Zihni Vapur Acenteliği Tic. A.Ş. Genel Müdürü İlki Bayam, “Kadınlar aile sorumlulukları dolayısı ile iş ve denizdeki hizmetlerine tam anlamı ile zaman ayrıma da erkeklere oranla daha çok sorun yaşıyorlar” ifadesini kullandı. İlki Bayam, 7deniz’e, mesleğe dair açıklamalarda bulundu. Bayam’ın söyleşisi şöyle: Çok sevdim, çok eğlendim, güzel yıllar geçirdim   Denizcilik sektörüne 1985 yılının ikinci yarısında girdim. Üniversiteden mezun olduktan sonra okulda kalıp öğretim görevlisi olmak ve ilerlemek alternatifi, 1980’li yılların darbe sonrası akademik ortamın içinde bulunduğu koşullar ile teşvik edici olmaktan uzaklaşmıştı. Ankara Koleji’nden mezun olmuş olmam, Zonguldaklı oluşum, etrafımda denizcilik sektöründe çalışan arkadaşlarımın olması ve sohbetlerde denizciliğin ana sohbet konularını teşkil etmesi, enerjimi bu sektöre yoğunlaştırdı. Zihni Şirketler Grubu’nda armatörlük bölümünün operasyon departmanı müsaitti. İlk mülakat ile işe başladım. Güneri ailesi de Zonguldaklıdır. Aynı memleketten olmamız, aynı apartmanda oturuşumuz, çocukluk yıllarının güzel arkadaşlıkları, hatta amca oğlumun aynı şirkette çalışıyor olması da bu kararı alırken, yani denizcilik sektörünü seçerken, doğal olarak etkili olmakla beraber, birinci derecede rol oynamadı. Esas neden uluslararası, lisanımı kullanabileceğim, statik olmayan, dinamik, enerjisi yüksek bir iş yapmak istememden kaynaklanıyordu. Yüzümü batıya dönmek istiyordum. Operasyon elemanı olarak başladığım bu görevde yıllar içinde hızla yükselirken geldiğim noktadaki en büyük faktör patronum Asaf Güneri’dir. 1980’lerde, bugün bile erkek egemenliğini ciddi anlamda koruyan bir sektörde kadına görev, sorumluluk ve yetki verdi. Ardından saat, tatil, hafta sonu gibi kavramları olmayan bu zorlu yolculukta çok değerli eşim ve kızım hep yanımda oldular ve sonsuz destek verdiler. Aile desteğinin olmadığı bir şekil, bu yere gelmemde o yılların şartları ile olmaz, olamazdı. Kadınlar aile sorumlulukları nedeniyle erkeklere oranla daha çok sorun yaşıyorlar Doğum, maddi imkansızlıklar, iş güvencesizliği, yurt dışı deneyimsizliği, dil sorunu, bilgi eksikliği, kariyere verilen ara, iş aile çatışması yani ailenin yapısı, yani ailenin iş üzerinde, iş yaşamının da aile üzerindeki etkilerinin  farklı örüntülere sahip olması ve iki yönlü gerilimin karşılıklı olarak  ele alınmaması ve çözüm getirilememesi, toplumsal cinsiyet rejimi, kurumun kültürü, kurumsal politikalar ve uygulamalar, endüstrinin kendisinin erkek egemen oluşu, desteksizlik, sosyal ve kültürel engeller, şirketlerden az kabul, cinsiyet ayrımcılığı… diye uzanır gider bu liste. Kadınlar aile sorumlulukları dolayısı ile iş ve denizdeki hizmetlerine tam anlamı ile zaman ayrıma da erkeklere oranla daha çok sorun yaşıyorlar. Denizcilikte normatif beklenti denizcilik yapanlar kendilerini denizciliğe vermelidir. Başarılı kadınlar kendilerini işleri ile güçlü bir şekilde tanımlarlar, mükemmeliyet kültürünü mesleğin önemli bir özelliği olarak görürler, saat kavramı gözetmezler. Bunların eksikliği başarıya giden yolda engellerdir. Anket ve derinlemesine görüşmeler temel alınarak kadın denizcilerin, yöneticilerin, meslekte denizde ve karada yükselmeleri için, eğitim faaliyetleri, yönetsel pozisyonlarla ilişkilenme süreçleri ile ev-ofis yaşam dengelerini sağlama yolunda kullandıkları stratejilerini ortaya koymaları gerekmektedir. Devlet politikaları, hükümetlerin alacakları kararlar da sorunların çözülmesinde yardımcı olacaktır. Devlet, cinsiyet ayrımı yapmayan politikalara odaklanmalı Denizcilikte kadın erkek ayrımı yapılmaması için uğraş verirdim. Bunu bir kültür halinde ileriki nesillere taşımak için hemen sıralayabileceklerim: Kültürlerarası ve kuşaklar arası çatışmaları aza indirmek, beklentileri dengelemek, cinsiyet ve davranış arasındaki ilişkinin sektörde kabulünün sağlanması, pasif/agresif doğrudan problemler, üretkenliği kısıtlayan zorluklarla baş etmek için odaklanma ve tabii ki eğitim. Kadın denizciler olarak bizlerin sektör içindeki deneyimleri ile kadın denizci ve karada yönetici oranlarının karşıdan uyandırdığı hayranlık arasındaki boşluğun incelenmesi, bulunduğumuz zemini sorgulayan bir tavır gerektirmektedir. 1980’lerden itibaren kadınların denizcilikte varlığı artış göstermiş, etkin bir rol oynamış, rol modeller oluşmuş olsa da kadınların denizcilikte kırılgan ve güçlü yanlarının ortaya konulması, kültür ve deneyimlerle mücadele edilerek eşit bir ortamın yaratılması açısından büyük önem taşımaktadır. Cinsiyete dayalı verilerin takip edilmesi, eşitliği teşvik edici önlemler almak açısından önemli olduğundan dönemsel gelişmeler takip edilmelidir. Bugün (tam emin olmamakla beraber) kadın denizcilerin sektördeki oranına bakarsak %2. Nerede olduğumuzu daha iyi değerlendirebiliriz. Dolayısı ile çok parametreli bir sistemde soruna çözüm bulmak üzere başta devlet cinsiyet ayrımı yapmayan politikalara odaklanmalı kurumsal ve bireysel eğitimlerle ilerlenmelidir. Yurt dışında özellikle denizcilikte lokomotif ülke olarak adlandırılan Yunanistan’da da durumun farklı olmadığını biliyoruz. Bu durum karşısında erkek ve kadınların denizde çalışma ortamlarına ilişkin kurallar daha belirgin hale gelir ve hukuki düzenlemeler de  bunu desteklerse, kadının sektörde ve denizdeki  varlığının bir etken olarak belirlenmesi daha kolaylaşacaktır. Su basması, yangın, karaya oturma Sene 90’lı yıllar. Kötü hava koşulları ile teknede hasar oluştu. 100 bin tonluk Obo tarzı kuru yük taşıyan gemimizin makina dairesine 1000 ton su girdi. Bir başka geminin yaşam alanında yangın, karaya oturma gibi hasarların da peş peşe yaşanması ve sorunların çözümü sonrasında edinilen çok büyük tecrübeler… Denizci kadınlarımıza Zihni Şirketler Grubunun kapısı her zaman açık Aslında kadın, karada ve denizde keşke kendine hak ettiği yeri bulmuş olsa da sektördeki erkek egemenliği karşısında kadın dayanışması kavramları hiç olmasa. Ben bir görevi yerine getirirken kadın, erkek farkını, kas, hormon gücü dışında gözetmediğim için, kültür, aldığım eğitim, dünya görüşüm, kadın erkek fırsat eşitliğinden yana ve ayrımcı olmadığından, kadın dayanışması adı altında bir yanıt vermek istemiyorum. Eğitimli, altyapısı oluşmuş, bu işi yapmak isteyen, gönül veren tüm kadın denizci adaylarına her zaman staj, iş, yükselme olanakları ile birlikte Zihni Şirketler Grubunun kapısı açık olmuştur ve olmaya devam edecektir. En zoru insan ilişkileri İnsan ilişkileri işin en komplike tarafı. İşin kendinden zor kısmı. Konumuz kadın ve sektördeki konumu olduğundan yanlış olarak değerlendirdiğim husus ailelerin ve denizcilik yapan firmaların cinsiyeti nedeni ile kadına özellikle denizde kategorik olarak yer vermemesi. Kolay aşılacak bir sorun değil, biliyoruz.     RÖPORTAJ: İBRAHİM KOCAMIŞ [email protected] 7DENİZ
Editör: TE Bilisim