Yunan bakandan 'kapıda vize' açıklaması: "Tüm yıl geçerli olacak" Yunan bakandan 'kapıda vize' açıklaması: "Tüm yıl geçerli olacak"
Dünyanın gözde turizm merkezlerinden, Türkiyeʹnin turizm başkenti Antalyaʹdaki Kekova, sahip olduğu kültürel, tarihi ve doğal zenginlikleriyle girdiği UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesiʹnden kalıcıya geçmeyi bekliyor. Bizans imparatoru Konstantinos zamanında Myra Piskoposu Pataralı Aziz Nikolaosʹun (Noel Baba) yaşadığı, görev yaptığı ve Kilisesiʹnin yer aldığı Myra Antik Kenti ile Tiyatrosu, Üçağız (Teimiusa), Kale (Simena) ve Çayağzı (Andreake) gibi tarihi ve kültürel mekanlarla iç içe geçen Kekova, Antalyaʹnın cazibe merkezlerinden biri. Uzun yıllar Likya Uygarlığıʹnın daha sonra da Roma, Selçuklu ve Osmanlı İmparatorluğuʹnun etkisinde kalan yörede, bugün de küçük yerleşim alanları bulunuyor.  Doğal güzelliklerin yanı sıra antik ve tarihi eserlerin zenginliği, bölgeyi arkeoloji turizmi açısından çekici kılıyor. Bölge, Likya yazısı ile yazılmış kitabeli mezarlar, kıyıda su içinde Likya tipi lahitler, mendirek ve yapı kalıntıları, ortaçağ kalesinin içinde kayaya oyulmuş tiyatro, kaya mezarları, su sarnıçları, kuzeyde lahitlerden ve az sayıda kaya mezarlarından oluşan nekropol sahası, antik mezarlar ile su içinde kalmış rıhtım, antik kent içinde yüzlerce yıllık Osmanlı camilerinden oluşan zengin bir tarihi mirasa sahip. İster denizden kıvrılarak mavi dalgaların üstünden, ister dağları aşarak patikaların içinden inilen Üçağız, kıyıya dizilen Kale, Çayağzı ile bugünün, dünün ve önceki günlerin egzotik birlikteliğiyle sarmalanmış Akdeniz mavisine bürünmüş, yarısı su üstünde, yarısı su içinde kalmış kent, ziyaretçilerine hayran bırakıyor. Batık kenti barındıran bölge, tarihi dokusu ve tertemiz denizi ile de ilgi çekiyor. Denizcilerin sığınak yeri, gemi inşaa ve onarım üssü olarak kullanılan, bugün ˮbatık kentˮ olarak adlandırılan adanın kuzeybatı kıyılarındaki kalıntılar, M.Ö önce 5. Yüzyılʹdan beri ticari ve askeri merkez olarak kullanılmış olan Kekovaʹnın en renkli köşesi. 18 yıldır UNESCO geçici listede ˮYeryüzü cennetiˮ olarak nitelendirilen Kekova, 2000 yılında Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Dünya Mirası Geçici Listesiʹne girdi.  Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nevzat Çevik, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Kekovaʹnın Ortaçağʹdan bugüne kadar kesintisiz her topluluğa ev sahipliği yaptığını söyledi. Bugün de yerleşim alanlarının bulunduğunu anlatan Çevik, tarihi ve kültürel kalıntıların yanında bölgenin eşsiz bir doğal güzelliğe sahip olduğunu belirtti.  Kekovaʹyı bir fanusa benzeten Prof. Dr. Çevik, ˮTurkuaz sulara gömülü batık kent, dağdan denize uzanan Kale ve tüm yolları denize çıkan Üçağız adeta fanus içindeki güzellikleri sergiliyor.ˮ dedi. Çevik, Kekovaʹnın hem tarihi ve kültürel, hem de doğal varlıklarıyla UNESCOʹda yer aldığını vurgulayarak şöyle devam etti: ˮUNESCO Geçici Listeʹde 74 kültürel varlık, iki doğal varlık ve iki de hem kültürel hem doğal varlıklara sahip değerler bulunuyor. Kekova da hem kültürel hem de doğal varlıkları barındıran bir kent. Dünyada örneği neredeyse olmayan çok özel bir değerden bahsediyoruz. Ancak biz 18 yıldır UNESCOʹnun kalıcı listesine girmeyi bekliyoruz, Kekova bunu hak ediyor.ˮ Her dönemin izlerinin yer aldığı Kekovaʹnın bir emanet olduğunu dile getiren Çevik, bu emanetin gelecek nesillere en iyi şekilde korunarak bırakılması gerektiğini kaydetti. 7DENİZ

Editör: Haber Merkezi