Dünyanın önde gelen üniversitelerinden 15 farklı bilim insanının yaptığı araştırma, Türkiye’nin de içinde bulunduğu Akdeniz Havzası’nda iklim değişikliğinin sonuçlarının, hemen hemen her değişkende diğer bölgelere oranla daha yüksek olduğunu ifade ediyor.

Araştırmanın sonuçları, Akdeniz havzasında sıcaklıklar sanayi öncesi döneme göre ortalama 1.4 derece artış gösterdiğini ortaya koydu:

"Bu rakam küresel ortalamanın yaklaşık 0.4 derece üzerinde. Yağışların Türkiye’nin de aralarında bulunduğu bölgelerde yüzde 10 ile yüzde 30 oranında azalma riski bulunuyor.

İklim değişikliği, Akdeniz’de kentleşme, tarımsal üretim, artan kirlilik ve azalan biyoçeşitlilik gibi var olan mevcut sorunların daha da derinleşmesine neden oluyor.

Sadece iklim değişikliğinden dolayı, bölgedeki sulama taleplerinin yüzyılın sonlarına doğru yüzde 4 ile yüzde 18 arasında artacağı öngörülüyor. Nüfus artışı bu rakamları yüzde 22-yüzde 74’e yükseltebilir.

Turizm geliştirme, yeni sanayiler ve kentsel yayılma da su kirliliğini artırabilir. Türkiye ve Yunanistan’da kişi başına düşen su miktarı 2030 yılında ilk defa yıllık bin m3’ün altına düşebilir.”

Araştırmada tatlı su kaynakları ve göllerde su düzeylerinin de düşeceğine dikkat çekiliyor ve bu konuda, "Akdeniz Bölgesi'nin en büyük gölü olan Beyşehir Gölü'nün, 2040 yılında kuruyabileceği"ne dikkat çekiliyor ve şöyle deniliyor:

"İklim değişikliğinin Akdeniz’e dair oluşturduğu en büyük risklerin başında, ortalama su sıcaklığının artmasıyla deniz ekosisteminde ortaya çıkan sorunlar geliyor.

Sıcaklıkların artması ile birlikte Akdeniz’deki işgalci bitki ve hayvan türünün sayısı 700’ü geçmiş durumda.

Yarısından fazlası Süveyş Kanalı ile Akdeniz’e giren bu tropik işgalci türler bir yandan çevresel sorunlara yol açarken diğer bir yandan da balıkçılık sektörünü olumsuz etkiliyor.

Orka Gıda'dan Nebizade Konağı'nda iftar yemeği Orka Gıda'dan Nebizade Konağı'nda iftar yemeği

Akdeniz bölgesindeki tarım ve balıkçılık alanlarındaki gıda üretimi de sosyal, ekonomik ve çevresel değişimlere bağlı olarak değişiyor.

Bölgede iklim değişikliği ve diğer stres faktörleri yüzünden tarımsal ve hayvansal üretimde ciddi düşüşlerin olabileceği öngörülüyor.

Örneğin, 2050 yılına kadar Türkiye’yi de içeren Güney Avrupa bölümünde ayçiçeği üretiminin yüzde 12 azalabileceği ortaya konuluyor."

İklim değişikliğinin kamu sağlığı üzerine etkisine de önemli bir yer verilen çalışmada, iklim değişikliğinin kamu sağlığını birçok farklı yönden etkilediğine işaret ediliyor.

Araştırmada, iklim değişikliği yüzünden artan sıcak hava dalgalarının ve hava kirliliğinin kardiyovasküler veya solunum yolu hastalıkları riskini artırdığı ifade ediliyor.

Ayrıca bulaşıcı hastalık vektörlerinin (Batı Nil virüsü, Dang, Chikungunya) yayılımının da bölgede artacağına dikkat çekiliyor.

Editör: Haber Merkezi