'Sektörümüzün 2016 yılı ve önümüzdeki 5 yıl içinde bulunacağı şartlar, tabi ki dünya ekonomisiyle son derece ilintilidir. Ticari hareketlilik olacak ki biz de üretim yapacağız. İçinde bulunduğumuz ortamın ne zaman olumlu bir seyre kavuşacağını kimse kestiremiyor. Dünyada ne üretilirse üretilsin değişmez bir kaide vardır, tüketici olacak ki üretilenin alıcısı olsun.

Dolayısıyla günde 80 milyon ekmek üretmek değildir önemli olan, 80 milyon ekmeği tüketmektir. Aksi takdirde zarar edersiniz' diyen GİSBİR Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kıran, gemi inşa sanayinin ülke savunmasında olmazsa olmaz bir yere sahip olduğunu üstüne basa basa dile getiriyor. Önce gemi inşa sanayimizi değerlendirelim mi? Türk gemi inşa sanayi, Gemi ve Yat İhracatçı Birliği'nden elde edilen verilere göre 2015 yılını 1.030 milyar Dolar ihracatla kapadı. Yeni gemi ve yat ihracatına ilave olarak bakım-onarım kapasitemizin 22 milyon DWT ve istihdam rakamlarının ise 25.000 kişi/ortalama yıl olduğunu söyleyebiliriz.

Clarksons verilerine göre Türk gemi inşa sanayi, sipariş defteri baz alındığında adet bakımından 10'uncu sırada, tonaj bakımından ise 17'nci sırada bulunuyor. Türkiye ekonomisinde son derece önemli bir yere sahibiz. Türkiye Gemi İnşa Sanayicileri Birliği (GİSBİR) olarak biz her zaman ve kürsülerde de dile getirdiğimiz gibi, Barbaros Hayrettin Paşa'nın sözünü benimsedik: 'Denizlere hakim olan, cihana hakim olur'. Sektörün de dile getirdiği gibi 'olmazsa olmaz' diyelim mi? Gemi inşa sanayi, bir ülkenin öncelikle savunmasıyla alakalı olmazsa olmaz bir parçasıdır. Bu yüzden asla ve asla normal bir üretim alanı olarak bakılmamalıdır, diğer ihracat alanlarıyla kıyaslanmamalıdır. Gemi inşa sanayi, ekonomi yönünden ziyade, bir ülkenin savunmasını geliştirmek adına çok önemlidir ki şu an içinde bulunduğumuz günlerde bu stratejik noktanın ne derece önemli olduğu tüm kamuoyu tarafından görülmektedir.

Sektör değerlendirmemize dönersek bakım-onarım tarafımız nasıl?

Türk tersaneleri, yürütmüş oldukları başarılı projelerin de katkısıyla tamir ve bakımda bölgesel güç haline gelmiştir. Tamir-bakım segmentinde 2015 yılında yaklaşık 600 milyon Dolar ihracat hacminin gerçekleştirildiği düşünülmektedir. Tuzla Bölgesi'nin yanı sıra Yalova Bölgesi'nde yer alan tersanelerimiz de yatırımlarını artırarak tamir-bakım sektöründe önemli bir mesafe kat etmiştir. Türk tersaneleri, dünyanın önde gelen ve halka açık birçok armatörlük şirketiyle imzalamış oldukları filo anlaşmaları (fleet agreement) sayesinde tamir-bakım konusunda başarılı projeler yürütmektedir. Bahsi geçen filo anlaşmalarının imzalanabilmesi için, İngiltere merkezli The Oil Companies International Marine Forum Birliği (OCIMF) tarafından da belirlenen ve sadece teknik konularda değil, iş sağlığı ve güvenliği, finans ve idari konulardaki şartları da kapsayan denetimlerin başarıyla tamamlanmış olması gereklidir.

Bu denetimler dünyada kabul görmüş normlar çerçevesinde gerçekleştirilmekte ve tersanelerimiz bu denetlemeler sonrasında onaylı firma (approved vendor) listesine girebilmektedir. Ya gemi inşadaki savunma sanayi hedeflerimiz? 2000'li yılların başında bir hayalden gerçeğe dönüşmeye başlayan MİLGEM Projesi'nin gemileri olan HEYBELİADA ve BÜYÜKADA korvetlerimiz, şu anda Türk ulusal gemi inşa sanayinin bir gururu olarak dünya denizlerinde görevini başarı ile icra etmektedir. Savunma Sanayi Müsteşarlığımız, her zaman Türk gemi inşa sanayinin 'komple platform' (bitmiş ve kullanıma hazır gemi) inşa etme kapasitesine güvenmiş ve bu güven çerçevesinde 2007 yılından bu yana 7 tersanemize projeler ihale etmiştir. Dünyada yardımcı sınıf olsun, muharip sınıf olsun kendi savaş gemisini özgün dizaynı ile inşa ve imal etme kapasite sahip ancak on beş ülke var olduğu düşünülürse, Türk gemi inşa ve yan sanayinin son yıllarda son derece önemli bir gelişme kaydettiği anlaşılmaktadır. Helikopter gemisi (LPD), sahil güvenlik arama kurtarma gemisi, yeni tip karakol botu, LCT ve LST (çıkarma gemileri), deniz altı kurtarma ana gemisi, kurtarma yedekleme gemisi ve lojistik destek gemisi gibi askeri gemi türlerini başarıyla inşa eden/etmekte olan ve bu gemilerin bir kısmının ihracatını gerçekleştiren 7 tersanemiz bulunmaktadır. Offshore destek gemileri segmentinde hem de Türkiye'nin pazar hedeflerine hem de sektörün finansman sorunlarına çözüm önerilerine değinelim mi? Hem denizcilik filosundaki overshipping, hem de tersanelerdeki overcapacity, bugün gemi inşa sanayinin karşı karşıya bulunduğu ve aşması gereken sorunların başında gelmektedir.

Kapasite fazlasının bertaraf edilmesi zor fakat elzemdir. Tersanelerdeki kapasite fazlası, daha fazla veya aynı tipte gemi inşa ederek değil, piyasanın gidişatı ve talepler göz önüne alarak yaratılan çözümler sayesinde giderilebilir. Bugün petrol fiyatlarındaki ani düşüşe bağlı olarak offshore platformları ve gemilerine talep durma noktasına gelmiştir. Geçmişte, gemi inşada bu segmentte önemli bir bilgi ve tecrübe birikimine sahip tersanelerimizin, petrol fiyatlarında yükselmeye bağlı olarak oluşabilecek gemi inşa taleplerini değerlendirebileceği inancını taşımaktayız. Türk ve dünya gemi inşa sanayinin varlığını sürdürebilmesinin, alışılagelen gemi tiplerine değil, katma değeri yüksek, innovatif ve ileri teknoloji içeren gemi tiplerine yönelmesine bağlı olduğu düşüncesindeyiz. Türkiye tersaneleri, mevcut dönemde, küresel ekonomik kriz ile başlayan sorunlar ve dünya ülkelerinin kendi tersanelerine sağladığı önemli oranlardaki devlet destekleriyle mücadele etmek zorundadır. Bu koşullar içerisinde ülkemiz tersanelerinin rekabet edebilirliği zora girmiş durumdadır. Rekabet edilen ülkelerde uygulanmakta olan koruma politikası ve teşvikler ile ekonomik belirsizlik, sektörümüzün bugününü ve geleceğini tehdit eden unsurlar olarak önümüzde durmaktadır. Rekabet edilen ülkelerle eşit şartlarda devlet desteği verilmesi ve ayrıca ürünün tüketiciye cazip hale getirilmesi için kredi desteği sağlanması, bu anlamda iki önemli çözüm yolu olarak görülmektedir. Tersanelerde kurulu kapasitenin tamamının kullanımı, düşük seviyelerde olan tersanelerde kapasite kullanımının artırılması, teşvik ve devlet destek sistemi ve Eximbank kredi sisteminin gemi inşa sanayine düşük faizli ve uzun vadeli kredi sağlanması, yerli imalatı ve yerlilik oranının artırılması, Türk deniz ticaret filosunun yenilenmesi ve rekabet gücünün artırılması, Türk gemi inşa sanayinin hedefleri olarak öne çıkmaktadır.

Son olarak gelecek günler, sektörümüzün yarınları nasıl olacak? Sektörümüzün 2016 yılı ve önümüzdeki 5 yıl içinde bulunacağı şartlar, tabi ki dünya ekonomisiyle son derece ilintilidir. Ticari hareketlilik olacak ki biz de üretim yapacağız. İçinde bulunduğumuz ortamın ne zaman olumlu bir seyre kavuşacağını kimse kestiremiyor. Şu an içinde bulunduğumuz coğrafi konumda şöyle bir etrafımıza baktığımızda Suriye, Irak, İran, Yunanistan gibi çeşitli problemler yaşayan ülkeleri görüyoruz. Bu kadar problemli ülkenin tam da ortasında olarak tüm bu olumsuz koşullar, doğal olarak bizim sektörümüze de yansıyor. Bu koşulların hepsi alt alta konulduğunda istikrarın öncelikli olarak gerektiği ortaya çıkmaktadır. Çünkü dünyada ne üretilirse üretilsin değişmez bir kaide vardır, tüketici olacak ki üretilenin alıcısı olsun. Dolayısıyla günde 80 milyon ekmek üretmek değildir önemli olan, 80 milyon ekmeği tüketmektir. 80 milyon ekmeği tüketeceksin ki 80 milyon ekmek üretilsin. Aksi takdirde zarar edersiniz. Düzenli bir tüketim için de ülkelerin refah ve istikrar seviyelerinin yüksek olması gereklidir. Umuyoruz ki bu coğrafyadaki liderler, daha radikal kararlar alarak bu bölgeyi refah seviyesini daha yüksek hale getirmenin yollarını ararlar. Ekonominin yanı sıra, halkların göçe zorlanması da insani boyutu açısından son derece üzüntü verici bir durumdur. Bu huzursuzluğun ve kaosun bir an önce bitmesi ekonomiye ve özellikle bizim sektörümüze artı değerler getirecektir düşüncesindeyim. Türk gemi inşa sanayi olarak öngördüğümüz en büyük risk, çevremizdeki ülkelerin ve diğer ülkelerin şu anda istikrarsız bir şekilde yol almalarıdır. Tekrar altını çizmek isteriz, istikrar son derece önemlidir ve kalkınma noktasında Türk gemi inşa sanayi olarak hazır olursak -ki bugün yürüttüğümüz faaliyetler hep o günün hazırlığı niteliğindedir- bu durumun Türk gemi inşa sanayine fırsat olarak yansıyacağını değerlendirmekteyiz.

Derya Altuntepe - 7DENİZ

Editör: TE Bilisim