar ihracat, 82 milyon turist ve 100 milyar dolar turizm geliri hedefleniyor. Planda yer alan altyapı hedeflerinin hayata geçmesinin ülkemiz denizciliği için önemli olduğuna inanıyoruz. TÜRKLİM verilerine göre ülkemizde 217 adet mevcut liman ve iskelenin sadece 21’inde ve 12 lojistik merkezde demiryolu bağlantısı bulunuyor. 300’e yakın organize sanayi bölgesinden ise 13’üne demiryolu hattı giriyor. Uluslararası taşımacılık koridorlarında yer almak istiyorsak, demiryolu altyapısını, liman-sanayi bölgesi bağlantısını acilen geliştirmek zorundayız” diye konuştu.